Amerikan İdeolojisi ve Küresel Kriz

18 Eylül 2008 Perşembe

Bir siyasi yönetim kendi ideolojisine sırtını dönebilir mi?

Ya da soruyu şöyle yöneltelim: İdeolojilerin devamlılığı ile ekonomi arasındaki ilişkinin boyutu nedir?

Bugün ABD ekonomisinde yaşananlar, bu soruların yanıtını da kendiliğinden veriyor. Daha düne kadar neoliberal ekonominin erdemlerini ağzında düşürmeyen, devletin ekonomiye müdahalesini eleştiren ABD, çılgına dönen finans piyasaları karşısında çaresiz. Ülkenin en büyük konut kredileri toptancılarından Fannie Mae ve Freddie Maca el koydu. Yani devletleştirdi. Gerekçe ise sistemik bir riskten piyasaları korumakolarak açıklandı.

Peki bu olay, küresel liberal politikalarda da yeni bir dönemece mi işaret ediyor?

Bunun yanıtını hâlâ doludizgin süren kredi krizinin boyutu ve küresel ekonomilere domino etkisinin gücü verecek.

Ancak Fannie ve Freddie kardeşlerin başına gelenlerden tüm ülkelerin çıkaracağı dersler olduğu da kesin. Özellikle de ABDyi Büyük Abi olarak değerlendiren ve kendisini de stratejik dost! konumunda gören Türkiyenin. Bu yüzden biraz tarihin derinliklerine doğru uzanalım isterseniz...

Fannie 1938’de Başkan Rooseveltin ön ayak olmasıyla kuruldu. Amaç ülkenin Büyük Buhrandan çıkmasını kolaylaştırmaktı. Hem inşaat sektörüne bir doping olacaktı hem de Amerikalıların ucuz kredi ile mülk sahibi olması sağlanacaktı. Devlet kurumu vasfına sahip olduğu için o dönem özel bankalara kıyasla çok daha düşük faizli kredi verdi.

Bu durum 30 yıl kadar sürdü. Dönemin başkanı Johnson artık bir bataklığa dönüşen Vietnam savaşını finanse edebilmek için Fannieyi özelleştirdi. Ancak bu kez de farklı bir statü verildi. Bizim KİTler örneği, devletin özel işletmesi konumuna getirildi. Ve de bizim çok iyi bildiğimiz gibi siyasetçi arpalığı ve hükümet politikalarının bir uygulama aracı haline dönüştü. Her Amerikalının bir ev sahibi olma rüyasının sihirli değneğiydi. Kısa sürede kredi piyasalarının baş finansörü oldu. Daralan ekonomiyi canlandırmak için orta sınıfın altındaki Amerikalıları ev sahibi yapmaya soyundu, ödeme güçlerinin ötesinde kredilendirdi. 10 yılda 9 milyon Amerikalının ev sahibi olması ne demek? Bundan vazgeçmek 9 milyon seçmeni kaybetmek değil mi?

Bu yüzden sistem sonuna kadar sürdürülmeliydi...

Ve geçen hafta, yeniden devletleştirilerek son nokta koyuldu...

Fannie ve Freddienin el konularak kurtarılması ABD tarihinde ilk değil. Cumhuriyetçilerin ve (kimi zaman da) Demokratların liberal söylemleri ile eylemleri tam bütünlük içinde olmadı her zaman. Ekonominin bütünü için risklerin çok büyüdüğü dönemlerde özel sektörün yardımına koşuldu. Richard Nixonun uçak şirketi Lockheedi; Jimmy Carterin Chrysleri kurtarması; Başkan Bushun 11 eylül saldırılarının hemen akabinde Amerikan uçak firmalarına 15 milyar dolarlık yardım aktarması hâlâ hafızalarda.

Hem bir arpalık haline gelen Fannie ve Freddie olayı, hem de tarihin sayfalarında izlediğimiz korumacılık vakaları ABDnin dışarıya, özellikle de bizim gibi gelişmekte olan ülkelere ihraç ettiği ideolojisini kendi evinde tam da uygulamadığının açık göstergesi....

Bugün FED eski Başkanı Alan Greenspan in deyimiyle ABD ancak yüzyılda bir yaşanacak derinlikte bir krizin içinde...

Lehman Brothersın iflası ise ABD devletinin artık kamu fonları ile özel sektörü kurtarmaktan vazgeçtiğinin belirtisi. Belli ki krizin faturasının tahmininden çok daha büyük olacağını anlayan hükümet daha fazla yük almamaya karar verdi.

Tüm bu gelişmeler bütün ülkeler açısından önemli. Ve herkes de kendine göre önlemler almaya çoktan başladı. Örneğin Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev, krizde olmamalarına karşın Rus bankalarının likiditesinin arttırma kararı verdi ve bir günlük repo ihalesi ile 12 milyar dolar aktardı.

Türkiyede de ekonomide çoktan alarm zilleri çalmaya başladı. Belki bir finansal kriz henüz kapıda değil ancak reel sektörün içinde bulunduğu açmazın çözülmesine yönelik en küçük bir adım bile atılmıyor. Çok övündüğümüz ihracatımızda en büyük payı alan Avrupa ise durgunlukla boğuşup duruyor.

Sonuçta işler hiç de iyi gitmiyor. Bugünden önlem alınmazsa yarın çok geç olabilir...

 

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları