Bugün, en uzun gün...

24 Haziran 2018 Pazar

Bugün günlerden en uzun gün...
Bakmayın kitapların, takvimlerin en uzun gün 21 Haziran’dır demesine... Kitaplar, takvimler de şaşar... Bizim için, millet için en uzun gün bugün. 24 Haziran...
Bugün günlerden umut günü... Hayal kurma günü... Hayalleri gerçeğe dönüştürme günü...
İster Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket isterim” şiirini düşle... İster John Lennon’un “İmagine” şarkısını mırıldan içinden...
“Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun...”
Ya da “Sınırların, cennetin de, cehennemin de olmadığı.. öldürecek ve uğruna ölünecek bir şeyin bulunmadığı.. hırstan, açgözlülükten arınmış.. tüm insanların kardeş olduğu bir dünya, bir hayat” düşle...
 
Sanata tahliye
Bugün, günlerden cesaret günü...
İşte sana meydan okuma günü... Seçimin sonucu ne olursa olsun MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’na verilen tahliye emrine karşı çık! 32 yıldır orada eğitim veriliyor. Salı gününe dek boşaltılması emri geldi.
İsyan et! Durdurmak için elinden geleni yap!
İlk iddia, Beşiktaş’taki bu tarihi binanın da Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne dahil edileceği iddiasıydı. (O ofis, aklıma hep, pencereden bakınca Beşiktaş vapurundan inen şortlu ya da kolsuz giyinen kızlardan rahatsız olanları aklıma getirir... Neyse, dervişin fikri neyse zikri de odur. Geçelim..) Sonradan “Hayır orası müze yapılacak” dendi...
Sanata, sanatçı yetiştiren kurumlara, çağdaş eğitime düşman zihniyete geçit vermeyin. MSGSÜ Rektörlüğü, tahliye emrinin hukuka aykırı olduğunu, idari, hukuki sürecin devam ettiğini açıkladı. Önümüzdeki salı (26/6) Üniversite Senatosu’nun toplantısından sonra tüm öğrenci ve öğretim üyeleri okula çağrıldı orada bilgi verilecek... Siz de (www.change.org’dan) “İstanbul Devlet Konservatuvarı binama dokunma” kampanyasına katılabilirsiniz.
Bilmez değiliz, doymak bilmeyenler, rant amaçlı kullanmak için tarihi ve tescilli kültür yapılarına göz koydu. Giderayak uygulamaya çalışıyorlar... Direnin, engel olun!
 
Fazıl Say’dan ‘gece müziği’
Birçoğunuz gibi ben de şu son haftalarda hiç ama hiç uyumaz oldum. Gerilim, heyecan, coşku, çalışma... Umut, düş, düşüş, yükseliş, tartışma... Hepsi birbiriyle halvet oldu gündüzler ve geceler boyunca...
İşte o uykusuz gecelerde bol bol, Fazıl Say’ın yeni çıkan “Chopin Noktürnler” albümünü (Ada Müzik) dinledim. Huzura kavuşmak için.
Huzura kavuşmak için... Bir de... Her şeye karşın dünya harikulade... Memleket güzel... Seni seviyorum... Umutsuzluğa geçit yok... Ve bunlara benzer şeyler söyleyebilmek için...
Fazıl da söylüyor ya: “Stresli ve zor hayatımızda, bu parçaların, bu yaz bizi bir suyun sakinliğine ve bir rüzgârın naif esintisine doğru çekip, ruhlarımızı dinginleştireceğine inanıyorum...” Chopin’in, romantizmin doruğundaki 15 gece müziği...
Müzik, bence ölümsüz kılar geceyi... Şu zor günleri ve geceleri ölümsüz kıldığın için teşekkürler Fazıl Say.
Bugün günlerden en uzun gün...
Bugün günlerden sevgi günü...
Türkiye’yi sevme, yeniden sevebilme günü.
Bugün günlerden cesaret günü...
Bugün günlerden umut günü...
Bugün hayal kurma günü...
Hayalleri gerçeğe dönüştürme günü... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları