Kimin askerleri?

16 Kasım 2018 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın, “Fesli” namıyla maruf Kadir Mısıroğlu’na 9 Kasım günü yaptığı ziyaret kamuoyunda büyük tepki doğurdu. Tepkinin nedeni, Mısıroğlu’nun, öncüsü olduğu laik Cumhuriyet ile Müslüman Türkiye’yi gâvurlaştırdığını ileri sürdüğü Kurtuluş Savaşı kahramanı Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili yakışık-sız sözleri ve laik Cumhuriyet karşısındaki düşmanca tavrıydı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, tepkiler üzerine, davranışının resmi nitelik taşımayan özel bir hasta ziyareti olduğunu ileri sürdüyse de inandırıcı olamadı. Ali Bey, görevi dışında kullanılmayan resmi kıyafetiyle 10 Kasım arifesinde gerçekleştirdiği ziyaretin, 10 Kasım 2018 günkü bütün gazetelerde, haberi fotoğrafıyla verilen bir 10 Kasım ziyareti olarak algılanacağını bilmeyecek kadar saf biri değildir.
Ali Erbaş’ın 10 Kasım’larda “kenefe gidilmesini” salık veren Kadir Mısıroğlu’na yaptığı 9 Kasım ziyaretinin kenefte mi, yoksa başka bir mahalde mi gerçekleştiğini bilmiyoruz.

***

Bildiğimiz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın resmi kılığıyla, resmi arabasıyla Kadir Mısıroğlu’na bir ziyaret yaparak, siyasi bir tavır ortaya koymuş olmasıdır.
Yine bildiğimiz, son Tunceli seyahatindeki cemevi ziyaretinde “Sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını getirdim” diyen Ali Erbaş’ın Tayyip Erdoğan’ın yakını olduğudur. Bu konuda geniş bilgiyi, arkadaşımız Barış Terkoğlu’nun, herkese okumasını salık vereceğim 1 Kasım tarihli Cumhuriyet’teki yazısında bulabilirsiniz.
Diyanet İşleri Başkanlığı deyip geçmeyin! Bütçeden aldığı pay, MİT’i beşe, Ulaştırma gibi yatırımcı bakanlıkları dörde katlayan, genelde bütün bakanlıkların payının ortalama yüzde 16 arttığı 2018 bütçesinde tahsisatı 7.7 milyar liradan 10.5 milyar liraya çıkartılırken, (2018 yılı için İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi 8.572 milyar) yüzde 34.36 oranında artırılan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2017 itibarıyla kadrolu eleman sayısı 109 bin 332’dir.10.07.2018 tarihli kararnameyle alınmasına karar verilen 8 bin 489 personel ile bu sayı şimdilerde 117 binin üstüne çıkmıştır.
Yani Ali Erbaş, bir anlamda ülkenin dört bir yanına yayılmış, 117 bin kişilik bir ordunun başı konumundadır.
Gadre uğrayan öğretmenlerin, akademisyenlerin, öğrencilerin genç, yaşlı vatandaşların sık sık “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye tavırlarını belirttikleri Türkiye’de insan elde olmadan Ali Erbaş’ın örgütündeki bu 117 bin kişinin kimin askerleri olduğu sorusuna takılıp kalıyor.
Bunların siyaset ile ilgilenmeleri yasal olarak mümkün olmadığına göre bu soru da geçerli değildir” savı da artık AKP’nin bu yasağı kaldırma girişimleri üzerine anlamını yitirmiştir.
Ali Erbaş’ın Kadir Mısıroğlu’na yaptığı ziyaret de, Diyanet’in en tepe noktaya kadar siyasi tavır koymaktan çekinmediğini göstermiştir.
Zaten son yıllarda Diyanet’in devlet içindeki ağırlığı fevkalade artmıştır. Olayları dikkatle izleyenler, Alevilik gibi kimi diğer konularda da siyasal iktidardan gelen kimi açılım girişimlerinin Diyanet’teki bir gizli duvara çarparak engellendiğini fark etmişlerdir.
1924’te devletin din alanında her kafadan bir ses çıkmasını engellemek ve kaotik gelişmeleri önlemek amacıyla dini denetlemek için kurduğu Diyanet, geçen sürenin sonunda dinin, kendisini kontrol etmek isteyen devleti denetlediği bir kurum haline gelmiştir.
Bu durumda siyasetle ilgilenme yasağı da kalkmak üzere olan Diyanet’in elemanlarının kimin askerleri olduğu sorusu daha da büyük önem kazanmaktadır.
Bu soruyu, Ali Erbaş’ın Kadir Mısıroğlu’nu resmen ziyareti (Cumhurbaşkanı’ndan hebersiz olması düşünülebilir mi?) ışığında değerlendirirken, şu şiiri de bu gelişmeler ışığında yeniden gözden geçirin derim:
“...Minareler süngü, kubbeler miğfer,
Camiler kışlamız, müminler asker,
Bu ilahi ordu dinimi bekler,
Allahu Ekber, Allahu Ekber...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları