Hikmet Çetinkaya

Yüreğim yangın yeri

16 Ağustos 2018 Perşembe

Yaşadığımız coğrafya binlerce yıllık tarihin ve kültürün boy verdiği topraklar...
İnsan ve doğa sevgisi, uygarlık iç içe olmuş binlerce yıldır yaşanan savaşlara karşın...
Tarihsel süreç, o tarihi, kültürü, doğanın yüreğimizin içine giren sevgi bağını tüm kötülüklere karşın içimizden söküp alamamış.
Üç yanımız denizlerle çevrili, göllerimiz var, akarsularımız...
Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz... Kızılırmak, Dicle, Fırat, Gediz, Meriç... Göllerimiz var... Van, Manyas, Uluabat... Kuş cennetlerimiz var...
Bir arkadaşım sormuştu yaz başlarında:
“İstanbul’a kırlangıçlar neden gelmiyor biliyor musun?”
Ardından eklemişti:
“Çünkü kırlangıçlar kirli havada yaşayamazlar.”
Gerçekten ne İstanbul’a ne de başka büyük kentlere kırlangıçlar gelip eskisi gibi yuva kuruyorlar nisan ortalarında.
Hakan Kara bir yazısında “Ergene zehir kusuyor” diye yazmıştı. Salt Ergene değil, Gediz, Kızılırmak, Dicle, Fırat da zehir kusuyor.
Olay gerçekten korkunç ve ürkütücü!
Denizlerimiz kirli, göllerimiz kirli, kuş cennetlerimiz kirli.
Fabrikaların atıkları ırmaklarımızı, denizlerimizi kirletiyor. Ülkeyi yönetenler bir önlem almıyor. Dalgıçlar bile Ergene Irmağı’na giremiyor balçıktan ötürü.
Ergene’de ve öteki yerlerde kirlilik sorunu 30 yıldır sürüyor.
Çevreciler avaz avaz bağırıyor ama siyasal iktidarlar kulaklarını tıkamış, hiç mi hiç umursamıyor.
Ergene, Gediz, Amik, Bafra Ovası...
Devlet akarsularımızı kirleten fabrikalara bir türlü arıtma tesisi yaptırmıyor.
Gerçekten acınası bir durum var ortada...

***

Peki, ne yapıyor devlet?
Artvin’de olduğu gibi doğaya sahip çıkan insanlarımızın üzerine gaz sıkıyor. Cerattepe’de bir holdingin iş makinelerini koruyor.
Ergene’de, Çanakkale’de, Ayvalık’ta Türkiye’nin dört bir yanında çevreye sahip çıkanlara baskı, şiddet giderek artıyor.
Artvin halkı 25 yıldır direniyor...
Kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla “Cerratepe’de madene hayır” diye haykırıyor...
Tek istekleri yeşil ve temiz bir çevre...
Artvin halkı 25 yıl boyunca yasadışı hiçbir şey yapmadı. Salt yaşamsal mücadelesini verdi, veriyor.
Gelecek kuşaklara yaşanır, temiz bir doğa bırakmaktı tek istekleri.
Doğayı korumak suç sayıldı...
Rize İdare Mahkemesi işadamı Mehmet Cengiz’in Artvin Cerattepe’de madencilik projesine karşı açılan ÇED iptal davasına ilişkin son kararını vermeden önce yazıyorum yazımı.
Duruşma öncesi Rize Valiliği’nce bir ay süreyle eylem, miting ve basın açıklaması yasağı getirildi. Yasakların ardında Rize ve Artvin’de güvenlik önlemleri arttı.
Olacak iş değil ama oldu!
Nerede laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti?
Bu arada sosyal medyada doğa düşmanları halkı çevrecilere karşı kışkırtmaya başladı. Bilindik bir oyun! Çevrecileri bakın neyle suçluyor kışkırtıcılar: “Bunlar terörist, casus, vatan haini!”
Bu yaftalama 20 yıl önce Akın İpek’in Bergama Ovacık’ta siyanürlü altın madenine karşı çıkan çevrecilere de yapılmıştı.

***

Başta Akın İpek olmak üzere, çok sayıda FETÖ’cü 25 yıl içinde Kaçkarlar’da, Kaz Dağları’nda, Toroslar’da ve daha pek çok yerde maden ruhsatı aldı, bunları daha sonra çokuluslu şirketlere sattı ya da ortak oldu.
Kütahya Eti Gümüş madeni Akın İpek’in değil miydi?
Siyanür havuzları taştı, yörede çok sayıda insan kansere yakalandı...
Çevrecilere “bölücü, hain, casus, terörist” demek doğru değildir. Çevreciler yurtseverdir, tek istekleri çocuklarımıza temiz bir çevreyi miras bırakmaktır...
Turgutlu Çaldağı’nda nikel madeni çıkaran şirket 50 bin çam ağacını katletti haberiniz var mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları