DİSK, itiraz noktaları ortadan kalkana kadar hayır demeye devam edecek

Refe randu m öncesinde umut verici bir birliktelik içinde yer alan DİSK, itiraz noktaları ortadan kalkana kadar hayır demeye devam edecek. Nar Kadın Dayanışması da, ‘hayır’ın gücüyle kaldıkları yerden mücadeleye devam edeceklerini söylüyor.

Yayınlanma: 13.05.2017 - 23:19
Abone Ol google-news

“Hayırımızın nedenleri belli... Yargıda tarafsızlık yok, Cumhurbaşkanı bir gecede OHAL ilan edip ülkeyi istediği gibi yönetebiliyor. Başta kıdem tazminatı olmak üzere 100 yıllık kazanımlarımızı bir gecede elimizden almak isteyen bir zihniyet ile karşı karşıyayız” diyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Kani Beko’ya göre, kiralık işçi olmak istemiyorsak, kıdem tazminatlarımızı kaybetmek istemiyorsak, eşitlikçi, demokratik, sendikal hakları olan bir ülkede yaşamak istiyorsak hayır demeye de devam edilmeli.

Referandum sürecinde tek tek 45 ile gittiğini, her fırsatı değerlendirerek insanları bilgilendirmeye çalıştığını, 6.5 milyon insana kiralık işçi olacağını anlattığını dile getiren Beko, yasanın AKP oylarıyla çıktığını iptali için kendileri Anayasa Mahkemesi’ne gidemeyecekleri için CHP’ye bir dosya hazırlayarak iptali için çaba sarf ettiklerini hatırlattı.

300 simsarlık bürosu

Gayri Safi Milli Hasıla’nın 590 milyar Avro olduğunu anlatan Beko, 300’ün üzerinde özel istihdam bürosunun hizmet verdiğini, söz konusu özel istihdam bürolarının cirosunun 450 milyar Avro’yu bulduğunu söyleyerek, ülkenin neredeyse bir yangın yerine döndüğünü, ülkenin 2002’den beri en büyük değerlerinin satıldığını, bugün itibariyle Karayolları, Devlet Su İşleri (DSİ), Tekel, Sümerbank, Şekerbank ve bir dizi kurumun ya satıldığını ya içinin boşaltıldığını dile getirdi. “İşte bu hükümet şimdi de ülkenin tapusunu tek bir kişiye vermek istedi. Şimdi çok anlam ifade etmeyen evetleri ile bunu almış gibi görünüyorlar ama bu ülkenin sahipsiz değil. Türkiye Cumhuriyet’nin tapusunu kimseye vermeyeceğiz” diye konuşan Kani Beko, amaçları için iyi bir araç olan FETÖ ile ülkede binlerce kişinin işlerinden uzaklaştırıldığını da hatırlattı.

1077 fabrika şalter indirdi

Hayır demeye ve hayırı örgütlemeye devam edeceklerinin altını ısrarla çizen Kani Beko’nun nedenlerini de özetle şöyle sıralıyor;

* İşsizlerin yaklaşık 1 milyonu üniversite mezunu. Acilen konuşulması ve önlemi alınması gerekirken, ülkede başka konuların konuşulduğunu görüyoruz.

* Türkiye’de 1077 fabrika şalterlerini kapattı. 15 ülkeyle ekonomik ve siyasi anlamda ilişkilerimiz tamamen bozuldu. Bundan ötürü ürettiklerimizi satamaz hale geldik.

* Önce işverenler istihdam daralmasına gittiler ve baş edemedikleri için de kapattılar. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde, Türkiye’deki 7 milyonluk işsiz sayısı, 10 milyonlara çıkma tehlikesiyle karşı karşıya.

* TBMM’den olağanüstü bir hızla, medyadan, hatta vekillerden kaçırarak, muhalefeti susturarak, hukuka aykırı açık oylamalarla, kavga gürültü içinde geçirilen bu anayasa değişikliği paketi, toplumsal uzlaşmaya değil kutuplaşmaya dayalı.

* Ağır sonuçlarını bugün yaşadığımız 2010 yılındaki anayasa referandumunda bizler HAYIR derken, HAYIR demekle yetinmemiştik. Ülkenin saygın anayasa hukukçuları ve bilim insanlarının katkısı ile “Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu” hazırlamıştık.

* Türkiye’de anayasa tartışılırken anayasa konusunda böylesi bir birikimi olan DİSK başta olmak üzere hiçbir emek ve meslek örgütünün, sendikanın, demokratik kitle örgütünün kapısı çalınmadı. Hatta Meclis’te grubu bulunan ve bulunmayan siyasi partilerin de fikri alınmadı.

* Paketin sadece hazırlanışı değil içeriği de antidemokratik. Bu anayasada işçiler yok, köylüler yok, emekliler yok, işsizler yok.

* Bir partinin üyesi ve hatta başkanı olan cumhurbaşkanının atadığı hâkim ve savcıların, yani adaletin bağımsız ve tarafsız olması mümkün mü? Tabii ki hayır.

* Peki işçilerin haklarını tehdit eden bir yasa söz konusu olduğunda Anayasa Mahkemesi, bu yasayı nasıl iptal edebilir.

* Kıdem tazminatını ortadan kaldıran bir yasayı yarın Anayasa Mahkemesi’ne götürmek zorunda kalırsak, hangi mahkeme üyesi işçi lehine karar verebilir?

* İşçilerin haklarını sadece Meclis’te ve yargıda değil sokaklarda, meydanlarda da savunmasını zorlaştıran bir anayasayı oyladılar.

* OHAL ilan etme yetkisi olan bir Cumhurbaşkanı, tüm demokratik gösterileri, yürüyüşleri, grevleri yasakladığında işçilerin haklarını savunmanın daha da zorlaşacağı açık.

* Tek bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, “gerektiğinde” ücretleri dondurma yetkisi şimdi tek bir kişinin elinde.

* Bu durum düzelinceye kadar hayırı büyütmek, yarım asırlık bir çınar olan DİSK için tarihsel bir görevdir.

* Bu nedenle, demokratik tüm kesimleri, tüm bireyleri, işçileri taşeron düzenine, kiralık işçiliğe, iş cinayetlerine, düşük ücretlere, uzun çalışma saatlerine, zorunlu BES dayatmasına, İşsizlik Fonu’nun yağmasına, grev yasaklarına ve sendikal hakların önündeki engellere karşı birleşmeye ve hayır demeye çağırıyoruz.

Kadınlarla ‘hayır’ın sesini yükselteceğiz

Nar Kadın Dayanışması, referandum sürecinde, ‘Ha ha ha hayır’ ve ‘Bir yerine bin hayırla hakkından geleceğim’ şarkılarıyla, kampanyanın çok geniş kitlelere ulaşmasında etkili oldular. Kadınların gücünün ve neşesinin çok şeyi değiştireceğini ortaya koydular. Dayanışmadan Sena Özcanlı, ‘hayır’ın gücüyle kaldıkları yerden mücadeleye devam edeceklerini söylüyor. “Bütün kadınlara değeceğiz. Neşemizle, umudumuzla kadınların içindeki narı dürterek, cesaretlerini ortaya çıkararak ‘hayır’ın sesini yükselteceğiz...” diyor. Özcanlı ile referandumu ve sonrasını konuştuk.

- Nar Kadın Dayanışması, referandum sürecinde neler yaptı, hatırlayabilir miyiz?

Bu sürece en çok kadınlar tarafından yükseltilen ‘hayır’ın sesi yön verdi, çünkü kadınlar 15 yıllık AKP iktidarının ve kullandığı nefret politikalarının hedefinde bulunuyordu. Kadınlar bir kez daha siyasal İslamın ve AKP iktidarının kendilerine biçtiği yaşam formunu asla kabul etmeyeceklerini gösterdiler. Nar Kadın Dayanışması olarak bizler referandum süreci boyunca şarkılarımızla, etkinliklerimizle kadınların ‘hayır’ını sokaklara taşıdık. Ankara’daki arkadaşlarımızdan bir şarkı atölyesi fikri çıktı. ‘’Ha ha ha hayır’’ ile başlayan furya İstanbul’da ‘Bir yerine bin hayır’la devam etti. zmir, Eskişehir ve Edirne’deki arkadaşlarımızın yapmış oldukları ‘hayır’ şarkıları neşemizi ve umudumuzu büyüttü.

- Referandumun sonucuna dair bir öngörünüz var mıydı? Sizce sandıktan ne çıktı?

Tabii ki vardı.. ‘Hayır’ın sesi her ne kadar kısılmaya çalışılıp iktidar tarafından tüm imkânlar ‘evet’ propagandası için seferber edilmiş olsa da insanlar bulundukları her alanda gerek şarkılar, gerek duvar yazıları, gerek günübirlik şenlikler, hiçbir şey de yapamıyorlarsa çantalarına iğneledikleri minik rozetlerle ‘hayır’ iradelerini gösterdiler. Referanduma giden süreçte en umulmadık yerlerde bile ‘hayır’ dalgası vardı. Sandıktan çıkan sonuç kesinlikle ‘hayır’dı. Yapılan hukuksuzluklarla ve hırsızlıklarla dayatılan bir ‘evet’i meşru bulmuyor ve kabul etmiyoruz.

- Referandumda kadınlar sizce ne dedi?

Kadınlar nasıl giyineceklerinden, kaç çocuk doğuracaklarına, hayatlarına müdahale etmeye çalışan, tacizcileri, tecavüzcüleri ve kadın katillerini aklayan, ‘makbul kadın’ algılarının dışında kalan kadınlara yaşam hakkı tanımayan ve gericiliği devlet politikası haline getirmiş AKP iktidarına karşı emekleri, bedenleri ve yaşam hakları için tüm güçleriyle ‘Bir yerine bin hayırla hakkından geleceğiz senin’ dedi. ‘Kadının yeri evidir’ diyen zihniyete karşı sokaklara dökülerek, onları eve hapsetmeye çalışan karanlığa karşı kol kola mücadele edeceklerini gösterdiler.

- Ana muhalefet partisinin referandum sonrası tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mühürsüz oyların kabulüyle yapılmış aleni bir hukuksuzluk varken ana muhalefet olarak her şekilde bununla mücadele etmesi gereken CHP’nin bu tavrını yılgınlık olarak görüyor ve kesinlikle doğru bulmuyoruz. Sonuçların açıklanmasının ardından yapılan hırsızlığı gören CHP tabanı da sokağa dökülüp ‘hayır’a sahip çıkmışken, sonuçları şaibeli bu referandumdan sonra başkan adayından bahsetmenin boyun eğmekten farklı olduğunu düşünmüyoruz.

- Nar Kadın Dayanışması şimdi ne yapacak?

16 Nisan sonrası yeniden doğan Gezi ruhuyla birlikte, mücadelemizi sokakta da sürdürmeyi bırakmayacağız. ‘Hayır’ın gücüyle kaldığımız yerden, değebildiğimiz bütün kadınlara değerek mücadelemizi devam ettireceğiz. Neşemizle, umudumuzla kadınların içindeki narı dürterek, cesaretlerini ortaya çıkararak daha örgütlü bir şekilde gittikçe büyüyerek ‘hayır’ın sesini hayatın her alanında yükselteceğiz ve AKP’nin bizler üzerinde hedeflediği ve kurmaya çalıştığı baskıya boyun eğmeyeceğiz.

Yazı dizisinin birinci bölümü: Alper Taş: 'Evet'in anlamı yok

Yazı dizisinin ikinci bölümü: 2019’a tek adayla gidebiliriz

Yazı dizisinin üçüncü bölümü: İki yakayı bir araya getirdik

Yazı dizisinin dördüncü bölümü:  ‘Hayır başarılı oldu’

Yazı dizisinin beşinci bölümü: Erkan Baş: Hayır kazandı


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler