Özdemir İnce

Erdoğan krize karşı sabır istiyor

21 Ekim 2018 Pazar

“Gökleri ve yeri örneksiz yaratan O’dur. Bir şeyin olmasını istediğinde ona ‘Ol!’der, o da derhal oluverir.” (Kuran, 2:117) Tanrı ağzından söz ve sözcüğün mucizesine tanıklık eden bu âyet yazara ve
şaire de bir parça kedi payı ayırıyor.
“Ve Söz beden olup kayra (iyilik) ve gerçekle dolu olarak aramızda yaşıyor”. (İncil, Yuhanna, 14)
Sözün bedene bürünüp aramızda yaşar olması, sözcüklerle yazılan şiirin ulaşacağı en yüce nokta. İncil de şaire epeyce kedi payı veriyor.
Kuran şair takımına yüz vermez: “Şairlere gelince, onlara çapkınlar, sapkınlar uyar” der. (26:224)

***

TBMM’nin 2. yasama yılının açılış töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan da sözün gücüne güveniyor ve “16 Nisan halk oylaması, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, bir büyük devrimin adıdır. Bu çapta bir dönüşümü, pek çok ülke ve halk, ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak ve çok büyük bedeller ödeyerek tamamlayabilmiştir. Biz ise demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi suhuletle gerçekleştirmeyi başardık” diyor.

***

Acaba öyle mi? Halkın eleştirel ağzında kedi payı yok: “Lafla peynir gemisi yürümez” diyor. 16 Nisan halk oylaması büyük bir reform ya da devrim mi? Reform gibi devrim de kötüden iyiye doğru bir dönüşümdür. Halk Oylaması’nın üzerindeki şaibeyi nasıl bir yana bırakalım? Bu oylama tam anlamıyla bir karşıdevrim simgesi. Mühürsüz oy pusulaları reform ve devrimi(!) “kader kurbanları”nın hırsızlığına indirgiyor ve film bir seçim darbesiyle sona eriyor. Bu ülkede 2007’deki dahil hiçbir seçim dürüst yapılmadı. Nüfusun yarıdan fazlası böyle düşünüyor. Atı alıp Üsküdar’ı geçen tarikatıysa seçim oyunlarını “şeyhin mucizesi” olarak görüyor.
“Bu çapta bir dönüşümü, pek çok ülke ve halk, ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak ve çok büyük bedeller ödeyerek tamamlayabilmiştir. Biz ise demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi suhuletle gerçekleştirmeyi başardık” iddiasının ne kanıtı ne de tanığı var.

***

Cumhurbaşkanı, muhalefete “Gelin Türkiye’yi birlikte hedeflerine ulaştıralım, demokrasimizi birlikte güçlendirelim, ekonomimizi birlikte büyütelim, milletimize birlikte hizmet edelim” diyor.
Bu sözleri şahsına yönelen her eleştiriyi hakaret sayıp mahkemelere koşan; Cumhuriyet’in yarattığı bütün zenginlikleri, kurum ve kuruluşları peşkeş çekercesine yok pahasına satan zihniyet söylüyor. Bu sözleri demokrasiyi amaca ulaşmak için binilen tramvay sayan ve demokrasiyi “imamokrasi”ye dönüştüren; Türkiye’yi Cumhuriyet’in hedeflerinden uzaklaştıran siyasetçi söylüyor. Sanki karşısındakilerin tamamı “Yetmez ama Evet”çi yığışımı. Sanki, karşısındakilere “2002’den bu yana bana hep ‘evet’ dediniz ama yetmez!” demek istiyor. Muhalefet, muhalefet ise size neden hizmet etsin?

***

Gerçeklerden çok uzak, Amerikan sahne güreşi pankreasa benzeyen “AB ile ilişkiler” faslını geçelim. İddia edildiği gibi çeşitli Avrupa ülkelerinden Türkiye’yle ilişkiler konusunda olumlu sesler yükselmiyor, bu bağlamda iktidarın önü hiç de aydınlık değil. Suriye’deki başta olmak üzere dış siyaset 1001 Gece masallarına benziyor. Sabah oldu ve masal bitti.
Sanal ekonominin veresiye defterine gelince: Dümeninde oturanların sürücü belgesi yok, ama trafik polisinden şikâyet ediyorlar ve Serdümen, “Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum” diyor.
Türkiye’yi “düşüren” siz değil misiniz? Sıkmaktan dişleri dökülen halk size neden güvensin?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerli ve milli 24 Mart 2024
Devlet hata yapamaz 22 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları