Zafer Arapkirli

İnadına medya inadına demokrasi

05 Ekim 2018 Cuma

Aynen şöyle dedi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı:
(…) Dördüncü kuvvet falan… Bizim derdimiz halkımız ya. Bize halkımız kaç puan veriyor önemli olan bu. Demokrasi gücünü halktan alır. Halk varsa demokrasi var, yoksa yoktur. Medya ile falan demokrasi olmaz. (…)
Farklı bir söz bekliyor muyduk?
Yönetenler, üstelik demokratik yön-temleri hızla terk ederek, toplumu sindirerek, gerçekleri bastırarak, muhalefeti susturarak, itirazı engelleyerek, eleştiriye asla tahammül etmeden yönetenler, tabii ki böyle düşünecek.
Çünkü medya, (el pençe duran 5Y Medyasını kastetmiyoruz tabii) bir ülkede işçilerin sömürüldüğünü, alın terlerinin hakkının verilmediğini, tahtakurulu yataklarda barınmak zorunda bırakıldığını, ölüm tehlikesi ile burun buruna çalışmak zorunda bırakıldığını yazacak, söyleyecek ve insanları uyaracak/uyandıracak bir güçtür.
Çünkü medya, vatandaşın vergileri devleti yönetenler tarafından har vurulup harman savrulduğu zaman, tüyü bitme-miş yetimin hakkı ziyan edilirken, ona buna peşkeş çekilirken, parıltılı, yanar-dönerli sofralarda “hüp”lenirken, makam aracı saltanatı ile çarçur edilirken “Bi dakka!.. Buna hakkınız yok!..” diye ses çıkaracak güçtür.
Çünkü medya, çalışanların alın teri ile oluşan fonların, sömürgen asalak tayfasına pipetle-hortumla-boru hatları ile aktarıldığı bir düzene “Hooop dedik!...” deme cesaretini gösterebilecek bir güçtür.
Çünkü medya, bu ülkenin gencecik yiğit evlatları birer birer toprağa düşer-ken, o çocukların akıbetini sorgulayacak, sorumluyu muhalefet partilerinde ve ülkenin eşit vatandaşı Kürt nüfusunda aramaya kalkanların sahte ve terörle göstermelik sözde mücadelesini, terörün ardındaki okyanus ötesi büyük güçle perde arkasında sarmaş dolaş haline bir türlü son verilmemiş olunmasını eleştirecek bir güçtür.
Çünkü medya, yandaş müteahhitler, para babaları, sömürgen tufeyli tayfası semirtilirken, işçinin, memurun, emekçinin, emeklinin, köylünün, dar gelirlinin inim inim inlemesine neden olan ekonomi politikalarına dikkat çeken ve “altta kalanların” feryadına tercümandır.
Çünkü medya, ihmal edilen demiryollarında, maden ocaklarında, şantiyelerde toplu cinayetler işlenirken, bunların arkasındaki ihmalkârlar kayırılıp kollanıp adeta ödüllendirilirken, o cinayetlerin kurbanlarına sahip çıkan bir güçtür.
Çünkü medya, devlet bankaları eliyle bir grup medya patronu semirtilip neredeyse tamamı ele geçirilirken, sözde “basın-yayın organı” kılığında besleme kurumlara dönüştürülürken buna direnen gerçek gazetecilerden oluşan bir güçtür.
Çünkü medya, komşu ülkelerle kıyasıya bir düşmanlık ortamının körüklenme-si, her bir bölgesel ateşin üzerine oluk oluk benzin dökülmesi ve oluk oluk şehit kanı akmasına, bölgesel göç felaketlerine yol açılmasına karşı ses çıkaran, isyankâr güçtür.
Çünkü medya, gerçek darbeciler ve onların siyasi uzantısı ağababaları ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaşırken, masum insanlardan “darbeci” yaratmaya kalkışan alçak kumpasçı sözde savcı ve hâkimlere karşı “Hak, Hukuk, Adalet” diye haykırma cesaretini gösteren bir güçtür.
Tabii ki hoşuna gitmeyecek. Tabii ki rahatsız olacak.
İşte tam da bu yüzden; İçinde biraz demokrasi sevgisi, biraz vatan sevgisi, biraz vicdan, biraz vatandaşlık bilinci olan her bir yurttaşın, böyle bir ortamda medyaya inadına sahip çıkması, inadına her gün gerçek gazetecilerin çıkardığı gazeteleri satın alması, gerçek ve onurlu gazetecilerin yaptığı her ortamdaki yayınlara destek vermesi, büyük bir önem taşıyor.
İnadına medya. İnadına demokrasi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları