Türkel Minibaş

Brezilya 6.1-Türkiye 1.9

16 Eylül 2008 Salı

Başlık ulusal maç sonrasındaki manşetlere benzedi ama neylersiniz... Türkiye ile Brezilyanın büyüme verileri de global piyasadaki maçın skoru!..

Malum, Brezilya ve Türkiye global piyasalardaki karşılaştırmalarda hep birlikte kullanılır. Hatta, 2001 krizi sırasında dış yatırımcı için ikizkabul edilmişti. 2001de Türkiye üst üste yaşadığı krizeDervişliçözümler ararken Brezilyada da moratoryumun eşiğine kadar gelinmişti.

Gelin görün ki, devran Brezilya için bu yıl daha şanslı davrandı. Özellikle petrol fiyatlarındaki artış, sığır eti ve soya fasulyesine yönelik dış talebin genişlemesinin de etkisiyle 2007nin ikinci çeyreğinde yüzde 5.4 olan büyüme hızı 2008’in aynı döneminde yüzde 6.1e yükseldi.

Ve... Brezilya: Petrol gelirlerinin kalkınma planına uygun kullanılmasının; üretim artışlarının dış talebe göre planlanmasının; hükümetin ekonomi politikalarındaki kararlı tavrının karşılığını aldı. Enflasyonun 6-7 yılda yüzde 2500den yüzde 4e kadar geriletilebilmesinden de bunu anlamak mümkün.

Sonuç? Dünya ekonomisinin küçüldüğü, enflasyonun arttığı, yeniden stagflasyon korkusunun ABD ve AByi sardığı sırada Brezilya gelişmeye çalışan ülkeler arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri oldu. Türkiyenin büyüme hızını 3 kata yakın katladı!.. Ülke doğrudan sermaye yatırımcısının güvenilir ülkeler dizinine girdi.

Brezilyanın dış sermayenin cazibe merkezlerinden biri haline gelmesinde; Brezilya Merkez Bankasının geçen nisanda kısa vadeli borçlanma oranlarını 11.75’e kadar yükseltmesinin de payı var. 2005ten sonra ilk kez faizlerin yükseltilmesi sıcak para yatırımcıları için yeni bir açılım yarattı. Özellikle de Türkiye gibi Ortadoğu ve Kafkaslardaki yeni paylaşıma komşu bir ülkeyi terk etmek için fırsat kollayan yatırımcılar için başlı başına bir fırsat oluşturdu!..

Cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı geçen yıl yüzde -5.7yle Türkiyenin yumuşak karnı olduğunu pekiştirirken... Aynı oran Brezilyada binde 27 idi.

Gözden kaçırılmaması gereken diğer bir nokta ise, Brezilyanın büyümesini kısa vadeli sıcak para dediğimiz fonlar yerine doğrudan dış sermaye girişlerine dayandırması! Sadece 2007de ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırım seviyesi yüzde 84 artarak 34.6 milyar dolara ulaştı.

Aynı global kriz sürecinde Türkiyeye ne oldu da hızlı büyüme rüyasından uyandı derseniz...

1. IMF programı, kalkınma planının işlevlerini yok etmişti.

2. Kalkınma planları AKP hükümetinin kadrolarınca hazırlanmasına rağmen hiçbir zaman hükümetin öncelikleri arasında yer almadı.

3. Yüksek faize dayalı para politikaları zaman içinde sadece sıcak para girişlerini ülke içinde tutmak amacıyla kullanılır oldu.

4. Avrupa ekonomilerindeki daralmayla birlikte ihracata dayalı büyüme modelinin sorunları üretim ve istihdam üzerindeki etkileri belirginleşti.

5. Küresel ısınmanın arttığı bir dönemde tarımda devlet desteklerinin kaldırılması sektörün ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyecek şekilde küçülmesine neden oldu.

AKPye sorarsanız tabii ki bunlara bir de AKPnin kapatılma davasını eklemek lazım!..

Ne var ki, son çeyrek verileri ekonomik küçülmenin AKPnin kapatma davasının ardına sığınılmayacak kadar derin olduğunu göstermekte. Zira, ilk çeyrekte yüzde 6.7 olan büyüme hızının yüzde 1.9a gerilemesinin kaynağında:

Öncelikle üretim ve arz cephesindeki daralma var: İlk çeyrekte yüzde 7.0 büyüyen sanayinin ikinci çeyrekte yüzde 2.5e gerilerken inşaat sektörü de ilk çeyrekteki yüzde 3.1lik büyümesini ikinci çeyrekte tutturamayıp binde 9 büyüdü. Tarımsa, ilk yarıyıldaki yüzde 2.6lık performansını sürdüremeyip yüzde 3.5lik gerileyince 2008in yavaşlama yılı olacağı kesinleşti.

Devlet harcamaları yüzde 16.8 daralırken özel sektör harcamaları ise sadece binde 6 arttı.

Mağazaların sık sık el değiştirmesi, vitrinlerdeki taksitli satış ilanları talep cephesinde de durgunluk rüzgârlarının estiğini göstermekte. Kaldı ki Merkez Bankasının faiz arttırımının da talebi frenlediği bir gerçek.

ABde büyüme beklentisinin yüzde 1.7den 1.3e gerilemesini Türkiye önemli bir uyarı olarak almalı ve... AByle olan ihracatının aynı seyirde devam etmeyeceği şeklinde algılamalı. Son yılların iç ve dış pazar açısından en hızlı büyüyen sektörü taşıt araçlarında toplam ihracatın ağustosta yüzde 8.2, otomobil ihracatında da yüzde 3.8 azalması bile durumu anlamak için yeterli.

Evet!.. Türkiye küçülüyor. 2001de benzerhatta ikiz ülketanımlamasıyla anılan Brezilya ise büyüyor. Brezilyadaki büyümenin ardındaki sosyoekonomik nedenleri, siyasal yapılanmaları ve baskıları yok varsayarak 6.1lik büyümeye öykündüğümüz yok.

Ne var ki, aynı gerçeklik Türkiye için de söz konusu. 2008e kadar süren rekor ekonomik büyümenin ardındaki: Ekonominin global firmaların çıkarları doğrultusunda yönetilmesi, iktidar partisinin çıkar odaklarının oluşturduğu nüfuz yolsuzlukları, emeğin kazanılmış haklarının sermaye lehine lağvedilmesi ve bu doğrultuda yeniden yapılanan siyasi baskı mekanizması yok varsayılamaz.

Gelin görün ki, Türkiyenin ekonomi yazını büyümedeki yavaşlamayı hâlâ parti kapatma gibi nedenlere bağlama çabasında!

[email protected]

www.turkelminibas.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları