1968: Yarım asırlık genç

30 Ağustos 2018 Perşembe

“...İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum.”  
Yukarıdaki satırlar Deniz Gezmiş’in son mektubundan. 6 Mayıs 1972 tarihini taşıyor... O mektup, öteki mektuplar, Kayseri ve Mamak hapishanlerinde okuduğu, kimi satırların altını çizdiği, el yazısıyla notlar düştüğü Ahmed Arif’in “Hasretinden Prangalar Eskittim” kitabının sayfaları... Duvarlardan, tuvallerden bana bakan gözleri... Dev Genç ve TÖS afişleri... Gazete kupürleri...  68’in dinmeyen, durulmayan, bitmeyen, sönmeyen ve asla sönmeyecek olan ruhu... Her daim süregelen “Gençtik, güzeldik, dünyayı değiştirecektik” coşkusu ve umudu...

Coşku, umut, hasret, özlem... Tümü bir arada bana duygu fırtınaları yaşatıyor. Anımsamalar, çağrışımlar, gözyaşları ve kahkahalar arasında gidip geliyorum... İstanbul’un göbeğinde iğrenç bir mezarlığa dönüştürülen, dişlileri arasında anılarımızı  silip süpüren Taksim Meydanı’na sırtımı dönüp Piramid Sanat Galerisi’ne girmişim. Bu fırtınayı bana yaşatan “1968: Yarım Asırlık Genç” başlıklı sergi. 68’liler Birliği Vakfı’nın da katkılarıyla gerçekleşen serginin küratörü, hem dünyadaki hem Türkiye’deki 68 olayları üzerine en çok eser üretenlerden olan, Bedri Baykam...

Son haftası, kaçırmayın

Farklı kuşaklardan 22 sanatçının özel olarak hazırladıkları eserleri ve sayısız belgeyi bir araya getiren bu sergi, geçen mayıs ayında, ‘68 Baharı’nın 50. yıldönümünde açılmıştı. Ancak uzun süreli sergilerin bir tehlikesi var: İnsanı, “Nasılsa  devam ediyor, görürüm elbet” rehavetine sokması... Uyarmak benden. “1968: Yarım Asırlık Genç” sergisi 8 Eylül’de kapanıyor ve bir kez daha uzatılmayacak...
Sergide eserleri bulunan sanatçılar şöyle: (Alfabetik sıralamayla) Ertuğrul Akyüz, Resul Aytemur, Bedri Baykam, Sinan Eren Erk, Bahri Genç, Genco Gülan, Murat Havan, Horasan, Nesren Jake, Ekrem Kahraman, Serhat Kiraz, Seydi Murat Koç,  Komet, Ergin Konuksever, İrfan Okan, Ardan Özmenoğlu, Denizhan Özer, Nedret Sekban, Ceren Selmanpakoğlu, Yusuf Taktak,  Anıl Taşezen, Mehmet Yılmaz.

Kimileri 68 Baharı’nı yaşadılar... Kimileri doğmamıştı bile... Ergin Konuksever’in fotoğraflarını izlerken Dolmabahçe’den yükselen gençlerin “Geldikleri gibi giderler!” haykırışlarını duyar gibi oldum. Beatles da, Che Guevara da, John Lennon da Deniz Gezmiş’le aynı yaşlardaydı... Paris’in kaldırım taşları da, Taksim Meydanı’ndaki 1 Mayıs yürüyüşleri de bir aradaydı. Yasaklamak yasaktı. “İşçisin Sen İşçi Kal” ile “Savaşma Seviş” ordaydı... İrfan Okan 68 Baharı’nda sekiz yaşında ya vardı ya yoktu ama, 68’liler anısına dijital baskı üzerine karışık teknikle sunduğu panoda bu ülkenin tüm çocuklarını bir araya getiriyordu.  

Zamanaşımı  tanımayan destan

 Yağlıboya, gravür, karakalem, fotoğraf, film, video, yerleştirme, kavramsal sanat... Bunların yanı sıra sergi alanına yerleştirilmiş vitrinlerde o günlere ilişkin belgeler, mektuplar, tanıklıklar... Hepsini incelemeye başladınız mı, saatleriniz  ve ruhunuz zenginleşiyor...  “Gerçekçi Ol, İmkânsızı İste”  başlığıyla yayımlanan sergiye ve 68 Olayları’na ilişkin gazete-dergi ise saklanacak nitelikte bir yayın. Mutlak edinilmeli.  

Özetlemem gerekirse, bir kez daha sergiden ayrılırken içime şu iki duygu iyice yerleşmişti:
Birincisi: Evrensel bir destana dönüşen “68 Mayısı” elbet o yıl olup bitmedi. Yüzlerce yıl öncesinde başladı. Ve yüzlerce yıl sonrasına devam edecek.

İkincisi: Politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel bir değişimi hedefleyen 68 Olayları, Paris’ten Prag’a,İstanbul’dan Meksiko’ya, Londra’dan Washington’a dünyanın her yerini tutuşturan bir ateşti. Yaşamın her ama her alanına yayılmıştı. Evrenseldi. Simgeleri de evrenseldi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları