Özdemir İnce

Diyanet ateist gence karşı

18 Kasım 2018 Pazar

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), 2019 yılı faaliyetleri arasında, Ateizm, Deizm, Agnostisizm konularında gençlere yönelik yayın yapmayı planlıyormuş. Kolay gelsin. Bu gençlerin donanımsızı olmaz ama donanımlı bir Ateist, Deist ya da Agnostik gençle bizzat Diyanet İşleri Başkanı’nın karşılaşmasını dilerim. Doğduğuna pişman olur. Bu gencin ilk tepkisi, “Sana ne be kardeşim, Tanrı benim böyle olmamı istemiş. Tanrı’nın iradesine karşı mı çıkıyorsun, isteseydi beni Hıristiyan bile yapardı” olmaz mı?
Eski DİB Başkanı koskoca Süleymen Ateş bile “İnsan, korunmak için tedbirini alır, elinden geleni yapar ama Allah’ın takdir ettiği şeyi de kimse önleyemez. Allah ne takdir etmişse, ne kadar yaşamasını dilemişse öyle olur” demiyor mu?

***

Bu gençler canavar gibi okumuş çocuklardır. Erdoğan Aydın’ın İslamiyetin Ekonomi Politiği (Kırmızı Yayınları, 2008) adlı kitabını mutlaka okumuşlardır. Şu alıntısını yaptığımız sayfadan (s. 85) sorular sorarlarsa apışıp kalmaz mı İslam misyonerleri?
“Ancak burada asıl işaret etmek istediğimiz şey, bizzat İslami teorinin sınıfsal ayrımı meşru, tanrısal ve kader olarak gördüğü gerçeğidir. Öyle ki bu gerçeği reddetmek, Kuran’da, ‘Allah’ın nimetini inkâr etmek’ (Nahl: 71) olarak nitelendirilmektedir.”

***

- “Allah rızk hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızk verilenler ellerinin (emirlerinin) altındakilere rızklarını, kendilerine eşit olacak ölçüde çevirip verici değillerdir.” (Nahl: 71)
- “... Mülkiyetiniz altında bulunan kölelerin size verdiğimiz rızklarda ortaklarınız olup, sizinle ortak paya sahip olmalarına razı olur [musunuz?]” (Rum: 28)
- “... Size verdiği (nimetler) hususunda sizi imtihana çekmek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur.” (En’am: 165)

***

Tanrı’nın ölçüsüz ve adaletsiz dağıttığı mal-mülkü, zenginliği “rızk” ölçüsüne oturtarak meşrulaştıran, keskin sınıf ayrımı ifade eden ayetler:
- “Baksana, insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır. Elbette ki ahiret derece ve üstünlük bakımından daha büyüktür.” (Isra: 21)
- “Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.” (Isra: 30)
- “Ey Muhammed, de ki ey mülkün maliki Allah’ım, dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın, dilediğini şerefli (aziz) kılar, dilediğini zelil (aşağılık, düşük) edersin. Hayır senin elindendir.” (Al-i İmran: 26)

***

Bu ayetler adaletsiz bir sınıf ayrımı dile getirdiği halde, İslamcı tayfası,“İslam hukuku sınıfsız bir toplum oluşturmuştur. Kapitalizme bundan geçilememiş ve Osmanlı’da olduğu gibi statik olmayan dinamik bir yapı meydana getirmiştir” (s.85) tarzında safsata yorumlar yapar.
Hepsini es geçelim: “Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine az verir” (Isra: 30) ayetini Ateist gence nasıl açıklayacaksın? “Allah, insanları daha yaratırken nasıl bu kadar adaletsiz olur? Sakın, Halife Osman döneminde Kuran ayetleri derlenirken saptırılmış bir ayet olmasın?” diye kazık bir soru sorarsa apışıp kalmaz mısın? Ateist gencin bilgi torbasında bu türden yüzlerce soru vardır ki hiçbirine cevap veremezsin. Örneğin Müslüman toplumların Osmanlı örneğinde olduğu gibi, fetih, yağma ve talan dönemleri sona erince yıkıldıklarını iddia ederse yanıtın ne olur? Keşiflerden ve modernizimden itibaren Müslüman toplumların Hıristiyan toplumların sömürgesi olmalarına ne dersin? Türkiye de aralarında olmak üzere Müslüman toplumlar arasında neden azıcık bir demokrasi bile yok?
Yola getirmek istediğin genç, Jean Meslier’nin “Sağduyu, Tanrısızlığın İlmihali” (Kaynak Yayınları) adlı kitabını önüne koyarsa ne yaparsın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları