Bir simge olarak Osman Kavala olayı

21 Ekim 2018 Pazar

Tarih belli olayları, duyguları, tutum ve davranışları simgeleyen kişilerle doludur.
Gerek gerçek tarih, gerekse klasik edebiyat ve halk edebiyatı, bu tür simgeleşen kişilerin ya da kurgusal karakterlerin kimi zaman acıklı, kimi zaman komik ama mutlaka dramatik öyküleriyle renklenir, somutlaşır, zihinlere, yüreklere, belleklere kazınır.
Örneğin, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Romeo ve Jülyet, Tristan ve İsolde, halk edebiyatındaki ve klasik edebiyattaki aşkların temsilcileridir.
Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan, Napolyon ile Josefin, Kral Edward ile Madam Simpson, gerçek hayattaki aşkları vurgulayan kişilerdir.
Jan Dark ve Nene Hatun kahramanlık simgeleridir.
Kaligula ve Deli İbrahim, gerçek tarihe yönetici çılgınlıklarının damgalarını vurmuş olan despotlardır.
Galilei, din baskısının bilimi engelleme çabalarının gülünçlüğünü, başarısızlığını vurgulayan isimdir.
Dreyfus haksızlığa uğrayanların, Emile Zola bu haksızlığa karşı çıkanların gerçek hayattaki simgeleridir.

***

Hızla yakın tarihimize ve günümüze gelirsek, Mithat Paşa, Namık Kemal ve Tevfik Fikret, aydınlanmanın ve özgürlüğün simgeleri olarak tarihe geçmişlerdir.
Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı, Atatürkçü, Demokrat, Cumhuriyetçi ve Aydınlanmacı oldukları için katledilen çok sayıdaki aydınlardan sadece ikisinin adıdır.
Kuddusi Okkır ve Ali Tatar isimleri, haksız ve hukuksuz Silivri Davalarının aldığı canların yalnızca ikisini anımsatır.
Mehmet Haberal, dünya çapında bir bilim insanı, bir cerrah, bir organ nakli öncüsü, bir eğitim lideri olarak, Atatürkçü kimliğiyle büyük bir haksızlığa uğramış, yıllarca hapsedilmiş bir aydındır.

***

Elbette bir ülkenin tarihinde, haksızlığa ve zulme uğradığı için simgeleşen kişilerin, bu kişilere ilişkin olayların artması o ülke açısından hiç de övünülecek bir husus değildir.
Ne yazık ki, benim “İkinci Silivri Trajedisi” diye adlandırdığım dönemde bu tür haksızlık ve hukuksuzluklarla simgeleşen olayların ve kişilerin sayısı artmaya devam ediyor...
Bunlardan biri de Osman Kavala olayıdır:
Osman Kavala, kısaca “darbecilik” başlığı altında özetlenebilecek son derece ciddi ama ikna edici kanıtları olmayan suçlamalarla tutuklanmış ve hapse atılmıştır...
Bir yılı aşkın süredir hapiste olmasına karşın, bırakınız âdil bir biçimde yargılanmayı, hakkında hâlâ bir iddianame bile yazıl(a) mamıştır.
Kavala olayı, bu dönemin haksızlık ve hukuksuzluklarının bir simgesi haline gelmiştir...
Derhal adil bir çözüme kavuşturulmalıdır.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları