Öztin Akgüç

CHP’nin Sorunu

31 Ağustos 2014 Pazar

CHP’yi yalnız kurucu değil, Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatacak parti olarak gördüğüm için, CHP’nin ilkeleriyle etkin biçimde faaliyetini sürdürmesini savunuyor, “kapısına kilit vuralım, yeni parti kurulsun, CHP miadını doldurdu, yeni CHP” gibi görüşlere katılmıyorum. Günümüzde bir yana itilmiş gibi görünen devrimcilik, CHP’ye yaşam gücü veren ilkedir.
CHP ile gelip geçici CHP yönetimlerini birbirinden ayırmak gerekir. CHP’nin ayrı bir kişiliği, varlığı, ilkeleri vardır. Yöneticiler yolcu, gerçekten CHP’ye inanmış kişiler, uzun süreli destekçileri, aileler, hancıdır. CHP, SHP’yi saymazsak, belleğim yanıltmıyorsa sekiz başkan değiştirmiş; Atatürk bir yana, İsmet İnönü, Bülent Ecevit gibi gerçekten efsanevi başkanlar partiden ayrıldığı halde parti, mal varlığı elinden alınmasına, cebren kapatılmasına karşın varlığını sürdürmüştür. CHP’nin karşıtı partiler, uzun süre iktidarda kalsalar dahi başkanları değiştiğinde veya yaşam sürelerini doldurduklarında varlıklarını sürdürememişler, belki aynı doğrultuda fakat isimleri, programlarıyla farklı partilere dönüşmüşlerdir. CHP’yi kişilerden ayırmak, kişilerden bağımsız algılamak gerekir.
Katılmayanlar olabilir, CHP’de sorun yönetim sorunudur. Bu sorun Sayın Kılıçdaroğlu dönemine de özgü değildir. Sayın Baykal döneminde de benzer sorunlar gözlenmiş, eleştiriler yapılmıştır. Partide hele hele devrimci, sosyal demokrat kimliği olması gereken bir partide, kanatların, görüş ayrılıklarının, tartışmaların olması doğaldır ve olmalıdır da. Ancak bu bağlamda, ayrılıklar, fikir, görüş ilkelerin uygulanması temelinde olmalı, kişisel hesaplara, kişisel beklentilere bu doğrultuda oluşan veya oluşturulan hiziplerin, kliklerin çatışmasına dönüştürülmemelidir.
CHP’nin sorunu ilkelerin gereği gibi savunulmaması, hele hele oy yitirme kaygısı ile devrimcilik, devletçilik, hatta laiklik ilkelerine vurgu yapılmaması, kişilerin ön plana çıkarılmasına çalışılmasıdır. Kişilerinse kanıtlandığı gibi oy çekme ağırlığı ve gücü yoktur. CHP’yi güçlü yapan, bir bütün olan altı oku, ilkeleridir. CHP’de yönetim zaafının giderilmesi için kurultay çare olabilir. Bununla genel başkan değişsin, sorunları çözülür demek istemiyorum.
CHP’nin yönetimi daha demokratik hale getirilmeli, parti tabanının yönetime daha etkili biçimde katılması sağlanmalı, genel merkezin başatlığı sınırlanmalı, ilkeler ön plana çıkarılmalıdır.
CHP’nin ilkelerinden biri de halkçılıktır. Halkçılık, halka hoş, şirin görünmek, halk dalkavukluğu yapmak, halk günümüzde çoğunlukla sağ eğilimli, sağa kayalım anlamında değildir. Halkçılıkla eşitlik, ayrım yapmama, geniş kitlelerin yaşam düzeyini yükseltme amaçlanır.
Halkçılık; geniş kitleleri bencil, ben merkezli, kişisel ikbal düşkünü politikacıların, yeteneksiz, niteliksiz, liyakatsız bürokratların, çıkarcı dincilerin, aferist işadamlarının, gizli ve açık tefecilerin, etik kural tanımayan yalaka medyanın ayartılarından kurtararak; bireyleri özgür, kendi ayakları üstünde duran, üretken, ögüvenli hale getirmekle gerçekleştirilebilir. CHP’nin savaşımı, geniş kitleleri baskı altında tutmaya çalışan, aydınlanmasını önleyen kişi ve kuruluşlarla olmalıdır.
CHP’nin yönetim zaafı, CHP eğilimli seçmende tepki doğuruyor, sandığa gitmiyor ya da boş oy atıyor. Protestocu sayısı son cumhurbaşkanlığı seçiminde hayli artmıştır. Aynı tutum sürdürülürse, milletvekili seçiminde bu sayı daha da artar, ivme kazanır. Kişiler değil ilkeler, amaçlar, tutarlılık kurumları ayakta tutar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları