Meriç Velidedeoğlu

‘Kur - mur - filan - falan’

17 Ağustos 2018 Cuma

-RTE-

Günlerdir “kur krizi” ile ülkemizi “ekonomik istikrarsızlığa” sürükleme peşinde olan ABD Başkanı Trump’ın, bu bağlamdaki son konuşmasına, Başkan Erdoğan da yanıt verdi; “Büyük Elçiler Konferansı” toplantısında yaptığı konuşmayla. (13.8.2018)
Beştepe’deki Saray’da yapılan bu toplantıda “Büyük Elçiler” ile birlikte katılan kimi yabancı görevlilere de seslenen Erdoğan, konuşmasında “kur krizi”ni de dile getirdi.
“Türkiye’nin ekonomik bir kuşatma altında olduğunu” belirtti; ardından da, “İstediğin kadar Başkan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp, ‘demir, çeliğe şu kadar vergi koydum’ diyemezsin!” dedi; eh, böylece kendi de içinde olmak üzere, “ben, ben, ben...” olgusuna da dikkat çekti(!). Umalım...
Ardından da, “ABD’nin saldırıları devam edecektir!” diye belirtip, “Döviz kurunun, ‘mantıklı seviyesi’ neyse orada seyredecektir!” vurgulamasıyla da sürdürdü konuşmasını.
Bir ara, “Hele hele ‘sözüm ona hukuk namına’ hukuksuzlukları bize kimse dayatamaz!” diye de bastırdı; ne diyebiliriz ki haklı(!)...
Bu söyleminin hemen sonrasında da “Atatürk”ü devreye soktu.
Şöyle: “Gazi Mustafa Kemal’in veciz ifadesiyle, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh!” temel önceliğimizdir vurgusuyla.
Ne ki, hemen ardından da, “Nasıl bal bal diyerek ağız tatlanmazsa; sulh, sulh diyerek de barış tesis edilemez. Barışı sağlamanın yolu her alanda ‘aktif’ olmaktan, güçlü olmaktan geçiyor!” dedikten sonra da bu aktif oluşu, “dünya kazan ben kepçe” der gibi, dünyanın nerelerine hangi ülkelerine gittiğini, bir bir sayıp ortaya koydu; bir bakıma, “ben yaptım ama Atatürk yapamadı” anlamına gelecek bir övünmeyle. Hiç vazgeçmiyor...
Bilmem ki anımsanır mı, kısa bir süre önce Cumhuriyet’te yer alan şu haber: “İtalya’nın İçişleri Bakanı Matteo Salvini’yi, göç karşıtı politikaları nedeniyle, sert bir biçimde eleştiren ünlü gazeteci Roberto Saviano hakkında, Bakan suç duyurusunda bulundu. Salvini’nin bu duyurusunun ortaya çıkmasının ardından sosyal medyada, İçişleri Bakanı’na eleştiri yağdı. Bazı sosyal medya kuruluşları, (...) ‘Salvini Erdoğan gibi’, ‘Erdoğan’a öykünüyor!’ şeklinde mesajları paylaştı.” (21.7.2018)
Oysa, İtalyan Dışişleri Bakanı Sforza, “Hayatının sonuna kadar, milletinin mutlak güvenliğiyle, kurduğu devletin başında olan muzaffer kumandan kişiliği ve eşi görülmemiş bir karakter örneği...” demişti, Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı, 1938 yılının “10 Kasım” günü, “80 yıl” önce...
Yazının başlığına, “Kur-mur-filan-falan” tekerlemesine değinmeden önce şu sıra Türkiye’ye dayatılan ve Erdoğan’ın “sözüm ona hukuk” diye vurguladığı “hukuk”tan yakındığı, “görüldü ki bunlar, ‘hukuk dilinden’ anlamıyorlar!” dediği; “Biz hukuk devletiyiz, hukukun dışına asla çıkmayız!” vurgulamasını yaptığı sıralarda “CHP’li milletvekillerinin cezaevlerini ziyaretlerine izin verilmediği basında yer aldı. (Cumhuriyet, 15.8.2018)
Bu durum, bugünlerde sıkça dile getirilen, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” söylemine uymuyor mu?
Başlıkta yer alan tekerlemeyi, Erdoğan Bayburt’ta geçen cuma günü, halka seslenirken söylemişti: “Tutturmuşlar kur, mur, filan falan. Bırakın, geçin bu işleri. Dolar molar bizim yolumuzu kesemez. Hiç endişe etmeyin!” (10.8.2018)
Bugün, bu söyleminin ardından bir hafta geçti; bu süreçte neler yaşadık? Neler kaybettik? Yoksa kazandık mı?
“Damat”, yanıtlıyor... “Kayınpederi” bekleyelim...
Muhalefet sabırsız, “Yönetilmiyoruz, savruluyoruz!” diyor...
“STK”lerden mi? “TÜSİAD”, “MÜSİAD”... Filan, falan mı?
“Macron”la, başkan’ın yapacağı görüşmeyi mi bekliyoruz?
Bekleyelim... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları