Olaylar Ve Görüşler

Sağlıkta şiddet ve nedenleri dr. Ceyhun balcı

06 Ekim 2018 Cumartesi

Şiddetin toplamda yükseliş gösterdiği, dolayısı ile bileşik kaplar yasası gereğince sağlık ortamını da etkisi altına aldığı açıklaması ilk bakışta doyurucu görünebilir!
Başta hekimler olmak üzere her kesimden sağlık çalışanına yönelen şiddetin basına yansıyanları göldeki damlaya eşdeğerdir. Bir hekimi daha sonsuzluğa uğurladığımız şu sıralarda bu konuya farklı yaklaşma gereği ortadadır.
Nedene değil de sonuca yönelmekte olduğumuz görülüyor. Örneğin, sağlıkta şiddet olgularına yönelik yasal düzenleme ve şiddet uygulayana yönelik özel ceza istekleri gündemde kendisine yer buluyor. Diğer yandan, sağlık kuruluşlarında güvenlik önlemlerinin artırılması doğrultusundaki istekler de son günlerin ilgi gören çözüm önerileri arasında yer alıyor. Bu seçeneklerin gerçekleşmesi doğrultusunda da çaba gösterilmelidir.
Buraya takılıp gerçek nedenleri göz ardı etmemek gerekir.

*Ülkemiz sağlık kurumları AKP iktidarının kendisine oy deposu yaptığı sağlık uygulamaları sonucu kalabalıklaşmıştır. Bu kalabalıklaşma da ortamdaki işyükünün çığ gibi büyümesi anlamına gelmiştir.
*Hekimlerin emeklerinin karşılığının performansa bağlanması işyükünü çeken hekimlerin bu durumu kabullenmesi sonucunu doğurmuştur. Kuyruğunu kovalayıp bir türlü yakalayamayan kedi örneğince hekimler ve sağlık çalışanları karşılarında dağlarca biriken işyükünü tüketememe gibi bir kısırdöngüye girmişlerdir.
* Ayrıca, iktidarın hekimleri ve sağlık çalışanlarını hedef gösteren uygulama ve söylemlerinin de etkisiyle şiddetin patlaması kaçınılmaz olmuştur. İktidar cahil, yoksul ve yoksun kitleleri geliştirme, gönence kavuşturma yerine dipte birleştirmeyi yeğlemiş ve onların gururunu okşama yolunu seçmiştir.
Konuyla ilgisiz görünen bir başka ayrıntıdan daha söz etmekte yarar var!
Türkiye’de akademik yükseltmelerle ilgili kuralların değiştirilmesiyle doçentlik sınavı kaldırılarak akademik konuma gelmek dosya hazırlamaya indirgenmiştir. Artık geçmişte kalan sınavlı uygulamanın da hiç kuşkusuz hem kapsam hem de yöntem bakımından eleştirilecek yönleri vardı. Ancak, yerine getirilen yöntemin (daha doğrusu yöntemsizliğin) daha da kötü olduğu kesindir. Bu alanda yarattığı en önemli olumsuzluk değersizleştirme olmuştur. Geçmişte akademinin yakınından geçmeyi aklından geçiremeyecekler siyasi iktidarın dümen suyunda olma ölçütünü tamamlayarak bu alanda yer kaplamaya başlayacaklardır. Hemen şimdi değilse de uzak olmayan gelecekte bu durumun yaratacağı olumsuzluk sıradanlaşma olacaktır. Çok kolay erişim, değersizleştirme ve sıradanlaşma güncel sağlık ortamının önde gelen sorunlarıdır.

Değersizleştirme ve sıradanlaşma
AKP iktidarının aklı ve bilimi; bu alanla ilgili kimseleri ve kurumları aşağılama eylemi bilinçlidir. Toplumu geliştirme, düzeyini yükseltme gibi zor ve zahmetli işler zaman aldığı gibi sonuçta ortaya çıkan insan kaynağının biat etmeyi aklından geçirmeyen özgür insanlar olması kaçınılmazdır.
Halkçılık değil ama halk avcılığı amaç olunca Türkiye’de yaşananlara şaşırmamak gerekiyor.
Türkiye genelinde ama özellikle de sağlık ortamında şiddetin sanılandan daha köklü nedenleri olduğu ortadadır.
Hekimliğin değişmez ilkesidir!
Tanı yanlışsa, tedavinin sonuç vermesi rastlantıya kalır! Bu önemli soruna hekimce yaklaşmak önemlidir! Tersi durumda havanda su dövüleceği gibi çözüme yaklaşmak söz konusu olamayacaktır!
Sağlık ortamındaki çarpıklıkların ürettiği şiddet kurbanı meslektaşlarımız Ersin Arslan, Kâmil Furtun ve son olarak İstanbul’da uğradığı saldırı sonucu aramızdan ayrılan Fikret Hacıosman’a ve şiddetin her türüyle karşılaşmış adlarını anamadığımız sayısız meslektaşımıza borcumuzu bu soruna doğru yaklaşarak ve çözüm üreterek biraz olsun ödeyebiliriz düşüncesindeyim!
Tıbbiyeliler Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele sırasında toprağa düşmek de içinde olmak üzere üzerlerine düşen her görevi gözlerini kırpmadan yerine getirdiler. Bir yüzyıl sonra görev başında toprağa düşmeyi hiç ama hiç ummamışlardı. Korkunç ve dehşet yaratıcı bu durumun bir an önce sonlanması ve hekimlerin hiç hak etmedikleri bu sonu bir daha yaşamamaları dileğiyle...
Geçmişten günümüze görevleri başında yaralanan ve toprağa düşen tüm hekimlerin yüce anılarına saygıyla...

dr. Ceyhun balcı İzmir Tabib Odası Eski Genel Sekreteri



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları