Gülengül Altınsay

Zemin bozuk olunca

18 Ekim 2018 Perşembe

Öylesine bir bozuk zemine çekildik ki bazıları için sınırsız özgürlük varken bazıları için ağızlarını açsa suç oluyor. Gücünü sistemin işleyişinden ve muktedirlere sırtını dayamaktan alanlar hiçbir engel tanımıyor. Nasıl olsa cezalar kişiye göre, takımına göre farklı farklı uygulanıyor.
Yine aynı örneği vereceğim ama Caner’in küfrüne sabah 2’de toplanıp kural değiştirerek ağız okumadan 6 hafta ceza verenlerle benzer olayları 1-2 maçla geçiştirenler aynı kişiler. Konya’da Beşiktaş’ın U21 takımının genç oyuncularını sahada dövenlere sadece 5 maç ceza verenler de.
Güya sahadaki adaleti biraz olsun sağlayacak diye getirilen VAR sistemine bakalım yine. ‘VAR gelecek şikâyetlerimiz azalacak’ diyenler neredeler şimdi? Son kararı makineler verecek olsa tamam da yine iş bizim insanlara kalınca değişen ne olabilirdi ki? Sahadaki 4 hakeme bir de VAR hakemleri eklendi sadece. Yani konuşacak daha çok hakemimiz var artık. Aslında meselenin özü şu soruda saklı; Biz gerçekten adalet mi istiyoruz yoksa adaletsizlikten daha fazla pay mı? Dürüstçe bu sorunun yanıtını vermemiz gerek.

Arda’ya gelinceye kadar
Bu konuya niye girdim; çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı. Nasıl bir ortamda yaşadığımızla alakalı. Eğer ortamda adalet duygusu yok olmuşsa, eğer muktedirlere sırtını dayayanlar istediğini yapıyor ve buna karşı kimse sesini çıkaramıyorsa o ortam sürekli mağdur yaratır. Sınır tanımazlık güç gösterisine dönüşür. Futbolcusu ‘arkam nasıl olsa sağlam ne istersem yaparım’ duygusuna kapılır. Gazeteci de döver, tribünlere el kol hareketi de yapar, sahada rakip oyuncuyu tehdit de eder. Teknik adamı misafir takımın 21 yaş altı oyuncularını kafa göz yararak döver. ‘Nasıl olsa görmezden gelinirim, yok çok mu ortalığa döküldü az bir ceza ile işi atlatırım’ diye düşünür. Çok daha önemlisi bu tarz olayların ardından saha içinde de saha dışında da ayrıcalıklar bir kez daha kanıtlanmış olur. Yani herkesin gözü önünde ‘gücün’ sağlaması yapılır.
Ama Arda olayında işin içine taciz iddiası, silah, darp filan da girince göz ardı edilemeyecek bir durum çıktı ortaya. Ve mecbur yargılanacak Arda. Yargılanacak da verilecek cezalar caydırıcı olacak mı bakalım. Kendi kulübünün yaptırımı sadece para cezası şeklinde. Tam da burada Serdar Bilgili döneminde Pascal’a şortuna elini soktu diye 7 ay ceza verildiğini bir hatırlayalım isterseniz.
Ama ben yine de sınır tanımaz eylemleri nedeniyle geldiği noktada tüm suçu Arda’nın üstüne yıkmayı doğru bulmuyorum. Ona bu ülkede her şeyi yapabileceği cesaretini verenlerin, sırtını sıvazlayanların hiç mi katkısı yok?
Ayrıca işler raydan çıkınca üstelik yaşanan olayları tam bilmeden topyekun bir insana çullanmak ve bir günah keçisi yaratmak ne kadar adil?
Siz önce yeni Arda vakaları yaratmayacak, daha da ileri gidersek teşvik etmeyecek ortamı beslemeyi bırakın. Bırakın ki hakkıyla oynayıp şerefiyle kazanacak ve yaşayacak nesillere yaşama hakkı verin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Semih vakası 28 Mart 2024
Yeniden nefret 22 Mart 2024
Suç getirende? 17 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları