Yaşam korosu

Onkoloji uzmanı ve müzisyen profesör şimdi de hastalarıyla şarkı söyleyecek.

Yayınlanma: 14.01.2019 - 23:08
Abone Ol google-news

Türkiye’nin en sıradışı başhekimlerinden biri Tayfun Hancılar... Bir yandan doktorluk yapıyor, bir yandan başhekimlik. Gün sonunda ise sahnede bir müzisyen. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hancılar, ilerleyen zamanlarda kanser hastalarıyla bir koro oluşturup hastalarına moral vereceğini belirterek “Uzun yıllar önce bir hastam, ‘hocam iyileşince inşallah beraber şarkı söyleriz’ demişti. Ben de uzun yıllardır müzikle uğraşan bir hekim olarak hastalarımla birlikte aynı sahnede şarkı söyleme hayalini hep kuruyordum. Önümüzdeki günlerde, sanatçı dostlarımın da katılımı ile kanser tedavisini bitirip iyileşmiş hastalarla güzel bir konser verip ‘kanser engel değildir’ diyeceğiz. Doktoru ile şarkı söyleyen onkoloji hastaları herhalde dünyada tek olacak. Kanser hiçbir zaman engel değildir” diyor.

Müziğin gücü

Müziğin kanser tedavisindeki etkisine değinen Hancılar, özetle şunları söylüyor: “Elbette müzik, kanseri tedavi etmiyor. Ama kanser tedavisine uyumu kolaylaştırıyor. Kemoterapi ve radyoterapi gören hastaların tedavi esnasında korku, anksiyeteleri fazla oluyor. Bu nedenle; uzun yıllardır bu tedavilerin yapıldığı ünitelerde tedavi esnasında müzik yayını yapılıyor, bu bilimsel çalışmalarda da kanıtlandığı gibi hastalar üzerinde sakinleştirici, rahatlatıcı etki yapıyor.”

Erken ergenlik riskli

Meme kanseri ile ilgili sorularımızı da yanıtlayan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar 12 yaşından önce âdet görmeye başlayan ve 50 yaşın üzerinde menopoza giren yani daha uzun süre âdet gören kadınlarda riskin daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Hancılar, risk faktörlerine ilişkin de şu bilgileri verdi: “Uzun süreli doğum kontrol haplarının kullanılması halen tartışmalı. Ebeveynlerinden dolayı pasif içici olanlarda risk daha yüksektir. Menopoz sonrası dönemde uzun süreli ve yüksek dozlarda hormon tedavisi görenlerde risk hafif artış gösterir. Çocukluk döneminde göğüs bölgesi ışınlanmış olanlar, hiç doğum yapmamış veya ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olanlar, aşırı yağlı gıdalarla beslenen ve hareketsiz yaşam sürdürenlerde risk daha yüksektir.”

Meme kanseri ile ilgili sorularımızı da yanıtlayan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar 12 yaşından önce âdet görmeye başlayan ve 50 yaşın üzerinde menopoza giren yani daha uzun süre âdet gören kadınlarda riskin daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Hancılar, risk faktörlerine ilişkin de şu bilgileri verdi: “Uzun süreli doğum kontrol haplarının kullanılması halen tartışmalı. Ebeveynlerinden dolayı pasif içici olanlarda risk daha yüksektir. Menopoz sonrası dönemde uzun süreli ve yüksek dozlarda hormon tedavisi görenlerde risk hafif artış gösterir. Çocukluk döneminde göğüs bölgesi ışınlanmış olanlar, hiç doğum yapmamış veya ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olanlar, aşırı yağlı gıdalarla beslenen ve hareketsiz yaşam sürdürenlerde risk daha yüksektir.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler