Gülengül Altınsay

Seçim baskını

16 Ağustos 2018 Perşembe

Beşiktaş Genel Kurulu seçime gidiyor. Sadece 8 ay sonraki Genel Kurul öne çekiliyor böylece. Son Divan Kurulu’nda Başkan Fikret Orman’ın açıklaması böyle.
Herkes şaşkın. Herkes soruyor birbirine “Nereden çıktı bu seçim” diye. Birden karar verilen bu erken seçimin gerekçelerini Başkan “Yönetim Kurulu üyeleriyle anlaşamama ve rahat çalışamama” üzerine kurdu. “Kapı arkalarında konuşacaklarına gelsinler aday olsunlar, söyleyeceklerini burada söylesinler” dedi.
Ve hatta adil olacağına, kendilerine seçim hazırlığı için zaman da tanıyacağına dair vaatte de bulundu. Ne var ki bu sözlerin ardından açıklanan seçim tarihi 9-16 Eylül. Yani 9 günlük bayram tatilinden sonra iki haftalık süre verilmiş olası muhalif başkan adaylarına. Kendilerini tanıtmak ve anlatmak için. Evet sadece yaklaşık iki hafta.
Pek nasıl gelindi bu noktaya? Şu anda yönetimde istenmeyen, yok farz edilen ve “Gitsinler de biz de rahat çalışalım” denilen o kişiler değil miydi Feda yılından beri maddi ve manevi Beşiktaş’a katkılarını esirgemeyen. Bizzat Başkan’ın ağzından mesela ikinci başkan için “Katkıları olmasa bugünlere gelemezdik” anlamında sözlerini pek çok kez işitmemiş miydik?
Feda yılı ve ardından gelen iki yıl üst üste şampiyonluk zamanları iyiydi de şimdi paralar suyunu iyice çekince, Şampiyonlar Ligi’ne de gidilemeyince mi ‘tu kaka’ oldu bazı yönetim kurulu üyeleri?
Tamam tabii ki uyumlu bir yönetim kurulu başarı için gerekli. Tamam yönetim kurulu üye sayısı zaten çok fazla. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki kulüp yönetimlerinde gerçekten çalışan, emek verenlerin sayısı azdır. Hatta bazı Yönetim Kurulu üyeleri toplantılara katılmaya bile gerek duymazlar. Bunların hepsi sadece Beşiktaş’ın değil tüm kulüplerin gerçekleri aslında. Ve çoğunlukla Başkanlar ne derse o olur. Zaten yönetim kurulu üyeleri Başkanın listesi olarak yönetime girerler. Tek tek yönetim kurulu üyelerinin seçimi yoktur.
Bunların hepsi doğru. Başkanın uyum içinde çalışma isteği de doğru. Benim takıldığım ilk nokta öncelikle çok fedakârlıklar yapmış ikinci başkan gibi üyelerin şimdi atıl duruma sokulması, kendisine vefasızlık yapılması. İkinci nokta da baskın bir seçimle olası başkan adaylarına zaman tanınmaması.
Bir de hani hep söylerler ya yönetimde olmak şöyle fedakârlık istiyor böyle fedakârlık istiyor diye. Doğrudur. Kulüp menfaatlerini kendi menfaatleri üstünde tutanlar için doğrudur. Ama bir türlü o koltukları bırakmak istemeyenleri o koltukları korumak için çeşitli yöntemler geliştirenleri görünce de insanın kafası fena halde karışıyor doğrusu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suç getirende? 17 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları