Server Tanilli

Yeni Bir Yol Açmak...

20 Eylül 2008 Cumartesi

Geçen pazartesi akşamı kaygılar içine düş- müştüm: Televizyonların haber verdiği gibi, Amerikada mali piyasalar dut ağacı örneği sallanıyordu; bir banka batmış, başka iki kuruluş batmanın eşiğinden devlet yardımıyla dönmüş, Merryll Lynch da batmak üzereyken Amerika Merkez Bankasınca satın alınmıştı.

Lehman Biraderler adlı dev bir banka ise satın alınmak istenmiş, ama geç kalınmış ve iflas etmişti.

Şimdi de, Birleşik Amerikanın en büyük sigorta şirketi AIG sırada...

Gerçi son günlerde bir rahatsızlık duyuluyordu. Ama şu bir iki gün içinde, dramatik olay patladı.

Olaya da finansal tsunami deniyor.

Yani, mali çevrelerde birden dev dalgaları koparan bir fırtına!

Batıda, siyasetçiler, uzman iktisatçılar, doğal olarak patronlar, birden gelip ortalığı birbirine katan olayı inceliyorlar.

Bizde de, -sayısı az, dürüst- iktisatçılarımız bunalımın üstüne eğilmiş durumdalar.

Beni pazartesi akşamından teslim alan kaygıların nedeni ise şu: İktisatçı değilim. Dışarıda ve içerde tanıdığım iktisatçıları okur ve yetinirim.

Ama 1929 Büyük Bunalımını bilirim ve unutmam!

O yıl, yine Birleşik Amerikada, birden böyle bir olay patlamıştı; art arda ve zincirleme iflaslar toplumun soluğunu kesmişti. Bunalım oradan Avrupaya sıçramış, orada daha da korkunç yıkıntılara yol açmıştı.

Gelişmelerin sonu da önemlidir: Birleşik Amerikada uzağını gören yöneticiler, New Deal dedikleri bir reforma gidip geleceğe uzanan bir güven ortamı yaratmışlardı. Avrupada İngiltere ve Fransa da, ağır yükün altından kurtulurken, Almanya bunu başaramamıştı. Orada, 1933te Hitler gelip iktidara oturmuş; toplumu giderek teslim almış ve faşizme boğmuş, sonra kalkıp dünyayı ateşe vermişti.

*

Günümüzdeki gelişmeler bizi de yakından ilgilendiriyor: Lehman Biraderler, bize dışardan sermaye bulup gönderen bir kuruluştu; yatırımda ve istihdamda anlamlı bir marifeti olmayan Türkiye ekonomisini, son yıllarda işte bu sermaye çekip çeviriyordu. Şimdi bu sıcak sermaye, bizde de panikleyip kaçmaya başladığı anda, ekonomimiz ne olacaktır?

Daha çarpıcı bir soru: Bir ekonomiyi geliştirip yükselten yatırımdır, fabrikalardır, üretimdir. Peki, ülkeyi taşıma suyla ayakta tutan bir ekonomiye mahkûm edenler kimlerdir?

1929 Büyük Bunalımının ardından bizde olan bitenleri de hatırlatmanın sırasıdır: 1923 İzmir İktisat Kongresinden sonra beyinlere kazınan liberal yolla kalkınmanın bir şeyler kazandırmadığını, ülkenin yazgısını ellerinde tutanlar 1929 Büyük Bunalımı çattığında gördüler. O ıssız ortamda, çare, doğrudan doğruya devletin kollarını sıvamasıydı: Türkiyede sanayinin temelleri işte böyle atıldı ve yükseldi.

Kapitalizm de böyle kuruldu ve üretime dayanıyordu.

Ne var ki, 1979da onun yönü, üretimden alınıp tüketime çevrildi.

AKP, bu yanlışın en hayâsız temsilcisidir: Dışarıdan tüketim adına gelen sermayeye kapılar ardına değin açılırken, içerdeki kurulu üretken sanayi Babalar gibi satıldı, yok edildi.

Düşmanın bile yapmadığını yaptılar...

Günümüzde, korkunç alametler belirdiğinde, korktuklarımız -dileriz- gerçekleşmesin: Çünkü olursa, sonu daha da işsizlik, daha beter fukaralık olur!

Ama duyduğumuz korkular, sadece bu kaygılar, bizi bir karara da götürmelidir: Türkiyenin 1950lerle tıkıldığı kalkınma yolunun yanlış olduğunu; 1979 sonrası saplandığımız tüketim toplumuyolunun ise daha beter bir yanlış olduğunu, hemen bir iktisat kongresini toplayıp, eni konu tartışıp yeni bir yola girmemiz gerektiğini ilan etmeliyiz.

AKPnin buna gelip katılacağını sanıyor musunuz?

Hayır! Çünkü AKP, yalnız aymaz değil, aynı zamanda bir ayvaz kalabalığıdır.

Yeni bir yolu açacak olanlar, Türkiyenin ulusal, ilerici, solcu ve devrimci güçleridir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkiye Nereye Gidiyor? 10 Ağustos 2009
Masal ve Gerçek... 7 Şubat 2009

Günün Köşe Yazıları