Buğday, tarım ve kadın tarihi değiştirdi

Göbeklitepe’den günümüze ekmeğin tarihsel yolculuğu...

Yayınlanma: 29.10.2017 - 20:59
Abone Ol google-news

İnsanoğlunun 10bin yıldan bu yana buğday ile olan ilişkisi kültürümüzü şekillendiriyor. Anadolu mutfağının temel besin maddelerinden birisi olan ekmek, gündelik yaşam pratiklerimizden edebiyatımıza, batıl inanışlarımızdan kutsal kitaplardaki metinlere kadar insanoğlunun kültürel zenginliğinin oluşumunda önemli bir yer tutuyor. Tarih Vakfı tarafından düzenlenen ve 6 hafta sürecek olan “Tarihten Mutfağa Ekmek” etkinlik dizisinin ilk oturumu geçen pazar günü Dokuz Eylül Üni. Arkeoloji Bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç.Dr. Ahmet Uhri’nin “Buğday, Ekmek ve Uygarlık” sunumuyla yapıldı.

İnsanın 12 bin yıl önce yerleşik hayata başladığını belirten Uhri, “Bir buğday ve arpa tanesiyle, uygarlığın ilk adımları atıldı. Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe başta olmak üzere bölgedeki birçok alanın bereketli olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla insanın bütün serüveni bu coğrafyada başlıyor. Yapılan genetik çalışmalar sonucunda bugün dünyada kullanılan tüm buğdayların anavatanı olarak Urfa yakınlarındaki Karacadağ gösteriliyor” ifadelerini kullandı.

Tarımın mimarı kadınlar

Kadınların gözlem yeteneği sayesinde tarımsal hayatın çeşitlendiğini belirten Ahmet Uhri, tarımı başlatan ve doğayı ehlileştirenin kadınlar olduğunu belirtti. Fakat tarımın gelişmesiyle birlikte ‘artı ürün’ün ortaya çıkmaya başladığını, bununla da iktidar ilişkilerinde değişimin yaşandığını belirten Uhri, “Tarımla birlikte, çiftçilik gelişti, köy ve nüfus da hızla arttı. Artı değerin ortaya çıkması, iş bölümü ve ticaretin gelişmesine neden oldu ve takas ekonomisi ortaya çıktı. Bu da mülkiyete dayalı toplumsal yapının oluşmasına, dolayısıyla bu yapıyı kontrol etmek için de iktidar ve bürokrasi kurumsallaşmasına yol açtı. Fakat burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Bir süre sonra doğaya hâkim olan kadın, özellikle Doğu’nun patriarkal sistemi içerisinde merkezi otorite içerisindeki yerini kaybediyor” dedi.

Anadolu’da tarım bir isyanla başladı

İnsan ve tarımın paralel geliştiğine dikkat çeken Uhuri, tarihsel gözlem ve tecrübenin bir tür Neolitik-Bilgi Paketi olduğunu belirterek, tarımın Anadolu’ya taşınmasının otoriter erke karşı bir başkaldırı sonucunda gerçekleştiğini belirtti. Uhri, “Günümüzden yaklaşık 10 bin 500 yıl önce yaşanan bu göç sürecinde, tarımsal bilginin Orta Anadolu’ya götürüldüğü, oradan da Ege tarafına ilerlediğini görüyoruz. Bu göç 7 bin 600 yıl önce Almanya’ya, oradan da Hollanda’ya ulaştı. M.Ö. 1600’lerde Anadolu’da ilk devlet olan Hitit devleti kuruldu” dedi. Uhuri, Göbeklitepe’de yapılan kazılarda hayvansal ürünlerle tarım ürünlerinin karıştırıldığı kaplar bulunduğunu söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler