Yahya Arıkan

Buharlaşan KDV, Kaybeden Türkiye!

14 Ağustos 2014 Perşembe

Türkiye’de bu yılın temmuz ayı itibarıyla 2 milyon 377 bin 530 faal Katma Değer Vergisi, yani yaygın kısaltma adıyla KDV mükellefi var. Türkiye genelindeki tüm vergi mükellefi sayısı olan yaklaşık 9 milyon 670’e göre yüzde 25’e ulaşan ciddi bir oran bu. Yani her dört vergi mükellefinden biri KDV mükellefi durumunda. Bu niceliğin yanı sıra KDV aynı zamanda en modern ve önemli vergi sistemlerinden de biri aslında.
Sistemin amacından da bunu anlamak mümkün. Sistemde indirim mekanizması sayesinde yaratılan katma değerin vergilendirilmesi amaçlanır. Pratik ise şöyle işler: Mal veya hizmet alımında ödenen KDV, mal veya hizmet satımında hesaplanan KDV’den indirilerek arada kalan fark vergi dairesine ödenir. İşte KDV sistematiğini bu indirim mekanizması oluşturur. Bu mekanizma aynı zamanda KDV’nin buharlaşmasını engeller.
Öte yandan Maliye Bakanlığı bazı durumlarda KDV sorumluluğu da getirebilmektedir. KDV sorumluluğu getirilen işlemlerde Maliye Bakanlığı verginin satıcı tarafından değil de sorumlu sıfatıyla alıcı tarafından ödenmesini ister. Bu durumda alıcı, KDV’yi (veya KDV’nin Maliye Bakanlığı’nca belirlenen kısmını) satıcıya ödemez, II numaralı KDV beyannamesi ile beyan ederek doğrudan vergi dairesine öder.
Alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla II numaralı KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenen bu vergi ise yine alıcı tarafından I numaralı KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır. Alıcıların bu KDV sorumluluğunu yerine getirmemeleri halinde ise vergi dairesi tarafından alıcılar için cezalı KDV tarhiyatı, yani vergi hesaplaması gündeme gelir.

Fitili ateşlemek!
Alıcıların daha sonradan tarh edilen bu KDV’yi indirim konusu yapıp yapamayacakları ise son dönemde yoğun bir şekilde tartışmaya zemini oluşturuyor.
Tartışmanın sebebi ise 1995 yılından beri uygulanan 49 numaralı KDV Genel Tebliği’nde yer alan ve genel kabul gören açıklamanın son dönemlerde yayımlanan Genel Tebliğler’de yer almaması.
49 seri numaralı Genel Tebliğ, sorumlu sıfatıyla beyanın hiç yapılmadığının veya eksik yapıldığının tespiti üzerine bu vergilerin ikmalen veya resen tarh edilmesi halinde de tarh edilen vergi aslı indirim konusu yapılabileceğini söyler. Aynı şekilde indirimin, ikmalen veya resen tarh edilen vergi aslının vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği takvim yılı aşılmaması şartıyla kanuni defterlere kaydedildiği dönemde, I numaralı katma değer vergisi beyannamesi ile yapılacağını tanımlar.
Ancak, 2012 yılında yürürlüğe giren 117 seri numaralı KDV Genel Tebliği, bu açıklamaları iptal etti. İndirim konusunda ise sessizliği tercih etti. İşte tartışma da bu sessizlik yüzünden başladı.

Engel yok…
1 Mayıs 2014 tarihinde tüm eski tebliğleri iptal ederek yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği de bu sessizliği sürdürdü. Sonradan yapılan tarhiyatların indirimine ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Oysa sorumlu sıfatıyla sonradan tarh edilen KDV’nin ödendiği ve deftere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılması gerekir.
KDV indirimi için kanun, faturanın mevcudiyetini, deftere kaydedilmiş olmasını ve KDV’nin ödenmiş olmasını ister. İkmalen ya da resen yapılan KDV sorumluluğu tarhiyatlarında da bu şartların tamamı gerçekleşir. O halde indirim için herhangi bir engel olmaması gerekir.
KDV sistematiğinin temel unsurunu KDV indirimi oluşturur. Kanunda yazılı şartların mevcudiyeti halinde mal veya hizmet alımı safhasından ödenen KDV indirim konusu yapılır. Bunun engellenmesi KDV’nin buharlaşması anlamına gelir.
“Akıl adama sermayedir” demişler, gelin yol yakınken hepimizin en büyük yardımcısı “akıl” konuşsun…

SOSYAL GÜVENLİK
İşsizlik Parası’nda bir ay şartı
İşsizlik, Türkiye gündeminin en önemli ve yıkıcı sorunlardan biri. Çünkü milyonlarca kişi bu durumda. Ne yazık ki, çalışırken işsiz kalanlar da yine hiç azımsanmayacak düzeyde. Resmi rakamlara göre, 2013 yılının tamamında işsizlik ödeneğinden yararlanmak için başvuranların sayısı ortada. Tam tamına 732 bin 409 kişi.
Bilindiği gibi sigortalılara işsiz kalırlarsa, gerekli şartları taşımaları halinde İş-Kur tarafından işsizlik ödeneği veriliyor. Yararlanmanın koşullarına göre, “İşsizlik ödeneğine hak kazanacak şekilde işten ayrılıp son 3 yıl içinde toplam 600 gün prim ödenmesi ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün sürekli çalışma ve primlerinin eksiksiz bildirilmiş olması” durumunda işsizlik parası alınabiliyor.
Sigortalı işten ayrıldığı tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde başvuru yaparsa kendi yararına bir durum oluşuyor. Çünkü bu tarihi geçirirse ancak, başvuru tarihinden sonra kalan süre için işsizlik ödeneği alabiliyor.

Nasıl hesaplanıyor?
Gelelim bu paranın nasıl hesaplandığına… Ödenekte, işten ayrılmadan önceki son dört aylık sigorta primine esas kazançlara bakılarak ortalama günlük brüt kazancın yüzde 40’ı olarak hesaplanıyor. Örneğin brüt ücreti 1500 lira olan bir işçinin işsizlik ödeneği 600 lira olur. Ancak bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği aylık alarak yürürlükteki asgari ücretin yüzde 80’inden fazla ise işsizlik ödeneği aylık olarak ancak asgari ücretin yüzde 80’i olarak ödenir. İşsizlik ödeneğinden ayrıca binde 6.6 damga vergisi kesilir.
İşsizlik ödeneğinin verilmesinde bir süre işler. Buna göre;
- Son 3 yıl içinde en az 600, en fazla 900 gün prim varsa 6 ay,
- Son 3 yıl içinde en az 900 gün en fazla 1800 gün prim varsa 8 ay,
- Son 3 yıl içinde 1800 günden fazla prim varsa 10 ay, işsizlik ödeneği alınır. Sonraki aylarda ise her ayın sonunda, hak edildikten sonra aylık olarak ödenmeye devam eder.

SORU-CEVAP
Askerlik Borçlanması Avantajı İlk kez, 1 Temmuz 1985 yılında SSK’li oldum. Askerliğimi ise bu tarihten önce yapmıştım. Emekliliğim yaklaştı. 18 ay askerlik süresini borçlanma hakkım var mı? Haydar Kayan
Borçlanabilirsiniz. Sizin durumunuzdaki kişiler için, sigorta başlangıç tarihleri askerlik süresi kadar geriye gider. Böylelikle sigorta başlangıcınız 1 Ocak 1984 tarihine gelecek, 25 yıl sigortalılık süresi, 48 yaş ve 5225 prim gün sayısını tamamlayarak SSK’den emekli olabilirsiniz.  

Sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları