Nâzım Hikmet külliyatı neden tam değil?

20 Haziran 2018 Çarşamba

Nâzım Hikmet doğum ve ölüm yıldönümlerinde çeşitli etkinliklerle anılıyor, bu vesileyle yeni yayınlar yapılıyor. #tarih dergisi de haziran sayısının kapak konusu olarak Nâzım Hikmet’i ele almış. İlk kez yayımlanan fotoğraflar ve belgeler yer alıyor dosyada. Nâzım Hikmet uzmanı M. Melih Güneş hazırlamış dosyayı. Yazılardaki temel sorgulama Nâzım Hikmet külliyatının niçin eksik olduğu ve bunun neden tamamlanmadığı.
Bilinen bir gerçek, Nâzım Hikmet’in kitapları uzun yıllar boyunca Türkiye’de okunamadı, çünkü yasaktı. 1938 - 1965 yılları arasında Nâzım Hikmet’in hiçbir kitabı Türkiye’de yayımlanamamış. Toplu eserlerinin ilk yayımı bu nedenle Bulgaristan’da Türkçe olarak gerçekleştirildi. Ancak Nâzım Hikmet’in ölümünden sonra Memet Fuat’ın çabaları ile ilk kitaplar yayımlandı. 1975’te Şerif Hulusi ve Asım Bezirci’nin derlemesi ile bütün şiirleri 8 cilt olarak Cem Yayınları’ndan yayımlanmaya başladı. Nâzım Hikmet külliyatı diyebileceğimiz ilk yayın ise 1989’da Memet Fuat’ın derlemesiyle Adam Yayınları’ndan 29 cilt olarak çıktı. 2001’de bu derleme esas alınarak ve “yeniden gözden geçirilerek” yayımlandığı ibaresiyle Nâzım Hikmet külliyatı Yapı Kredi Yayınları’ndan (YKY) çıktı. Gözden geçirme bilgisi önemliydi, zira 80’li yıllarda bile bazı sözcükleri kullanmak sakıncalı bulunuyordu ve Memet Fuat’ın bazı dize ve sözcükleri çıkartıp (...) ile geçtiği “komünist” gibi yasak sözcüklerin yerine ise “emekçi” gibi aynı anlama geleceği umulan sözcükler kullandığı biliniyordu. Memet Fua, 60’larda De Yayınları’nda yayımladığı ilk iki kitap hakkında hemen davalar açıldığını yazıyor. Çünkü 141 -142. maddeler nedeniyle sadece “komünist” sözcüğünü kullanmanız bile yargılanıp hapis cezası yemeniz için yeterliydi.
YKY’nin yayınına bakıldığında sanki Memet Fuat’ın derlemesiyle Nâzım Hikmet külliyatı tamamlanmış, son nokta konmuş gibi bir hava var. Oysa Nâzım Hikmet’in olağanüstü verimli bir şair olduğu gerçek. Rusçada yayımlanıp Türkçe asılları bulunamayan birçok eseri olduğu gibi hapislik, sürgünlük gibi nedenlerle çeşitli kişi ve yerlerde kalmış eserleri olduğu da anlaşılıyor. Henüz tam bir bibliyografyası da yok.
M. Melih Güneş örnek olarak Senin Adını Kol Saatımın Kayışına Tırnağımla Kazıdım ile Bugün Pazar şiirlerinin arasında yer verdiği “Sana fevkalade mühim bir fikir söyleyeyim” dizesiyle başlayan 1938 tarihli şiiri veriyor. Bu şiir çeşitli antoloji ve yayınlarda yer almasına rağmen nedense toplu şiirlere eklenmiyor. Böyle çok sayıda şiir var ve özellikle Rusya’daki Nâzım Hikmet arşivleri incelenmeyi bekliyor, diyor M. Melih Güneş.
Arşivden önemli bir örnek de geçen yıllarda sansürlü basılıp basılmadığı tarışılan Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim romanı hakkında. YKY, geçen yıl, eleştiriler üzerine yeni basımın Bulgaristan baskısı esas alınarak sansürsüz basıldığını açıklamıştı. Ama Nâzım Hikmet Kolektifi’nin hazırladığı Sevdalınız Komünisttir Nâzım Hikmet’i Sansürlemek (Mart 2018, Yazılama Yay.) adlı kitapta, romanda hâlâ sansürlü yerler olduğu iddia ediliyor ve örnekler veriliyor. #tarih dergisindeki M. Melih Güneş’in yazısından Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim romanının son halinin el yazısı düzeltmelerle birlikte Rusya Edebiyat ve Sanat Arşivi’nde korunduğunu öğreniyoruz. Kapağı da Nâzım Hikmet el yazısı ve kendi çizimi ile yapmış. Kaynak olarak kullanılabilir.
Nâzım Hikmet külliyatının tekrar ele alınması ve sözcük kullanımı ya da çıkarılan dizeler açısından gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu iş yapılırken de geçen yıllarda bulunan ve çeşitli dergilerde yayımlanan şiir, yazı ve diğer eserleri de toplu eserlerine eklenmeli. Ama esas yapılması gereken, arşivlere girip hiç yayımlanmamış eserleri bulmak ve Nâzım Hikmet külliyatını ve bibliyografyasını mümkün olduğunca eksiksiz yayımlamak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları