Sansür, Lozan Ecevit, Baykal - 12

24 Temmuz 2018 Salı

Bugün 24 Temmuz...
Padişahlığa karşı Özgürlük ve Demokrasi savaşımının ilginç iki yıldönümü birden kutlanıyor:
Basında sansürün kaldırılışının 110’uncu yıldönümü...

İstiklâl Savaşı’nı kazanan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olarak dünyayı yeniden düzenleyen devletler tarafından tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması’nın 95’inci yıldönümü.
Özgürlük ve Demokrasi mücadelesinin iki yüz yıllık bir sürecinde iki nirengi noktası!

***

Abdülhamid’in yürürlükten kaldırdığı Anayasa, 110 yıl önce dün, 23 Temmuz 1908’de, İkinci Meşrutiyet Devrimi’nden sonra yeniden yürürlüğe girmiş ve gazeteler, Abdülhamid’in sansür memurlarını içeri sokmayarak, sansürü fiilen sona erdirmişlerdi:
Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah gazetesinin sahibi Mihran Efendi, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını “Gazeteler hürdür, sansür yasaktır” diyerek geri çevirmişlerdi; çünkü tetikçi ve dalkavuk değillerdi.

***

24 Temmuz 2018, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya Devletlerince kabul edilen tapusu niteliğindeki Lozan Antlaşması’nın 95’inci yıldönümüdür.
Bu yıldönümünü de Özden Toker’in başkanlığındaki İnönü Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Aysel Çelikel ve Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç ile birlikte bugün Heybeliada’da saat 17’de İnönü Evi Müzesi’nde, Hikmet Çetin’in bir konferansı ve İpek Metin’in bir konseriyle kutlayacak.
İnternet sitem kongar.org’daki “Güncel” yazımda hem bu toplantı haberini verdim, hem de Ege Adaları konusunda yapılan saptırmalara yanıt olarak Sinan Meydan’dan ve Murat Bardakçı’dan iki önemli makaleyi alıntıladım.

***

Erdoğan/AKP iktidarının değiştirmeye çalıştığı, fiilen ve hukuken de değiştirmiş göründüğü Parlamenter Demokratik Düzen, işte böyle aşamalardan geçerek kuruldu.
Bu rejimi yeterince enerjik olarak koruyamadığı ve Demokrasiden yana olan güçlerin oylarına sahip çıkamadığı gerekçesiyle sert eleştirilere muhatap olan CHP içinde yine bir sandalye kavgası yaşanıyor.
Ben de bu sandalye kavgasında, CHP sorununu kişilerden bağımsız, politikalar bazında, ama kişilere de göndermeler yaparak çözümlemeye çalışıyorum:
Hizip çatışması CHP’nin eski hastalıklarından biridir.
Geçen yazımda, Ecevit’in 12 Eylül’den önce bana, Deniz Baykal- Ali Topuz çatışmasından bıktığını ve Genel Başkanlığı bırakmak istediğini söylediğini yazmıştım.
Gerek Ecevit, gerek Baykal olayları, ayrı yazılar gerektirecek önemde ve ayrıntıda konulardır.
Bu konuları ilerdeki yazılara bırakarak, sansürün kalkışını ve Lozan’ın imzalanışını kutladığımız bu günde, bu kazanımların harcanmalarının kolay olmadığını, CHP’nin sandalye kavgasını bırakarak bunları sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum:
TOPARLAN CHP...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları