Aynı tehdit senaryolarına güncel uyarlama

04 Ağustos 2018 Cumartesi

Türkiye-Amerika ilişkilerindeki kaos, tehdit boyutları en günceli, dünya ve ülkemizdeki ekonomik, sosyal, siyasal gelişmelere, çatışmacılık boyutlarına, ülkemiz için milyonların, dünya için milyarlarla insanın yaşamlarının dibe doğru karabasana çevrilmesine, akılcılıkla yeri olamayacak oluk gibi akıtılan kanlara, dünyayı tüm canlılar için yaşanamaz boyutlarda olumsuz geriye çekmiş olmanın katlanılamaz sonuçlarına baktığımızda.. Aynı tehdit senaryolarının kötü kopyaları ile yüz yüze kalıyoruz.
İnsanlık tarihi, uygarlığın, bilimsel teknolojik devrimlerin kazanımları, insan hakları, hak, hukuk, evrensel demokrasi, örgütlenebilme birikimleri ile bu körü körüne tersine gidiş, kör inançla pompalanan kader, çaresizlik olabilir mi? Yoksa insanlık ve ülkeler tarihlerinde çok fazla örneği yaşanmış, yönetim erklerinin, göz göre göre insanca yaşama düşman, kirli çıkar ağlarının iplerini ele geçirmiş, askeri, sivil hiç fark etmez diktatoryal güçlere; ister acımasız askeri güç, şiddet karşılığında çaresizlik içinde.. Ya da beyni satın alınmış olarak isterse gaflet, dalalet ve ihanet içinde, sandıkla teslim edilmesinde mi?
Fazla ukalalık yapmadan, isterseniz sadece son bir iki haftanın en altı çizilmesi anlamlı gelişmeleri üzeriden, neden- sonuç ilişkileri bağlantılı bir diğerini tetikleyen gelişmelere bakmaya çalışabilir miyiz?
Bizde dünyada bir benzeri olmayan başkanlık rejimi görüntüsünde, bir örneği benzeri görülmemiş hem parti lideri, hem de başkan, tek adam rejimi uygulamasının, sayısız anayasal hak ve hukukun çiğnendiği, Meclis, yargı, TSK, polis en başta, tüm güçler ayrılığı olmazsa olmaz liyakat üzerinden çalışması gerekli kamu erki ve bağımsız kurumların işlerliğinin ortadan kalktığı yüz günlük icraatlarıyla yüz yüzeyiz.
En çok tartışılan Amerika ilişkileri odak, Avrupa, tek tek dünya ülkeleri ikili ilişkileri, en yaşamsalı ülkemiz bütünlüğü, barış içinde birlikte yaşayabilme, sınır güvenliğimiz üzerinden, Ortadoğu, İslam dünyası, Rusya, Çin, Irak, Suriye, Afganistan, Afrika, terör örgütleri ile sıcak savaş ilişkileri üzerinden gelişmeleri.. hep arkadan, sonuçları üzerinden resmi açıklamalarla, ele geçirilmiş medya güdülemesi araçlarıyla öğrenmek noktasındayız..

***

Doğal olarak geçen hafta ortasında Amerika’nın kendi çıkarlarını koruyabilme eksenli 170 İslam ülkesinden lider ve cemaatlerle New-York’ta yapılan toplantının içeriği, sonuçları üzerinden bilgimiz kıt. Bir gün sonra Kıbrıs’ta yapılan, bizi içine almamakta direttikleri Akdeniz’deki şimdilik dünyanın en bakir, dudak uçuklatan rakamlı getirisi bilinen, denizaltı enerji yatakları paylaşım planları üzerinden de ne söz ne de bilgi sahibiyiz. Suudiler, İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Amerika, İngiltere, ne kadarı ile diğer ülkeler var?
Bir de Amerika’nın kendisini tehdit eden terör bahanesi ile işgal ettiği Ortadoğu ülkelerinde, özünde hâlâ çok zengin enerji kaynaklarından egemenliğine karşın istenen, düşlenen getiriyi kazanamadığı gerçeğini anımsarsak. Irak, Afganistan işgallerinin bir dizi yalanla işgal edilmeleri sonrası, Libya çok tipik örnek, Suriye devamı, işgaller, iç savaş bataklıklarında getiri- götürü hesaplarının tutmadığı da ortada. 8 yıllık İran-Irak savaşı bölgeyi dibe çekmede ne kadar işe yaradıysa, yakın tarih işgallerinin düşlenmiş getirilerinin yaratılmış iç savaşlar, ırklar, mezhepler çatışmalarından istenen getirileri sağlayamaması bir yana, önümüzdeki yakın geleceklerinde de sürecek çatışmaları, kaoslarıyla Amerika başta zengin kuzey dünyasına yansıyan ekonomik, sosyal, siyasal götürüleriyle de sorun olacaklar.
Eskiden Amerika’nın İsrail desteğinde, iç siyasetin, Yahudi lobisinin gücüne, sandık demokrasisi içinde inandırılmıştık. Şimdilerde asıl güç işlevinin Ortadoğu içinde İslam dünyası çatışmacılığında, üstelik tetikçi güç ağırlığı dünyanın başka bölgelerinden göç etmiş, daha yoksul, fanatik Yahudilik üzerinden tetikçi kullanılabilecekler eliyle kullanıldığına daha bir net tanıklık etmekteyiz. Kudüs’ün Amerika tarafından Yahudilerin başkenti kararının ilanı ile, İsrail devletinin Yahudi kimliği ile ayrıştırılması üst üste kararları boşuna olabilir mi?
Çin’in, ucuz üretimle elde ettiği ekonomik gücü, en ileri teknoloji, yapay zekâ yarışında Amerika’yla yarışta üste çıkarması. Rusya’nın, İran’ın '70etrol getirilerinin tersine işlemesi ile tırmanan önlenemez yeni ekonomik, askeri, savunma güçleri donanımları.. Türkiye Cumhuriyet değerleri, kazanımlarına sırt çevirmiş, dindarkindar- cemaatler tahterevallisinde, bu dip dalgalarının şiddetinde, kurnaz tüccar yalpalamalarında ayakta durabilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları