Balinaların şarkılarına ne olacak?

29 Temmuz 2018 Pazar

Bir kambur balina var ekranda. Yalnız. Okyanusun sonsuz maviliğinde aşk şarkısını söylüyor. Peki, onu duyan var mı?
Milyonlarca yıl boyunca sadece deniz canlıların sesleri duyuluyordu okyanuslarda. Balinaların aşk şarkıları binlerce kilometre uzağa ulaşıyordu. Carl Sagan, ünlü “Kozmos” kitabında, bu şarkıların 15 bin kilometre uzağa kadar ulaşabildiğini anlatır. İnanılmaz…
Ya bugün?
Dünya denizlerindeki 54 bin gemi ve bin 200 petrol platformuyla öyle bir gürültü yaratıyoruz ki… Yaşamını balinaların seslerini incelemeye adayan Katalonya Üniversitesi’nden Michel Andre, “Okyanuslardaki gürültü, şehir gürültüsüne eş bir seviyeye ulaştı” diyor.
Bu gürültü sadece balinaların iletişimini bozmakla kalmıyor. Onları sağır ediyor. Gemilere çarpıyorlar.
Balinaları sadece iklim değişikliği ve denizlerde yarattığımız kirlilik tehdit etmiyor. Andre’ye göre balinaların toplu intiharının nedenlerinden biri de bu gürültü.
“İnsan kaynaklı gürültünün öldürücü olabileceği hiç aklımıza gelmezdi” diyor ünlü bilim adamı.
BBC, “Geleceğin teknolojilerini yaratan dehalar”la yaptığı söyleşiler kapsamında görüşmüş Michael Andre ile. “Deniz Temiz” dergisi de son sayısında Andre ile yapılan röportaja yer vermiş.
Kıyıya vuran balinaları inceleyen Andre, kulaklarından doku örnekleri almış, duyu organlarının hasar gördüğünü saptamış.
Peki, ne olacak?
Uluslararası Denizcilik Örgütü daha 2014 yılında, gemilerin daha sessiz inşa edilmesi ve yönetilmesine yönelik rehber yayımladı. Ama henüz somut bir adım yok.
Çevreciler, “En azından gemilerin rotaları, balinaların daha az olduğu bölgelere göre belirlenebilir. Sonra gemiler 10 knotluk hızın altında seyredebilir. Balinalara çarpsa bile ölümcül bir sonuç yaratmaz” gibi öneriler getiriyorlar. Dinleyen kim…
Kaldı ki 1986 yılında getirilen av yasağına karşın, Japonya sözde “bilimsel amaçlarla” balina avcılığını sürdürüyor. Norveç ve İzlanda da her fırsatta bu yasağa karşı çıkıyor.

***

Kambur balinaların “aşk şarkılarına” gelince… 1960’lardan beri balinaların şarkıları üzerine incelemeler yapılıyor. Bu işin öncülerinden Amerikalı Zoolog Roger Payne aynı zamanda balinaların koruma altına alınması için yoğun çaba harcayan bilim insanlarından.
Balinaların şarkılarındaki çeşitliliğe ilk dikkati çekenlerden biri de o. Zaman içinde şarkıların ne denli değiştiğini saptayan da o. “1960’ların balina şarkıları, 1970’lerdekinden daha güzeldi” diyor Payne.
Her çiftleşme döneminde erkekler, dişileri şarkılarıyla cezbetmeye çalışıyormuş. Aralarında yoğun rekabet varmış.
İnsan merak ediyor. Türkiye’deki âşıklık geleneğindeki gibi bir “atışma”, kambur balinalar arasında da yaşanıyor mudur? Sonra ne tür melodiler, hangi tonlar dişileri cezbediyor?
Bilmiyoruz.
Denizlerdeki gürültü kirliliği, balinaların şarkılarını da etkilemiş. Daha sessiz şarkı söylemeye başlamış kambur balinalar. Mavi balina gibi bazı türler suskunlaşmışlar.
Hawaii’de Maui adasında bir grup, balinalar konusunda farkındalık yaratmak amacıyla her kış balinaların şarkılarını internet üzerinden canlı olarak yayımlıyorlar.
“The Whalesong Project” ekibinin internet sayfalarına bağlanıp, balina seslerini dinliyorum. Çeşitli müzisyenlerin balinaların şarkılarıyla birlikte yaptıkları düetler de var sitede.
George Kahumoku, balinaların şarkılarına Hawaii gitarıyla eşlik ediyor. Dinlerken, uzak ülkelerin, bembeyaz ıssız kumsalların, masmavi denizlerin görüntüleri canlanıyor insanın gözünde.
“Balinalar şarkı söylemeye devam etsin” diyor grup üyeleri.
En ünlü balina müziği muhtemelen Paul Winter ve Paul Halley’in 1987 tarihli “Whales Alive” albümü olmalı. Fakat en etkileyicisi L. Shankar’ın “Vision”u. Jan Garbarek de var albümde. “İnsanı sahiden de okyanusun mavi derinliklerine götürüyor” demişti müziği dinleyen bir dostum, “Fakat neden bu kadar hüzünlü” diye sormuştu? Yanıt vermemiştik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları