Mehmet Altan'ın tahliye talebi yine reddedildi

Hak ihlali kararına rağmen AYM’yi tanımayan yerel mahkemelerce tahliye edilmeyen gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın avukatları kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yeniden tahliye talebinde bulundu. 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Altan'ın tahliye talebini reddetti.

Yayınlanma: 19.01.2018 - 18:13
Abone Ol google-news

Anayasa Mahkemesi’nin haklarında hak ihlali vermesinin ardından yargılandıkları mahkemelerin kararın Resmi Gazete’de yayımlanmadığı gerekçesiyle tahliye etmediği gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın avukatları, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra yeni başvurularda bulundular. Altan’ın avukatları tahliye talebinde bulunurken, Alpay’ın avukatı hem tahliye hem de reddi hakim başvurusunda bulundu. 
 
Altan’ın avukatlarının İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, AYM’nin hak ihlali kararından sonra ihlalin ortadan kaldırılması için kısa kararı yerel mahkemeye yolladığı, aynı zamanda avukatlar tarafından da mahkemeye sunulduğu anımsatıldı. Yerel mahkemenin gerekçeli karar yazılıp mahkemeye gönderildiğinde tutukluluk halinin devam edip etmeyeceği konusunda re’sen değerlendirmede bulunulacağını belirtilerek tahliye talebini reddettiği hatırlatıldı. Söz konusu karara yapılan itirazın ise üst mahkemece gerekçeli kararın henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamış olması gerekçe gösterilerek reddedildiği belirtildi. Gerekçeli kararın muhalefet şerhleriyle birlikte dün Resmi Gazete’de yayımlandığı kaydedilerek, Altan’ın kişilik haklarının daha fazla tahrip edilmesinin önlenmesi için kararın gereğinin yapılması ve tahliye edilmesi istendi. 
 
“Mahkumiyet veremeyiz”
 
Mahkeme de başvuruya ilişkin kararında, AYM’nin muhalefet şerhlerini de içeren gerekçeli kararının 18 Ocak’ta UYAP üzerinden mahkemeye gönderildiğini, görüşü sorulan savcının da mütalaasında tutukluluk durumu konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını belirtti. AYM’nin bir mahkeme kararına karşı yaptlan bireysel başvurularda bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldrılacağına dair karar verdiğini anımsatan mahkeme, kanun yolunda belirtilmesi gereken hususlarda AYM tarafından inceleme konusu yapılamayacağını kaydetti. AYM’nin yargılamayı yapan mahkemenin yerine geçerek delil değerlendirmesi ve yerindelik incelemesi yapmasının bireysel başvuru incelemesinin kapsamı içerisinde olmadığını savunan mahkeme, aksi takdirde yargılamayı yapan mahkemenin AYM’nin tespit ve değerlendirmesi aksine bir karar verme imkanı kalmayacağını ifade etti. AYM’nin Altan kararında da mahkemenin yerine geçerek delil edğerlendirmesinde bulunduğunu savunan mahkeme, mahkemenin kanuna aykırı şekilde yerindelik incelemesi yaptığını öne sürdü. Mahkeme, AYM’nin kararına uyulması durumunda yargılamayı yapan mahkemenin mahkumiyet kararı veremeyeceğini ifade etti. 
 
“AYM yetkisini aştı”
 
AYM tarafından iddianamede belirtilen deliller ile sınırlı olarak değerlendirme yapıldığını kaydeden mahkeme, ceza yargılamasında karardan önce her aşamada resen ya da talep üzerine delil toplanabileceğini belirtti. Yerel mahkemenin sadece iddianamede belirtilen deliller ile bağlı olmadığını savunan mahkeme, “Dolayısıyla kendisine kanunla çizilmiş yetkisini aşmıştır. Dosyada tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir etme yetkisi mahkememize aittir. Ayrıca vermiş olduğu ihlal kararında tahliye yönelik bir hüküm bulunmamaktadır” yorumunda bulundu. Mahkeme, AYM’nin kararına göre sanığın tahliyesi sonucunu doğuracağını kabul etmenin, hukukun genel ilkelerine, mahkemelerin bağımsızlığı, mahkemelere emir ve talimat verilemeyeceği ve telkinde bulunulamayacağı yönündeki düzenlemelere, doğal hakim güvencesi olmak üzere birçok yargılamaya dair ilkenin ihlali sonucunu doğuracağını savundu. Mahkemenin esastan inceleme yapan temyiz merci kararına dahi direnme hakkı olduğunu belirten mahkeme, darbe tehdidinin büyüklüğü, kaçma ihtimali ve dosyanın gelmiş olduğu aşama gibi gerekçelerle Altan’ın tahliye talebinin oy çokluğu ile reddine karar verdi. Karara muhalif kalan üye hakim Recep Kurt ise, şerhinde, AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını belirterek, ihlalin sonucunun ortadan kaldırılması için Altan’ın tahliye edilmesi gerektiğini belirtti. 
 
Hükümetin diliyle paralel gerekçe
 
Alpay’ın avukatı Aynur Tuncel Yazgan da, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, müvekkili hakkında “tutukluluğun devamı”, ve tahliye talebi ile ilgili “karar verilmesine yer olmadığı” kararlarına katılan yargıçlar Fahrettin Düzalan ve Abdullah Ok’un reddini talep etti. Avukat Yazgan, dilekçede, mahkemenin tahliye taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiğini anımsatarak, bu süreçte Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Mehmet Uçum ve Başbakan Binali Yıldırım ve hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ’ın AYM’nin kararını değerlendiren bazı yorumlarının basına yansıdığını söyledi. Avukat Yazgan, mahkemenin 12 Ocak tarihli ret kararında AYM’nin, kendisini, davaya bakmakta olan mahkeme yerine koyarak, delil değerlendirmesi yaptığı ifadelerini anımsatarak, “Mahkemenizin bu gerekçesi, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a ait olan açıklamalarla neredeyse sözcüğü sözcüğüne paralellik taşımaktadır” dedi. 
 
AYM’yi ‘kağıttan kılıç’ durumuna düşürdüler
 
Mahkemenin bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili soru işaretleri oluştuğunu ifade eden Yazgan, hakimin reddi yolunun işletilebilirliğinin gündeme geldiğini belirtti. Avukat Yazgan, mahkemenin bağlayıcı olduğu açıkça öngörülen AYM kararının gereğini yerine getirmemesi ve bunu yaparken hükümet üyelerinin açıklamalarıyla paralel gerekçelere dayanmasının nesnel bir gözlemcinin gözünde mahkemenin bağımsızlığı hususunda ciddi ve makul şüphelerin oluşmasına neden olacağını ifade etti. Bağımsız olmayan bir mahkemenin tarafsız olmasından söz edilemeyeceğinin altını çizen
 
Yazgan, şunları kaydetti: “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11 ve 12 Ocak günlü kararlarında çoğunluğu oluşturan oyları kullanan yargıçlar, bağlayıcı olan AYM kararına karşı direnerek, AYM tarafından saptanan hak ihlalini giderme görevini yerine getirmeyerek AYM’yi adeta bir kağıttan kılıç durumuna düşürmüş, mahkeme kararlarına ve bireysel başvuru yolunun etkili bir başvuru yolu olduğuna duyulan güveni sarsmış, hukuk sistemimizde eşi benzeri görülmemiş bir kriz çıkmasına neden olmuşlardır.” 
Avukat Yazgan öte yandan mahkemeye sunduğu bir diğer dilekçede, AYM’nin kararının dün Resmi Gazete’de yayımlandığını anımsattı ve Alpay’ın tahliye edilmesini talep etti. 

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler