İnsanın evcilleştirilmesi...

05 Kasım 2018 Pazartesi

İnsan da evcilleştirildi.
Yabani buğdayın işlenerek evrilmesi gibi, kurtların eğitilerek köpekleştirilmesi gibi, yaban atlarının binek hayvanlarına dönüştürülmesi gibi.

İnsan da evcilleştirildi. Söylenene inanan, isteneni yapan, eline verilen oyuncaklarla avunan “evcil insan” oldu.
Kazancını artırmak için çırpınan, iş-ev-araba üçgenine kısılmış, istenmek için, sevilmek için bakınan “evcil insan”.
İnsan uygarlığının geldiği son aşama bu.
Şimdi Harran Üniversitesi Rektörü’nün söylediği sözler fazla mı oldu?
Efendisine itaat etmenin farz-ı ayn olması, yani yapılmasının şart olması, yapılmazsa haram olacağı sözleri aşırı mı sayıldı?
Efendisine itaat etmeyenlerin başına gelenleri bilmiyor musunuz?
Elbette biliyorsunuz.
Efendisine itaat etmeyenler işlerinden atılıyor, cezalandırılıyor, daha da ileri giderse hapse atılıyor, aylarca, yıllarca hapiste tutuluyor.
Efendisine itaat edenler ise terfi ediyor, yeni görevler alıyor, yüksek ücretler alıyor, oraya danışman, buraya başkan oluyor. İtaat edince rektör bile oluyor. Daha ne olsun?
Şimdi istifa etmiş, öyle istenmiştir, yakında başka bir makama daha yüksek ücretle atanır.
İtaat ödülsüz bırakılmaz.
Geldiğimiz çizgide evcilleştirme yetmiyor, kul ve köle olmanız da gerekiyor.
Üniversitelerin medrese yapılması, profesörlerin de müderris olması isteniyor. Karşı çıkarsan kapı dışarı, yallah.

***

Toplumda öfke büyüyor.
Bunu görmeniz gerekir.
Ücretlerin erimesi, hayat pahalılığının yangına dönüşmesi artık dayanma çizgisini çoktan geçti.
Öfke büyüyor. Muhalefetin, özellikle CHP’nin bu öfkenin temsilcisi olması şart.
Bu öfkeyi temsil etmeyen hiç kimse kitleyi harekete geçiremez.
Gariptir ki, öfkenin yaratıcısı olan siyasal iktidar, toplumsal öfkeyi muhalefetten daha iyi temsil ediyor.
Hedef şaşırtarak, kızgın saldırılarla, uydurma suçlamalarla, geçmişe dönük yalanlarla sahte bir öfke ortamı yaratıyor.
CHP muhalefeti bu yapay gündemin peşinde uysal karşı çıkışlarla, yükselecek dalgayı yatıştırıyor.
Muhalefet mi yapacaksınız?
Meydan okuyacaksınız, meydan. Bu bir.
Doğruları haykıracaksınız. Mırıldanmayacaksınız. Sızlanmayacaksınız. Doğruları yalancıların suratına çarpacaksınız. Bu iki.
Nereden oy alırım?” hesabının mızmızlığına gömülmeyeceksiniz.
Bu toplumu kuran doğru evrensel ilkelerin öfkeli temsilcisi olacaksınız.
Bağımsızlığın, laikliğin, ulus olmanın, bağımsız hukukun, laik eğitimin, Türkçenin, ulusal kültürün, Atatürk’ün ve İnönü’nün haklı ve gururlu temsilcisi olacaksınız.
Yalana, talana, siyaset eşkıyasına, para ve mal cambazlarına böyle karşı çıktığınız zaman kitleler size kulak verecektir.
Halkı haklının gücüne inandırdığınız ölçüde sizin yanınızda olacaktır.
Haksız yere işinden atılanlara sahip çıkıyor musunuz?
Aylardır haksız yere hapiste yatanlar için ne yapıyorsunuz?
Konuşmanın ötesinde yaptığınız bir şey var mı?
Halkın öfkesinin temsilcisi oluyor musunuz?
Meydan okuyacaksınız. Varlığınızı kanıtlayacaksınız.
Konuşmak yerine yapacaksınız.
Örgütleriniz, haklı öfkenin enerji merkezleri olacak.
Delege hesabı yerine eylem projeleri yapılacak.
Gerçek bir güç kaynağı olacaksınız.
Önemli olan, iktidar ya da muhalefet olmak değildir.
Önemli olan, güven veren bir güç kaynağı olabilmektir.
Kulluğa köleliğe karşı çıkan insanlık mirasının sahibi olabilmektir.
İşte, Atatürk’ün temsil ettiği genç Cumhuriyet bu Aydınlanma kültürünün bilinçli temsilcisi idi.
Gerçek iktidar, bu temsilin iktidarıdır.
İnsanın evrimi yerine insanın devrimini koyacak olan da bu güçtür...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ben başkan olamazsam? 11 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları