Yeni Strateji İçin

16 Ağustos 2014 Cumartesi

CHP’li Gökhan Günaydın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “adaylığı” için imza vermeyen ender CHP milletvekillerinden biriydi. Kendisine “Sizin de aralarında olduğunuz bir avuç CHP’li milletvekilinin öngörüsü doğru çıktı” dedik. Gülümsedi:
“Eğer her parti kendi adayını gösterseydi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalabilirdi. En azından, kampanya her partinin ideolojik özleri üzerinden yürürdü. ‘Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine saygılıyım’ diyen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, gerek CHP, gerekse MHP tabanını heyecanlandırmadığı kanısındayım.
Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan seçimi bir kez daha kazandı. Şimdi önemli ve hayati olan önümüzdeki 2015 milletvekili seçimleridir. Erdoğan, bu seçimden başkanlığa olanak tanıyacak bir anayasa değişikliği için AKP’nin gerekli çoğunlukla çıkmasını öngörüyor. İşte bu öngörüyü bozabilmek için CHP’nin sağlam bir strateji geliştirme dönemine girmesi gerekiyor.”
Sağcıları, MHP’lileri, AKP’lileri, siyasi İslamcıları aday göstermede büyük beceri sahibi olup, o tabandan oy alamadığını göre göre tutumunu değiştirmeyen Kılıçdaroğlu ve ekibi ile böyle bir strateji yaratılabilir mi? Sanmıyoruz...

Zordadır
Kimse içini karartmasın.
Recep Tayyip Erdoğan, kendisini ve ailesini kurtarma tasarımının ilk adımını gerçekleştirdi, ama asıl dileği olan “başkan” olma düşünü gerçekleştirmesi çok zor.
Daha önce de bu köşede dile getirdiğimiz gibi, kendisi de bu konuda kuşkular içindedir. Şimdiye değin, dilediği gibi yönettiği, yönlendirdiği AKP’yi istediği gibi biçimlendirme yeteneğini kolay kolay kullanamayacaktır.
Ağustos sonunda çıkacağı Çankaya, onun için siyaseten hapse dönüşebilir.
AKP’deki hareketlenme de bunun ilk göstergesi zaten.

Kurultaya Doğru...
Örgütten yetişme CHP’liler; Kılıçdaroğlu ile partinin giderek daha çok kanama yaşayacağı konusunda birleşiyorlar. Eylül ayında bir kurultay bekliyorlar. Tüzük değişikliği ile birlikte seçimli bir kurultay...
Bu koşullarda gerekli imzanın toplanamayacağını, ancak Kılıçdaroğlu’nun kurultay istekleri karşısında direnemeyeceği kanısındalar:
“Siyasette en etkili tokat, seçmen tokatıdır. Çıkıp ‘Dayak yemedim’ diyemezsin.”
Kılıçdaroğlu, kurultaya gitmezse ne olacağına verilen yanıt da belli:
“Henüz onun hesabı yapılmış değil. Öyle bir tutum alırsa, ona göre yeni bir taktik geliştirilir.”
Hedef; kurultay, mutlaka kurultay yani. Nedenine gelince:
“CHP sağcılaştırılamaz. Kılıçdaroğlu, 2011 seçimlerinde CHP seçmenini sağcılara oy vermeye mecbur etti. 2014 yerel seçimlerinde de, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı tavrı yineledi. Bu tavır sürdürülemez. Milyonlar oy kullanmaya gitmiyorsa ve parti olarak sen o havuzdan su alamıyorsan, dayatmalarla seçmenini partine küstürüyorsan ya da ideolojisinin tam tersine isimlere oy vermeye zorluyorsan, bunun bir bedeli olmak zorunda.”
CHP’lilere, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması olası adayları soruyoruz. Adayların çokluğundan söz ediyorlar:
“Kulislerde dile getirilen isimler arasında Süheyl Batum var, Tuncay Özkan var, Mustafa Balbay, Umut Oran, Mustafa Sarıgül var. Deniz Baykal ve çevresinin, Muharrem İnce’yi öne çıkardığı izlenimi ediniyoruz. Ancak bir bakarsınız, yeni adaylar çıkar ve kurultayda bir asgari müşterekte birleşilebilir.”
Kılıçdaroğlu’nun olası bir kurultaydaki şansı konusunda duyduklarımıza gelince... Şöyle diyorlar:
“Adaylığını koyar da seçilirse çok yaralı-bereli bir genel başkan olur...”

İyi Ettiler
Bir dostumuz, CHP’nin kalesi olarak bilinen Ankara’nın Çankaya ilçesindeki aynı sandıkta, dört ayrı seçimin sonuçlarını karşılaştırmış.
Bu sandıkta, 2011 milletvekili genel seçimlerine katılım oranı yüzde 90.4 olmuş, 2014 yerel seçimlerinde bu oran yüzde 92.3’e çıkmış, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 78.4’e düşmüş.
2011’de CHP’nin oy oranı yüzde 44.4 imiş, 2014 seçimlerinde Çankaya Belediyesi için yüzde 74’e çıkmış. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise, Kılıçdaroğlu’nun tek başına belirlerlediği ve MHP ile birlikte gösterdiği adaya verilen oy ise yüzde 65.3 olmuş.
O sandık, gerçek CHP’li seçmenin, partinin organlarına hiç danışmadan, kimi çevrelerin istemi ile tek başına belirlendiği bir siyasal İslamcıyı aday gösteren Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafını sarmış üç-beş isme gösterdiği tepkiyi tam anlamıyla yansıtıyor.
Kılıçdaroğlu ile birlikte, siyasi İslamcı adaya tam destek veren Erdoğan Toprak gibi, Faruk Loğoğlu gibi CHP yöneticileri, takkelerini -evet, evet takkelerini- önlerine koyup düşünmelidir: Milyonlarca seçmen neden sandık başına gitmedi?
Bıraksınlar “MHP’liler oy vermedi” bahanesinin arkasına sığınmayı. Tıpış tıpış sandığa gideceklerini sandıkları solcular, Cumhuriyetçiler ve Atatürkçülerin büyük bir bölümü bile bile sandığı boykot etti. İki siyasal İslamcı ile bir Kürt milliyetçisi üzerinden oynanan oyuna katılmak istemedi.
Kim ne derse desin, bu da tümüyle demokratik bir tavırdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları