2024 Avrupa Şampiyonası’na talibiz.
Yani uluslararası bir turnuvaya. 27 Eylül’de karar verilecek.
Peki futbolumuzun uluslararası düzeyi ne? Ya da bu yönde yeterince çaba var mı? Sorsanız futbolun dili evrensel.
Sorarsanız herkes futbol âşığı. Sorarsanız herkes dünya futbol arenasında boy ölçüşmek isteğinde.
Ama ne zaman bu yolda adımlar atılsa sistemin köşe başlarını tutanlar başlıyor işi sulandırmaya.

Vurun yabancıya
Hepimizin malumu; eski Milli Takım’ı ne millet destekliyordu ne de takım takıma benziyordu. Yeniden yapılanma için işin başına Lucescu getirildi.
Getirildi de, daha işin başında hayatı boyunca almadığı eleştiriyi aldı. Çünkü süreçleri de, süreçlere katkı yapmayı da sevmiyoruz. Nitekim Lucescu’ya karşı hemen ‘bir yerli antrenör lazım’ kampanyası başlatıldı.
Neyse ki İsveç’e karşı alınan galibiyet biraz durdurdu onları. O son dakika golü gelmese futbol aynı futbolcu aynı olacak ama yapılacak eleştirilerin haddi hesabı olmayacaktı bugün.
Yine de Lucescu’nun yerleştirmeye çalıştığı oyun anlayışı ve İsveç maçındaki değişiklere aldıran yok. Varsa yoksa skor.
Oysa yeni milli takım yurtdışında yetişmiş futbolcularla yurtdışında oynayanlardan oluşuyor. On bir futbolcunun sekizi Avrupa altyapılarından geliyor. Belki de bu yüzden uluslararası geçerliliği olan bir futbol anlayışına ulaşabilecek Milliler.
Durum buyken “yerli” diye tutturmanın anlamı ne?

Sayılar önemli değil
Konuyu, yabancı sayısını gündeme getiren Lucescu da bulandırdı aslında. Oysa ülke içinden futbolcu yetişmemesi başka konu, yabancı sayısı başka konu…
Yabancı dediğiniz zaman da sorun zaten yabancı sayısında değil, transferinde. Günü kurtarmak için ya kariyerinin sonunda yabancı alıyorsunuz, ya kiralık… Arada bir bulduğunuz gelişmeye açık yetenekleri de acil para için hemen yolluyorsunuz.
Ayrıca tutan mı var sizi? Altyapıdan futbolcu oynatın. Yerli futbolcu oynatın.

Altta kalan altyapı
Ha altyapıdan futbolcu gelmiyor diyorsanız, o zaman altyapı için ne yapıldığını sorgulayacaksınız.
“İsmi üstünde kim görünmeyen altyapıya para ve emek harcamak ister” diyen anlayışı sorgulayacaksınız.
Neden 80 milyondan oyuncu çıkmıyor da Milli Takım’ı Avrupa’daki 3 milyon Türkten çıkan gençlerle kuruyoruz, bunu soracaksınız?
Ortalığı bulandıracak ilgisiz tartışmaları körükleyeceklerine, medyası, yöneticisi, teknik adamı şunu soracak:
“Futbol evrenselse ve amaç uluslararası turnuvalarda başarılı olmaksa benim ülke futbolunu evrensel düzeye çıkaracak ne yeteneğim, bilgim ne de becerim ve niyetim var?”