Olaylar Ve Görüşler

Bir buket kasımpatı

11 Kasım 2018 Pazar

Atatürkçülük barış, laiklik, devrimcilik, emperyalizme karşı durmak demektir. Yapay Atatürkçüler ve devrim düşmanları hiçbir dönemde Atatürk’ü ve onun devrimlerini benimsemediler

Atatürk, çağdaşlığa giden yolda sönmeyen bir ışıktır, tarihimizin güzelliğidir, uygarlığın ve aydınlanmanın simgesidir. Bilge yazarımız İlhan Selçuk’un bir 10 Kasım günü sabah 9’u 5 geçe, sirenler çalarken Boğaz’ın ortasındaki sandalda Gazi için ayağa kalkan, saygı duruşunda bulunan iki balıkçıyı sözcüklerle resmedişini unutamam. “Atatürk, Anadolu’da yaşanan destanın adıdır. Mazlum milletlerin esin kaynağı, kurtuluş ateşidir” sözleri de belleğimden silinmedi.
Ulus devlete ve bütünlüğümüze saldırıların yoğunlaştığı, “yeni mandacılar”la gericilerin Atatürk’ü aşağılamak için büyük uğraş verdiği bu günlerde üzüntümüz daha da artıyor.
Türkiye’ye uygarlık yolunu açan Atatürkçülük ateşini diri tutmak zorundayız. Atatürkçülük tam bağımsızlık demektir. Atatürkçülük barış, laiklik, devrimcilik, emperyalizme karşı durmak demektir. Yapay Atatürkçüler ve devrim düşmanları hiçbir dönemde Atatürk’ü ve onun devrimlerini benimsemediler.

 

 

 

 

 

 

 

Sevr yandaşları
Günümüzde Sevr yandaşları, karşıdevrimciler, bölücüler, Lozan’ı küçümseyenler, emperyalizme karşı yürütülen Kurtuluş Savaşımızın değerini ne acıdır ki hâlâ anlayamadılar.
Atatürk devrimlerinin temeli laikliktir. Laiklik devrimi gerçekleştirilmeden aydınlığa, özgür düşünceye, yaratıcılığa varılamazdı. Eğitimde Osmanlı toplumuna yüzyıllar boyu dayatılan medrese baskısını kaldırmak, halkımızın zihnini açmak gerekiyordu. Tarih içinde bu atılımı Atatürk’ten başka hiç kimse yapamazdı.
Yaşamını halkımızın bilinçlenmesine, gönencine, mutluluğuna adayan büyük kurtarıcımıza yönelik acımasız saldırıların yaşandığı günümüzde şimdi aramızda olmayan, bilge insan, dost Çelik Gülersoy Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir yazısında Atatürk için şunları yazmıştı:
“En ileri toplumların ve ülkelerin ancak birkaç yüzyıl sonunda başarabildikleri bir düzeni, Atatürk olağanüstü iradesi ile Türkiye’ye birkaç yıl içinde sundu. Hangi ülkede, kanlı bir savaşın hemen ardından, ateşten çıkmış bir komutan, her biri bir barış, sanat ve güzellik bahçesi olan müziğin, tiyatronun, operanın perdesini açabilmiştir?”

‘Yeni mandacılar’
Çağdaş değerlere sırtını çevirerek Türkiye’yi yönettiğini sananlar, gericiler ve sözde aydınlar bir ülkeyi sanat ve kültürün yücelttiğini, Mustafa Kemal’in kültür devriminin ülkemizin geleceği için büyük önem taşıdığını bir türlü kavramak istemediler.
Bağnazlığın ve cehaletin doruk noktasına ulaştığı günümüzde karşıdevrimciler ve “yeni mandacılar” Cumhuriyet’in kazanımlarını hiçe sayarak hedeflerine doğru hızla ilerliyorlar.
Ulu önderimizin 30 Ağustos 1924 tarihinde söylediği şu sözler nasıl unutulur?
“Yüzyıllardan beri Türkiye’yi yönetenler çok şey düşünmüşlerdir. Fakat yalnız bir şeyi düşünmemişlerdir: Türkiye’yi.”
Onu artan bir özlem ve saygıyla anıyorum.
“O gün” elimizde bir buket kasımpatı ile anıyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları