Aydın Engin

Perşembe, Cuma, Cumartesi…

07 Ağustos 2014 Perşembe

Başlığın devamı: Pazar!..
Pazar yerine sandık başı da diyebilirdim…
O gün cumhur, başkanını seçecek.
Cumhur biziz.
Peki başkan kim?
“Bu da soru mu? Elbet Recep Tayyip Erdoğan” diyen epey kişi var. Ama bunu duyunca bencileyin uykusu kaçan da çok kişi var. Acep bu “çok kişi”, bu pazar demokrasi için, hukukun üstünlüğü için, özgürlüklerimiz için “küçük ama büyük” bir seçim zaferi kazanabilir mi; Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura taşıyabilir mi?
Sakın kötümserliğinizi kuşanıp “E, n’olacak? İkinci turda zaten…” diye başlayan cümleler kurmayın. İkinci turu, ikinci tura ulaşınca tartışırız. Biz bugün ve yarın ve öbür gün ilk turu konuşalım.
Buyrun…

***

AKP tepelerinin önem verdiği, olanca ağırlıkları ile yüklendiği yurtdışındaki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı seçmenlerinin sadece yüzde 8’i (belki daha da azı) oy kullanıyor. 2.800.000 seçmenin büyük çoğunluğunun kendilerine oy vereceğini uman AKP yönetimi için bu epey kara bir haber. Nitekim şimdiden ağlaşmaya, Yüksek Seçim Kurulu’nda suçlu aramaya başladılar.
Bu iyi…
Ağustostayız. Üstelik alışılmıştan da sıcak geçen bir ağustosta. AKP ile kan uyuşmazlığı olan seçmen kitleleri için tatil ayı. Çoğu tatil beldelerinde. Hatta kimileri yurtdışındaki tatil beldelerinde. Bir günlüğüne seçmeni oldukları kente dönüp oy kullanıp kullanmayacaklarını kestirmek zor.
Bu kötü…
Oysa HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, sadece PKK- İmralı-BDP çizgisindeki Kürt siyasal hareketine gönül veren Kürt seçmenlerden değil, AKP’ye oy vermiş Kürtleri ve Kürt partilerine oy vermemiş Türk seçmenlerden de epey alkış topladı. Bu alkışlar oya dönüşürse Kürt siyasal hareketinin bugüne dek sıkışıp kaldığı “yüzde 6 - yüzde 8”lik oy makasının aşılması, psikolojik eşik kabul edilen yüzde 10’un geçilmesi az kişiyi şaşırtacak.
Bu iyi…
CHP-MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu seçim kampanyasını başarılı olamayacağı alanlardan uzak tuttu. Örneğin seçim mitingi düzenlemeye kalkışmadı. Onun yerine yoğun bir ziyaret trafiği yürütüyor ve seçmenlere de ülkenin “Bağıran, çağıran, kavga eden, bölen, ayrıştıran bir cumhurbaşkanı”nı reddetmeleri gerektiğini öğütlüyor.
Bu iyi…
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu öne çıkarıp onun kampanyası için “mış gibi” yapmakta olan CHP ve MHP tepe kadroları bence en hafif deyimiyle siyaseten ayıp ediyorlar…
Bu kötü…
IŞİD’in sadece orta Irak’ta bir şeriat devleti kurma hedefiyle yetinmeyeceği belli oldu. IŞİD demokrasi için, özgürlükler için, dahası uygarlık için, insanlık için sahici ve kanlı bir tehlikeye dönüştü. AKP ne kadar laf gevelerse gevelesin bu uğursuz sonuçtaki uğursuz payının bedelini ödemek zorunda. Bu kanlı gelişmede payı, katkısı ve suçu olmadığına kendi seçmenini bile ikna edemiyor.
Bu iyi…

***

Kendimce “iyi”leri ve “kötü”leri sıraladım. Eksik bıraktıklarımı siz tamamlayın…
İyiler’in ve kötüler’in dengesi –eğer yanılmıyorsam- Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunun bıçak sırtında durduğunu; kazananın ya da kaybedenin (aslında Tayyip Erdoğan’dan söz ediyorum) kılpayı kazanacağı ya da kaybedeceğini gösteriyor.
Peki bu kılpayı’nda benim, senin, bizim payımız ne olacak?
Ödevimiz sadece pazar günü gidip oy kullanıp sonra TV ekranının karşısına kurulup sonuçları izlemekle mi sınırlı?
Öyleyse ekran başında müjdeli haber filan beklemeyin; kılpayı ile Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı oldu demektir.

***

Bu, seçimden önceki son Tırmık.
İki gün önce yazdıklarımı yineliyorum. “Haydi, çıkın evinizden, sıvayın kolları” demiştim. Bir daha diyorum.
Ancaaaak… Benim kadar iyimser olmayanlar da var.
Hem kadim bir Cumhuriyet okuru, hem kadim bir arkadaşımın yolladığı e-mektuptan minik bir paragraf aktaracağım.
Şöyle yazmış:
“… Pek güzel yazmışsınız bugün ama Cumhuriyet okurunu unutmuş gibisiniz; biz yalnızca birbirimizle konuşuruz, Cumhuriyet okumayan konu komşuyla uğraşmayız!..J
Tamam bu bir şaka. Nitekim o da paragrafın sonuna bir gülücük işareti yerleştirmiş.
Ancak bu şakada yakıcı bir gerçek payı olmadığını söyleyebilir misiniz?
Haydi gelin, benim kadim arkadaşımı yanıltalım.
Hem seçmen, hem Cumhuriyet okuru olmak böyle bir sorumluluğu da üstlenmek olsa gerek.
Yineliyorum: Haydi!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları