Avrupa ile kıyamet kopacak

24 Ağustos 2018 Cuma

Bir yandan Türkiye’yi büyük bir ekonomik çıkmaza doğru iterken bir yandan da Ankara-Washington ilişkilerini tarihinin en kritik aşamasına sokan Trump’ın yaptırım uygulama kararı üzerine, Almanya’dan gelen Türkiye’yi kollar tepkiler, Ankara’nın uzun süredir çok kötü giden Avrupa ile ilişkilerinin yeniden düzelmesi yolunda bir ümit yaratmak üzereyken Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin BBC’ye yaptığı bir açıklama, Türkiye ile yalnız Hollanda değil tüm Avrupa ile arasında büyük bir fırtınanın kopması olasılığının varlığını haber veriyordu.
BBC’nin haberine göre olay Türkiye’nin Almanya, Fransa ve Belçika’nın yanı sıra Hollanda’da orada yaşayan Türk asıllı çocukların “dilleri, dinleri ve kültürlerini unutmamaları için” hafta sonu okulları açma niyetinden kaynaklanıyor.
Hafta sonları iki saati Türkçe, üç saati de tarih, sanat ve din olmak üzere 5 saatlik bir program ile 6-17 yaşları arasındaki Türk asıllı çocuklar için, giderleri Türkiye tarafından karşılanmak üzere hafta sonu okulları oluşturulması kararı, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin tepkisine neden olmuş.
Başbakan Rutte durumu “rahatsız edici” ve “baş ağrıtıcı” nitelikte bulduğunu söylemiş.


***


Bu konudaki rahatsızlığını Ankara’ya ileteceğini açıklamış olan Başbakan Mark Rutte’nin yanı sıra çok ortaklı koalisyon iktidarının diğer partileri de duruma tepki göstermişler. Sosyalist Parti de dahil, partilerin çoğunluğu bu girişimi Tayyip Erdoğan’ın yurtdışındaki Türkleri kontrol etmeye dönük girişimine karşı “bırak Hollanda’daki Türkler kendi kararlarını kendileri versin” demekteler.
Tepkilerin en büyüğü de son seçimlerde oylarını artırmış olan muhalefetteki ırkçı partiden geliyor.
Ama Tayyip Erdoğan, “yurtdışındaki Türkler kendi dillerini ve dinlerini korumak zorunda” diyerek geri adım atmayacağının işaretini veriyor.
Hollanda’da, demokrasiye ve özgürlüklere saygı yükümlülüğü ilkelerine aykırı eğitim vermek yasak. Ama buna karşılık bu yasakları delmemek kaydıyla her türlü dil ve din eğitimi serbest.
Türk kökenliler için hafta sonu okullarının açılması söz konusu olan Almanya, Fransa ve Belçika’da durum üç aşağı beş yukarı aynı.
Bu durumda, kestirme yolun tutulması ve girişimin yasaklanmasını düşünmek güç.
İnanç özgürlüğü kendi dininin kurallarını ve gereklerini öğrenmeyi de içerdiğine göre, herkesin istediği dili de öğrenmekte özgür olduğu bu demokratik ülkelerde, böyle bir yasağın, demokrasiye ters düşülmesi olarak algılanacağı açık.
Ancak sözü edilen bu ülkelerin hepsinde, göçmenlerin ciddi uyum problemleri olduğu ve bu durumun doğurduğu sorunların halk arasında ciddi huzursuzluklar yaratırken aynı zamanda ırkçı tepkileri tetiklediği de bir gerçek.


***


Hollanda Başbakanı Rutte’nin “Bu kurslarda ne öğretilecek” sorusuna, “Herhalde çörek pişirmek değil” yanıtını vermesi olaya nasıl ciddi bir kuşku ve kaygıyla yaklaşmakta olduklarının da göstergesi olarak kabul edilebilir.
Son zamanlarda Türkiye’deki seçimler sırasında AKP’nin kimi Avrupa ülkelerinde kampanya yapmak isteklerinin yol açtığı olaylar, hafta sonu okulları projesinin de çok ciddi tepkilerle karşılaşacağını gösteriyor.
Olayın salt Türkiye - Hollanda ilişkileriyle sınırlı kalmayıp tüm Avrupa çapında daha büyük boyutlara ulaşacağını söylemek yanlış değildir.
Hatta hafta sonu okullarında verilecek eğitimin yol açacağı tartışmaların küçük çapta bir uygarlıklar çatışması yaratarak, evrensel bir yaygınlık kazanması bile olasılık dışı değil.
Bütün mesele, dinin toplumdaki yeri konusunu demokratik yöntemlerle aşmayı becermiş toplumlarda, 21. yüzyılda demokrasinin onsuz olmazı laikliğin ve kadının toplumdaki yerinin yeniden gündeme gelmesinden doğacaktır.
Böylesine nazik bir tartışmanın kızıştığı dönemde her iki tarafta da sağduyunun egemen olması temenni edilirdi. Ama ne yazık ki durum tam tersidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları