İnönü 1961’de başarabilir miydi? Umut-18

03 Ağustos 2018 Cuma

Dünkü yazımda “İnönü Çok Partili Düzen’e geçerek Demokrasi’yi kurabilir miydi?” sorusuna yanıt aramış ve bu yanıtın olumlu olmadığını belirtmiştim.
Bugün “Yine İsmet İnönü, ikinci atılımında, Menderes’in ‘Tahkikat Encümeni’ darbesine karşı yapılan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nin arkasından, CHP’nin ‘İlk Hedefler Beyannamesi’ üzerine inşa edilen 1961 Anayasası ile Türkiye’yi Demokratikleştirebilir miydi?” sorusuna yanıt arayacağım.

***

İnönü 1961 Anayasası ile de Demokrasiyi kuramazdı; çünkü:
1) Başta İfade ve Basın Özgürlüğü olmak koşuluyla, bütün Temel Hak ve Özgürlükler, bir toplumsal ve siyasal mücadele sonunda değil, 1961 Anayasası ile tepeden inme verildi.
2) Sendikacılık ve örgütlü emek, işçi sınıfının gelişmesi ve mücadelesi sonunda değil, yine Anayasa ile tepeden verilen haklarla güçlendirilmeye çalışıldı.
3) 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi, Demokrasi korumak ve geliştirmek amacıyla yapılmış da olsa, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ı asarak, siyaseti kana bulamış ve ülkede bir kan davası başlatmıştı.
4) Toprak reformu hâlâ yapılamamıştı. Din/Tarım Toplumu yapısı, toprak ağalığı, dincilik ve milliyetçilik yoluyla, emperyalizmin de desteğiyle, varlığını ve egemenliğini sürdürüyordu.
5) Din/Tarım Toplumunun kalıntıları, Milliyetçilik ve Dincilik ideolojilerinin takipçileri, Demokrasiyi sadece kendileri için isteyen sağcı bir seçmen kitlesi oluşturmuşlardı.
6) Sağın temsilcisi olarak seçimle iktidara gelen Demirel, “Bu Anayasa lükstür, bununla devlet yönetilemez” diyordu.
7) Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi, Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’ın ifadesiyle “Ekonomik kalkınmayı aşan sosyal uyanışın bastırılması gerektiğini” düşünüyor, kendi içindeki kıpırdanmalardan da korkarak, faşist bir darbe hazırlığı yapıyordu.
8) Zaten henüz emekleme devresinde olan sol örgütlenmeler ve hareketler, derhal kendi içlerinde de bölünmeye başlamış, gerek sendikal, gerek siyasal, gerekse goşist yapılar, hem kendi aralarında kavgaya tutuşmuş, hem de Demokrasiye sahip çıkmak yerine, Demokrasi dışı çözümler aramaya başlamışlardı.
9) Demokratik kültürün düşmanı olan din eğitimi ve gecekondulaşma, on yılda toplumda iyice kök salmıştı.
10) Emperyalizm, 1961 Anayasası’ndan, Türkiye’yi sola açtığı için korkuyordu.

***

Türkiye’yi Parlamenter Demokrasiden koparan ve Tek Adam Yönetimine mahkûm eden süreçler, Sağ İktidarların, Emperyalizmin ve Askeri Darbelerin ittifak halinde Atatürk Cumhuriyeti’nin altını oymaları sonucuda olarak ortaya çıktı...
DİREN DEMOKRATİK, LAİK VE
SOSYAL, HUKUK DEVLETİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları