Boğaziçili tutuklu öğrencilerin aileleri: Demokrasi bu mu?

Boğaziçi Üniversitesi tutuklanan Ş.Y.T’nin annesi Özgür T, “Çocuklarımızın hiç bir örgütle bağlantısı yok. Benim çocuğum her zaman güçsüzün mazlumun yanında olan bir çocuk olarak büyüdü... Savaş karşıtı düşünceler bütün dünyada var” dedi. Adli kontrolle serbest bırakılan öğrencilerden birinin babası Mustafa Kök ise “ Kim ne derse desin biz çocuklarımızın yanındayız. Suçsuz oldukların

Yayınlanma: 05.04.2018 - 21:47
Abone Ol google-news

Boğaziçi Üniversitesi tutuklanan Ş.Y.T’nin annesi Özgür T, “Çocuklarımızın hiç bir örgütle bağlantısı yok. Benim çocuğum her zaman güçsüzün mazlumun yanında olan bir çocuk olarak büyüdü... Savaş karşıtı düşünceler bütün dünyada var” dedi. Adli kontrolle serbest bırakılan öğrencilerden birinin babası Mustafa Kök ise “ Kim ne derse desin biz çocuklarımızın yanındayız. Suçsuz olduklarına inanıyoruz. Bugüne kadar yanındaydık bugünden sonra da yanında olacağız” diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin’de şehit düşen askerleri anmak için stant açarak lokum dağıtan öğrencileri protesto ettikleri iddiasıyla tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen 15 öğrenciden 9’u “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklanmıştı. Tutuklu öğrencilerden Ş.Y.T’nin annesi Özgür T, yaratılmaya çalışılan algının kendilerini çok şaşırttığını belirterek, “Ortamı kullanmaya çalışıyorlar. Bunun altında ne yatıyor anlamıyoruz. Aileler olarak çok perişanız. Mesela benim kızım daha 18 yaşında. Genç bunlar, kanları deli akar. Koca koca adamların bu çocukları hedef göstermesi olacak iş değil. Bu ülkede farklı düşüncelerini dile getiren üniversite gençliği hep vardı. Hep de var olacak. Bu çocuklar bilimi, fikirleri öğrenme aşamasındalar. Bu koskoca çirkinliğe alet edildiler. Çocuklarımız hepsi kurban seçildi. Bu korkunç bir şey. Bu çocuklar yaralı sokak hayvanlarını toplayıp eve getiren vicdanlı, duyarlı çocuklar. Bir ağacın, bir böceğin canına kıymet veren insanlar” ifadelerini kullandı.

‘Düşmanlık yok’

“Özgürce evlerinde konuşabildikleri için sokaklarda da özgürce konuşabileceklerini zannettiler” diyen anne Özgür T. şöyle devam etti: “Çocukların düşüncelerinde bir tarafa düşmanlık yok. İnsan canına karşı bir hassasiyetleri var. Böyle düşündükleri için cezalandırılıyorlar. Ne yaptılar? Ellerine silah, top, mermi veya sapan mı almış. Bunu niye görmüyorlar. Benim çocuğum şoklar içerisinde. Çocukların hepsi sosyal demokrat çocuklar. Bu fikir özgürlüğü değil diyorlar. Amerika Irak’a savaş ilan ettiğinde orada öğrenciler, toplum ayağa kalkmadı mı? Orada da bir acı yaşandı. Bunların hepsini içeri mi attılar. Savaş karşıtı gösteriler bütün dünyada var. Türkiye’nin demokrasisi bu mu? Bu neyin kavgası”

‘Suç olmadığı açık’

Adli kontrolle serbest bırakılan öğrencilerden birisinin babası Mustafa Kök ise, “Arbede var diyorlar. Arbede iki taraflı olur. Karşıda hiç kimse yok. Alınan çocukların hepsi sol düşünceli öğrenciler. Bunlar birbirlerini dövecek, kavga edecek türden öğrenciler değil. Bu çocukların yaptıkları suç olacak hiç bir şey yok. İfadelerinde de bir suç olmadığı açık. Benim oğlum dışarda ve ben kesinlikle diğer çocukların velileriyle ortak olarak ne yapılacaksa hepsinde varım” diye konuştu.

37 ÜLKEDEN 2011 İMZA

Dünyaca ünlü akademisyenlerin gözaltındaki Boğaziçili öğrenciler için başlattığı ve gün geçtikçe büyüyen kampanyada imza sayısı 2011’e ulaştı. 37 farklı ülkede bulunan 100’ü aşkın kurumdan 2011 akademisyen, gözaltına alınan 16 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin derhal serbest bırakılmasını talep etmişlerdi. İmza metninde, “Türkiye’de siyasi konuşmayı ve muhalifleri cezalandırmakta rahatsız edici bir eğilim sürdürülüyor. Recep Tayyip Erdoğan alaycı bir üslupla bu öğrencilerden ‘terörist’ diye bahsetti, onları okuldan atmak ve başka bir üniversitede eğitim almalarını engellemek için ant içti. Erdoğan’dan daha önce böyle sözel saldırılar görmüştük ve bunlar binlerce akademisyenin, gazetecinin, sanatçının ve insan hakları savunucularının tutuklanmasıyla sonuçlanmıştı. Türkiye hükümetini gözaltına alınan öğrencileri derhal serbest bırakmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanılmıştı. İmzacılar arasında Angela Y. Davis, Judith Butler, Noam Chomsky, Alice Crary, Nancy Fraser, Marianne Hirsch, Michael Hardt, Etienne Balibar, Mary Marshall Clark, Seyla Benhabib, Jay M. Bernstein, Partha Chatterjee, Bertell Ollman, Susan Buck-Morss, Pulitzer ödüllü Junot Diaz, Homi K. Bhabha, David Graeber, Todd Gitlin, Immanuel Ness, Eduard Brezin, Nobelli Eric Wieschaus ve Jack W. Szostak da bulunuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler