Hikmet Altınkaynak

Ey Özgürlük!

17 Kasım 2013 Pazar

Aşkın ve devrimin şairi Paul Eluard (1912-1952), genç yaşta yaşamını yitirmesine karşın yapıtlarıyla dünya edebiyatında iz bırakan sayılı şairlerdendir. Ülkemizde de çok sevilen bir şairdir. Türkçeye kazandırılan şiirlerinden biri ‘Hürriyet’ başlığıyla Melih Cevdet Anday - Orhan Veli tarafından çevrilmiş ve Zülfü Livaneli tarafından bestelenerek ‘Ey Özgürlük’ adıyla efsaneleşen bir şarkıya dönüşmüştür. Livaneli konserlerinin vazgeçilmezi ve büyük olasılıkla en çok bis alan şarkısıdır.
Bunun nedeni sanırım şiirin, çevirinin, bestenin, dokunaklı okunuşunun yanında, toplumumuzun özgürlüğe olan özlemidir, halkın özgürlüğe olan tutkusudur, kararlılığıdır. Kim özgür olmak istemez ki?
Türk şiirinde de özgürlük (hürriyet) temasını işleyen Namık Kemal’den Tevfik Fikret’e, Nâzım Hikmet’ten Rıfat Ilgaz’a, Attilâ İlhan’dan Ahmed Arif’e, Ataol Behramoğlu’dan Yüksel Pazarkaya’ya pek çok şairin en çok işlediği temalardan biri aşksa, diğeri özgürlüktür.
Eğer şairler olmasaydı, toplumlar ne özgürlük için bu denli coşkulu savaşım verirdi, ne de hiçbir şeye ödeyemeyeceği kadar özgürlüğe bedel öderdi.
Yıllarını hapishanelerde geçiren şairler, yazarlar, gazeteciler yalnızca kendi gelecekleri için değil, toplumun da geleceği için bedel ödediler, ödüyorlar. Bu nedenledir ki, bugün öğrenci evlerine baskın yapılacağı uyarısı herkesi ayağa kaldırmıştır. Özgürlüğüne düşkün tüm gençler özgürlükleri için ayağa kalkmıştır.
Öğrenci evlerine yapılacak yasada olmayan, baskıya, gözdağına, özgürlüğüne düşkün tüm demokratlar da karşı çıkmaktadırlar. Öğrenci evleri nedeniyle gençlerin ve giderek de toplumun özgürlük alanına göz dikilirken bireyin hiçbir zaman sessiz kalamayacağı bir alana girildiğinin koro halinde dile getirilmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü Atatürk, Cumhuriyeti kurarken “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” demiştir. Burada vurguladığı hem kişilerin, hem de devletin özgür ve bağımsız olmasıdır.
Cumhuriyet yönetimi özgürlükle, bağımsızlıkla özdeşleşmiştir. Bu nedenle yöneticilerin devleti özgürleştirmek için devletin bağımsızlığını korumaları gerekmektedir. Bireylerin kimliklerine saygı duymak için de özgürlüklerini kısıtlamamaları, onlara demokratik olmayan hiçbir kuralı dayatmamaları gerekmektedir.
Türk siyasi hayatına damga vuran eski başbakanlardan, eski CHP genel başkanlarından, usta bir şair de olan rahmetli Bülent Ecevit’in özgürlük konusunda saptamaları tam da günümüze uygun bilgiler içermektedir. Ecevit şöyle diyordu: “Özgür insan kendi özgürlüğüyle yetinmez.
Özgürlüğü yalnız kendine veya kendi gibi düşünenlere ve kendi durumunda olanlara isteyen insan bencildir veya zorbadır.
Bencil insansa, özgür olamaz çünkü bencil insan, kendi kendinin kölesidir.
Zorba insan özgür olamaz çünkü zorbalık özgürlüğe düşmandır.
Özgür insan tüm insanlık için özgürlük ister. Özgür insan herkese karşı özgürdür, fakat herkesle birlikte özgür olmayı özler. Özgür insan topluma karşı özgürdür ama toplumun da özgürlüğünü gözetir. Çünkü özgür olmayan toplumda kendi özgürlüğünün de zorlanacağını bilir.
Özgür insan kendi kendine yabancılaşmadan toplumla bütünleşebilen ve toplumla yabancılaşmadan kendi kişiliğini koruyabilen insandır.
Özgür insan kendini aşabilen insandır.”
Bu arada öğrenci evleri, yurtlar konusunda Cumhuriyet Ankara Temsilcisi, gazeteci Utku Çakırözer’in Abdüllatif Şener’le yaptığı söyleşide Şener, “Parayı takip edin ne demek istendiğini anlarsınız” diyor ve ekliyor: “Bu konuda da işin parasal boyutunun önemli olduğunu ve her şeyden önce takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani yurt yapımı ile ilgili genel bir kampanya için kendine yakın isimleri organize ettiği bir dönemde bu çıkışı yaptığı kanaatindeyim. Bu iktidarın motivasyonu açısından ticari, parasal rantlar önemli. Birtakım vakıf organizasyonlarıyla öğrenci yurtlarına yönelik teşvikler öncesinde yapılan hazırlıklar bunlar.”
Ne diyelim? Ey özgürlük!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları