Üçüncü Yeniler’in başarısı

25 Temmuz 2018 Çarşamba

Büyük Ev Ablukada, Kaç Canım Kalmış,Konuya Fransız, Öfkeli Kalabalık, Dolu Kadehi Ters Tut, Ansızın Bi İnfilak, Sahte Rakı, Evdeki Saat, Yok Öyle Kararlı Şeyler, Bağzıları, Son Feci Bisiklet, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Neyse...
Alışılmışın dışında, akılda kalması kolay olmayan grup adları. Bu işin öncüsü olan Büyük Ev Ablukada’nın ismi önce çok garibimize gitmişti ama şiirin büyük ustalarından Turgut Uyar’a yani İkinci Yeni’ye bağlanması ile de hoştu. Kuşkusuz Gezi’de duvarlara “Turgut Uyar’ın Askerleriyiz!” yazılmasının, Uyar’ın dizelerinin sloganlaşmasınınetkisi vardır. Büyük Ev Ablukada Üçüncü Yeni’nin ilk topluluğu olarak kabul ediliyor. Bence biraz geriye, Mehmet Güreli gibi öncüllere de uzanmak gerek. Güreli’den de önce Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok var birer kent ozanı olarak.
Yeni, alternatif bir Türk müziğinin geldiğinin işaretlerini Güreli’den almıştık. Ama yaygınlaşmadan tek kalma, küçük bir kitleye seslenme olasılığı yüksekti. Ceylan Ertem, Kalben, Seda Şener, Manuş Baba, Deniz Tekin, Gaye Su Akyol,Nilipek, Gözde Önay gibi solistler ve adlarını andığım gruplar onu biraz geç de olsa izledi.
Bu çıkışın önünü açan, dijital müzik platformları, yani yapılan şarkıların çok daha kolay dinleyiciye ulaştırılması olanağıdır. CD’de kalsaydık bu şarkıcı ve grupların çoğu ticari olmadıkları, yeterince satmayacakları gerekçesiyle albüm yapamayacağı gibi, albüm yapsalar bile dinleyiciye ulaşamayacaklardı. Duymayacaktık, bilmeyecektik.
Ücretsiz olarak müzik dinleyebileceğiniz bir platform olarak 2007’de ortaya çıkan “Soundcloud” ve benzerleri en amatör müzisyenin bile dinleyiciye ulaşabileceği kanallar oldu. Türkiyeli müzisyenler de dijital platformlara çok ilgi duydu. Yeni alternatif müziğin ilk ürünleri orada yayımlandı. Sosyal medyanın da adlarını duyurmalarında, şarkılarını dinletmede çok faydası oldu. Youtube’dan da iyi yararlandılar. Şimdi ücretli dijital müzik platformlarında “Üçüncü Yeniler” adıyla özel listeleri bile var. Çok dinlendiklerini öngörebiliriz. Türkçe müziğin rotasını popun tekdüzeliğinden çıkardıklarını, olumlu anlamda değiştirip çok renkli bir hale getirdiklerini de gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Çok sayıda yeni şarkıcı ve grup kazandı müziğimiz.
Grup adlarının garipliği kadar şarkı sözleri deanlamsız bulunuyor Üçüncü Yeniler’in. Sanırım İkinci Yeni ile bağ da buradan kuruluyor. Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan ilk şiirlerini yayımladıklarında anlaşılamamış, tepkiyle karşılanmışlardı. İkinci Yeni’de olduğu gibi anlam derinde bu şarkılarda. Pop müziğin dümdüzlüğünden, protest müziğin açıkça politikliğinden uzaklar. Alışılagelmişin dışında sözleri var. İlk bakışta sanki boş vermiş gibiler. Müzikle uğraşıyor, başka bir şeyle ilgilenmiyorlar. Dünya yansa umurlarında değil. Ama dinledikçe dertlerine vâkıf oluyorsunuz. Şehirli, lirik bir müzik yapıyorlar. Hem bireysel, hem toplumsal dertleri var. Duyarsız değiller. Sadece kendilerini daha dolaylı yoldan ifade ediyorlar.
Özellikle kadın vokalleri dinlediğinizde “Hepsi birbirine benziyor” diye düşünebilirsiniz. Bestelerin müzikleri de aynı benzerlikte olunca her dinlediğiniz şarkı ve şarkıcı Deniz Tekin’in türevleri olarak algılanabiliyor. Birçok grup için de aynı şeyi söylemek mümkün. Handikapları da bu, birbirlerine söz ve müzik olarak benzemeleri. Farklılaşanlar kazanacak, kalıcı olacak.
Pop’a, arabeske doğru gidenler olacağı gibi caza yönelseler iyi olur diye düşündüklerimiz de var. Gruplar içinde çok iyi rock çalanlar, caz yapanlar olduğunu da anlıyoruz. Ceylan Ertem ya da Gaye Su Akyol gibi zoru seçip kendi müziklerinde derinleşenler ise seçkinleşecek, kalıcı olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları