Öztin Akgüç

Siyasal rejimimiz

31 Ekim 2018 Çarşamba

Cumhuriyetin ilanının doksan beşinci yılını kutluyoruz. Ancak ülkemizin mevcut siyasal düzeninin Cumhuriyetin temel ilkeleri ve Cumhuriyet ilanındaki amaçlarla ne ölçüde örtüştüğünün cumhuriyet tanımı çerçevesinde sorgulanması, irdelenmesi gerekiyor.
Cumhuriyet, “egemenliğin ulusa ait olduğu, iktidarın yetkisini toplumdan aldığı, yetkinin kamu yararına kullanıldığı, yasalarla yönetilen bir siyasal düzen” olarak tanımlanmaktadır.
Cumhuriyetin temel öğesi egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olmasıdır. Ülkemizde de “Hâkimiyet milletindir” ifadesiyle temel ilke ifade edilmektedir.
Hâkimiyet kâğıt üstünde, sözde millete ait olmakla beraber fiilen sınırsız yetki ile Başkan tarafından kullanılmaktadır. İktidarın, yetkinin, kısıtlanmaksızın, sınırsız olarak tek kişide toplanmasıyla düzenimizin ayırt edici özelliği cumhuriyet değil “mutlakiyet” olmaktadır.
Cumhuriyetin kamu yararına kullanılması ilkesi, Başkanın eşanlı olarak bir siyasal partinin başkanı olması nedeniyle gerçekleşmemekte; yetki bir siyasal partinin lehine “yandaş” olarak tanımlanan destekçilere yarar sağlayacak şekilde kullanılmaktadır. Başkan ile parti ve destekçileri arasında karşılıklı yarar ilişkisinin varlığıyla rejim “patronaj düzenine”, kişisel ilişkilere dayanan bir siyasal yapıya dönüşmektedir. Patronaj düzeninde başkan, yandaşlara, destekçilere mevki, iş olanağı, mali destek sağlamakta, ülke kaynaklarından öncelikli olarak daha büyük pay ayırmakta; buna karşılık yandaş kitlesi Başkanı’ı oyları ile desteklemekte, övgüler yağdırmakta, Başkan’ın belirlediği yolda yürümekte, biat etmektedir.
Cumhuriyeti, mutlakiyetten, otokrasiden ayıran diğer niteliği de hukuk devleti olması, ülkenin yasalarla yönetilmesidir.
Kuvvetler ayrılığı, yargı erki fiilen ortadan kalktığından, yargı tarafsızlığı, bağımsızlığı kâğıt üstünde, sözde kalmakta, hukuk devleti olma bir yana, ülke yasalarla yönetilmekten giderek uzaklaşmakta, kişisel iradeyi yansıtan kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmektedir.
Ülkede uygulamanın yasalara uygun olması değil, yasaların fiili duruma uydurulmasına öncelik verilmektedir. Önce fiili durum yaratılmakta ardından kararnamelerle fiili duruma yasal kisve giydirilmektedir.
Ülkemizin siyasal rejimi olarak emperyal güç, ABD’nin öngördüğü düzen, “Ilımlı İslam”dır. ABD’nin Büyük-Genişletilmiş- Ortadoğu Projesi (BOP-GOP), Kuzey Afrika’dan Türkiye cumhuriyetlere değin geniş bir coğrafyada önce ekonomik birlik ardından siyasal birlik oluşturarak, bölgeyi ABD’nin arka bahçesi haline dönüştürmek amaçlanmaktadır.
Bölgenin siyasal birliği için öngörülen düzen ılımlı İslam modelidir. Önce BOP sonra GOP olarak anılan projenin kapsamına giren ülkelerin siyasal düzenine örnek olmak üzere AKP iktidarı prototip olarak seçilmiştir. Projenin uygulanmasına 1970’li yıllarda başlanmış; 12 Eylül askeri darbesiyle, ülkemizde ılımlı İslam modelinin altyapısı oluşturulmaya başlanmıştır. Tepki çekmemek için model kamuoyuna Türk-İslam sentezi olarak sunulmuş, günümüzdeki Cumhur İttifakı’nın temeli de bu sloganla atılmıştır.
Ülkemizin siyasal rejimi, Cumhuriyetin temel ilke ve niteliklerinden yoksun; mutlakiyet, otokrasi, patronaj düzeni ılımlı İslam modelinden öğeler içeren adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen garip bir yapıya dönüşmüştür.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları