‘Ülke başkentlerine Trump karar veremez’

İnsan hakları örgütü Amos Trust, Balfour Deklarasyonu’nun 100. yılında Filistinlilerin durumuna dikkat çekmek için Londra’dan Kudüs’e bir yürüyüş düzenledi.

Yayınlanma: 12.02.2018 - 23:37
Abone Ol google-news

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması kararı yalnızca bir kez daha Filistin- İsrail sorununu dünya gündeminde ön sıralara taşımakla kalmadı, krizin çözümü için çabalara da büyük bir darbe vurdu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, artık ABD’nin iki devletli çözüm planlarının bir parçası olamayacağı çıkışını yaparken Washington rüzgârını arkasına alan İsrail, işgal altındaki Batı Şeria’da yerleşim inşasına hız verdi. Amacı Filistinlilerin haklarına dikkat çekmek olan, merkezi Londra’da bulunan yardım kuruluşu Amos Trust dönemin Britanya Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un, Yahudi Toplumu lideri Lionel Walter Rotschild’a gönderdiği ve İsrail devletinin kuruluşunun yolunu açan belge olarak görülen Balfour Deklarasyonu’nun 100. yılında, geçen haziran ayında Londra’dan başlayıp kasımda Kudüs’te sona eren bir yürüyüş gerçekleştirdi. Projenin organizatörlerinden yazar, yönetmen, prodüktör Justin Butcher ile bu yürüyüşü konuştuk.

-Yürüyüşe kaç kişi katıldı?

Toplamda 100 kişi yürüyüşte yer aldı. Ama çekirdek grubumuz dokuz kişi. Diğerleri yürüyüşün bazı bölümlerine katıldı.10 Haziran’da Londra’dan ayrıldık. Rotamız Britanya’dan Fransa’ya, İsviçre’ye, İtalya, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan’dan Türkiye’ye ve Ürdün’e uzandı.

'Misafirperverliğe hayran olduk'

-Yerel halktan hiç tepki oldu mu ya da protesto edenler?

Hiçbir protesto ile karşılaşmadık. İlk tepkileri gülmek olan, “Siz delisiniz” diyenler bunu neden yaptığımızı anlattığımızda çok etkilendi. Bütün yol boyunca insanların misafirperverliği ve coşkusu karşısında hayran kaldık.

‘Filistin’deki problem siyasi’

-Amos Trust hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Amos Trust küçük çaplı bir insan hakları kuruluşu. Nikaragua, Güney Afrika, Tanzanya, Filistin ve Hindistan’da faaliyet gösteriyoruz. Amacımız unutulmuş toplumlara umut getirmek, sesi olmayanlara ses vermek. Filistin’deki problem sadece gelişim, altyapı, eğitimsizlik ile değil haklar ile ilgili, yani siyasi. Filistinliler haklarını istiyorlar acıma ya da hediye değil.

-ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesiyle ilgili düşünceleriniz neler?

Kötü bir arkadaş olan ABD’nin İsrail’e koşulsuz desteğine devam ettiği sürece işlerin düzelmesi mümkün görünmüyor. Hangi ülkenin başkentinin neresi olduğuna karar vermek Trump’ın işi değil. Sadece Filistinliler ve İsrailliler gelecekleri hakkında karar verebilirler. Trump’ın Kudüs açıklaması ABD’nin İsrail’e istediğini sunmasının bir örneği. Bundan çıkan tek iyi sonuç neredeyse bütün dünya ülkelerinin Trump’ı kınamak için birleşmesi.

-Yürüyüş fikri nereden çıktı?

Benim için bu yolculuk dört yıl önce Amos Trust ile Filistin’deyken başladı. Beytüllahim dışındaki bir köyü ziyaret ediyorduk. Evleri İsrail ordusu tarafından dördüncü kez yıkılan bir ailenin evine konuk olduk. El Halil’de üç yerleşimci gencin kaybolduğu, kötü bir dönemdi. Ziyarete gittiğimiz bir aile evlerinin yıkıntıları arasında bizi misafir etti. Onlara hikâyelerini anlatmak için sesimizi kullanmaya söz verdik.

‘Özür yerine eşit haklar için mücadele’

-Britanya Balfour Deklarasyonu için özür dilemeli mi? Mahmud Abbas Britanya hükümetinden özür talep etmişti.

İlginç bir soru. Özürün anlamı nedir?.. Geçmişte olmuş, yapmadığınız bir şey için özür diliyorsunuz. Bu konuda ne yapacaksınız? Bence Britanya hükümeti kendinden 100 yıl öncekilerin yaptıklarını kabul etmeli ve eşit haklar için daha çok çalışılmalı. Siyasi gücümüzü ve etkimizi sürekli İsraili desteklemek yerine Filistinlilerin haklarının savunması için kullanmalıyız


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler