Arif Kızılyalın

Ne demek ‘kininizi saklı tutun’?

06 Kasım 2018 Salı

“Adaletin bittiği yerde anarşi başlar” diye bir duvar yazısı vardır, sıkça dile getirdiğimiz...
Toplumun her kesiminde kullanırız..
Son dönemlerde -ne yazık ki- futbol literatürüne girdi.
Elbette biraz deforme edilerek: “Adalet ve Fair-Play’in bittiği yerde Türk futbolu başlar.”
Kimse itiraz etmesin cuma günkü Galatasaray- Fenerbahçe derbisinde bu duvar yazısını gözyaşlarımızla yazdık stadyumun duvarlarına...
Sadece kazanma odaklı olmaktan mıdır, yoksa Türkiye’nin yediden yetmişe yaşadığı toplumsal patlama merkezli midir bilinmez, kavga ortamı futbol dünyasının marka değerini iyiden iyiye eritti. Üstelik bu vargı domestik değil. BBC, Bild, Times, Tutto Sports gibi dünyanın izlediği iletişim organları aynı yorumu yaptı: “Kavgacı Türkler.”
Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. Galatasaray-Fenerbahçe gerginliği yeni bir olay değil. Cumhuriyet güzel bir araştırma verdi dünkü sayısında. Neredeyse kuruluşlarına kadar gidiyor husumet. Ama sosyal medya, kitle iletişim aracı olup çıktıktan sonra iyice artmış bu kayıkçı kavgası.Öyle ki, maç sonu, merhabalaşıp el sıkışan Ali Koç ile Fatih Terim’i yerden yere vurduk. Neymiş, bu gerginlikten sonra nasıl tebessüm ederlermiş. Kimse kusura bakmasın topluma mal olmuş bu iki karakter dünyanın neresinde karşılaşırsa karşılaşsın el sıkışır, kısa da olsa laflar. Derbi sonrasında da böyle olmuştu ki, iki taraf kopardı bir fırtına Twitter üstünden: “Vay, nasıl merhabalaşırlar, nasıl gülümserler..” Birileri de çıkıp “Ama taraftar böyle istiyor” deyince kulüplerin resmi sitelerinden ‘güdümlü füzeler’ atıldı. Son olarak da G.Saray’ın salon beyefendisi Başkanı Mustafa Cengiz çıkıp, taraftarlara yönelik, “Nefretlerini ve kinlerini saklı tutsunlar” dedi. İnşallah sehven söylenen bir sözdür. Yoksa sorarlar adama, “Ne demek kinin saklı tutulması Sayın Başkan?” diye!

***

Gelelim derbinin hakem boyutuna. FIFA kokartsız (!) Aydınus, 70’li dakikalara kadar aslında kötü yönetmedi. Elbette çaldığından çok çalmadığı düdükler vardı ama idare etti durumu. Ardından korner olmayan pozisyonda Galatasaray’ın bulduğu 2. gol, taçla uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir pozisyonda gelen Fenerbahçe’nin beraberlik sayısı ile krize girildi. Son dakikadaki Soldado-Belhanda dalaşına, gördüğü halde ses çıkarmadı ve film orada koptu. Fırat Hoca ve yardımcıları formsuzdu. Bir gerçek var ki şu VAR (video hakem) sistemi hakemliği bitirdi. “Bayrak kaldırsam da kaldırmasam da VAR müdahale ediyor” diye düşünüyor çoğu isim. O yüzden de dikkatler topta (!) değil, kulaklıkta!
Gelelim mevcut VAR sistemi ile bunu uygulayan hakem kadrosuna. Öncelikle şunu söyleyelim ki, 20 hakemle hem 9 maç, hem VAR odası idare edilemez. Kuddusi Müftüoğlu döneminde Süper Lig hakem sayısını yarı yarıya azaltan zihniyet bugünkü sıkışıklığın nedenidir. MHK de mecburen dön Cüneyt Çakır, dön Fırat Aydınus, olmadı Bülent Yıldırım, o da olmadı Ali Palabıyık diyor. Son dönemlerde Çakır’ın FIFA seminerleri nedeniyle yük Aydınus’a bindi, o da şahsi “özellik”leri nedeniyle birçok maçı birbirine kattı. Oysa kendisi insan ilişkileri uzmanı. Ama saha içinde tutarsız. X takımın oyuncusuna, “Canım kardeşim faul ama” der, Y takımın yıldızına, “Hadi git, uzaklaş” diye çıkışırsanız işin ucu kaçar; kaçtı da! Eğer, Fırat Hoca, bu kafa ile giderse ipin tamamı kaçacak gibi duruyor!
Son uyarı MHK’ye, isim vermem ama yukarıda saydığım hakemlerin çoğu birbirini sevmez. O yüzden teknolojik altyapısı da zayıf olan VAR sistemine, “zıt kutupları” atadığınız zaman, “Benim dediğim olacak” egosu maçın ayarını bozuyor. Dikkat ederseniz şu an ülkenin en az yıpranan ismi Cüneyt Çakır’dır. Çünkü, VAR’a pek gitmiyor, “İyi ya da kötü kendi kararım” diyor, giderse de çok garanti pozisyonlarda kararını “teyit” ettiriyor.
Benden söylemesi MHK kendine bir çekidüzen vermezse ülkede yakında futbol harbi çıkar!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Huzur’u ararken! 27 Mart 2024
Güvenlik kurulu! 19 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları