Ara Güler bize ne anlattı?

19 Ekim 2018 Cuma

- Sanat, doğası gereği sol damarlardan beslenen bir kavramdır. Sanatçı dediğiniz iktidarlarla iyi geçinmez. Tabulara kafa tutar. Kuralları, yasaları sorgular. Egemenlere boğun eğmez, onlara hep kuşkuyla bakar. Zenginden değil fakirden, ezenden değil ezilenden yana olur. Yapma denileni yapar, kurcalama denileni kurcalar.
Ve tüm dünyada özgür sanata ve sanatçılara sağcılardan çok solcular sahip çıkar.
O yüzden bir sanatçı kötü şöhretli bir iktidarla flört ettiğinde hep şaşırırız.
Gücünü kötü kullanan muktedirlerin sofralarına oturan, onların ağızlarıyla konuşan, muhalefete sırtını dönen, ezilenin değil ezenin yanında yer alan, hayata soldan değil sağdan bakan sanatçılar her zaman kafa karıştırırlar.
İşte Ara Güler öldü ve bizim kafamız yine karıştı.
Gezi olayları sırasında takındığı tavırlar ve söylediği sözlerle onu bir idol olarak gören birçok insanın kalbini kırması, birçoğunun da kalbine gölge düşürmesi, ölümünün ardından birçok farklı şey söylenmesine, serzenişlere, tartışmalara yol açtı.
Ara Güler hem İstanbul’un hem de bu ülkenin tarihidir. Üstelik de en önemli tarihi. Sadece makinesiyle çektiği fotoğraflarla değil, hayatıyla ve duruşuyla ve tercihleriyle de bize bir şey anlatır. Onlardan ne anlayacağımız bizim meşrebimize bağlıdır.
Ara Güler’in büyük bir sanatçı olması, birçok önemli fotoğrafın altında onun imzasının bulunması, bu coğrafyanın belleğini oluşturan karelerle tarihi kayda geçirmesi bir yana...
Gazeteciliği ve son zamanlarda iktidarla yaşadığı yakın ilişkileri, bize görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz bir hikâyeyi, bizim kendi ülkemizin ve aydınımızın hikâyesini birçok farklı açıdan anlatır.
Ara Güler’in “Yeryüzünde Yedi İz” adlı fotoğraf kitabında “Gümüş Bastonlu Dali” başlıklı bir yazısı vardır. O yazıda Ara Güler, İspanya İç Savaşı sırasında faşist lider Franco’nun yanında yer almış, politik tercihleriyle birçok sanatseveri hayal kırıklığına uğratmış olan Dali’nin fotoğraflarını çekerken onunla ilgili izlenimini bize şöyle aktarır:
“Öyle bir adam ki, gümüş bastonunu uzatıp gözüne saplar, sonra seni kurutur, resimlerindeki erimiş saat gibi balkonun köşesinden bir havlu gibi sarkıtır. Başını kertenkele, bedenini iguana yapar; arka planda kurumuş kalmış bir iskelet de ola-bilirsin... Hiçbirini yapamazsa seni İsa gibi çarmıha da gerebilir ve tepeden bakmaya başlar.”
Dali, görüşmeleri boyunca aslında Ara Güler’e karşı küstah ve kibirlidir. Ama Ara Güler onun bu kibrini ve küstahlığını kişisel olarak üzerine alınmaz; aksine çektiği fotoğraflara yansıtabilmek için o kibre ve küstahlığa odaklanır. Onu anlamaya ve en net, en etkili bir biçimde çektiği karelere yansıtmaya çalışır.
Benim önerim, siz de o Ara Güler’in o muhteşem fotoğraflarına bakıp bu ülkenin hazin tarihini anlamaya çalışın.
Onun hayatında gördüğünüz çelişkileri, aklınızı karıştıran, kalbinizi kıran meseleleri kişisel olarak almayın.
Enis Batur o kitabın önsözünde “Şehrinin, ülkesinin en ücra köşelerine dek uzandığını, en büyük tarihsel kişiliklerden, en uç toplumsal tabakaların temsilcilerine dek objektifini her noktaya bir namlu gibi çevirdiğini gördüğümüz, bildiğimiz bu büyük usta”nın dünyaya da aynı merak, gözü peklik, had hudut tanımayan bir ilgiyle açıldığını anlatırken bize de çok önemli bir reçete verir.
Ara Güler’in kişisel tarihindeki politik meseleler üzerine ne düşünürseniz düşünün... ama asıl çektiği fotoğraflara bakın.
Uzun uzun ve dikkatlice bakın.
Bakın ve Ara Güler’in kim olduğunu unutup kendinizi, kim olduğunuzu, neye dönüştüğünüzü, şu son 70 yıl içinde yaşadığınız ülkeye neler olduğunu, bu coğrafyanın neye dönüştüğünü düşünün.
O ara sokaklar, ahşap evler, doklar, mavnalar, kaldırımlar, çocuklar...
O yorgun ve yılgın insanlar...
Üzerlerine düşen loş ışıklar, gölgeler ve karanlıklar ve aydınlıklar o fotoğraf karelerine boşuna hapsolmadılar.
O fotoğraflar...
Üzerlerinden zaman geçsin ve biz onlara bakalım ve bir şeyler anlayalım diye o anda donup kaldılar.
Sanat işte bunun için vardır.
Sanatçının kişisel hayatı teferruattır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları