Olaylar Ve Görüşler

Üniversitelerde ‘güncel liyakat’

23 Kasım 2018 Cuma

Üniversiteleri kuru kalabalıklarla dolduramayız, aile şirketlerine çeviremeyiz. 206 üniversite kurulması bir anlam ifade etmiyor. 2017 ALES sınavında Iğdır ve Ardahan üniversiteleri mezunları ve son sınıf öğrencilerinde hiç kimse 70 barajını geçemedi.Devlet üniversitelerinden 16 üniversite barajı geçemedi.

Üniversite bilgi üretir, öğretir, sunar ve yayar. Bunlar; bilimsel araştırmalar, akademik olan ve olmayan yayınlar, lisans ve lisansüstü eğitim, Ar-Ge aktiviteleri, toplum ve kurumlara bilgi sunumu, danışmanlık şeklinde olabilir. İdeal bir üniversitenin olmazsa olmazları: Akademik özgürlük ve özerklik, akademik etik, akademik liyakat, akademik serbestidir. Özellikle ilk üçü ideal üniversitenin çekirdeğini oluşturur(1) Bilimsellik ve Akademik kalite, rekabet, nitelikli eğitim, üretim ve verimlilik bunları destekleyen diğer akademik değerlerdir(2).
Üniversite sıralaması akademik performans ölçütleriyle belirlenir. Bunlar; bilimsel yayın sayısı, yayınlara yapılan atıf sayısı, öğretim üyesi başına düşen yayın ve atıf sayısı, doktora öğrenci sayısı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı, kazanılan ödül ve patentler gibi bilimsel üretkenliktir. Burada “çöp yayın”, “çete atıfları”, sahte dergi yayınları, abartılı öğretim elemanı ve öğrenci sayıları asla dikkate alınmaz.

Üniversitelerde başarı
Üniversitelerde başarı; öncelikle üniversite yöneticilerinin Akademik düşünce derinliği, bilgi birikimi, çalışma kültürü, yönetim etiği ilkelerine saygısı, kurullarla birlikte çalışma anlayışı, saydamlık ve paylaşım kültürüyle gelir. Yaygın yönetim anlayışı ve yetki paylaşımı (yönetişim), uzmanlardan yararlanma ise üretim ve verimliliği artırır (2). Estetik ve sanatsal duyarlık tümünü taçlandırır. Bilindiği gibi başarı, çalışma ortamı huzuru ve güveni, sağlanan olanaklarla gelir.
Göreve gelmede, atama ve yükseltmede liyakat esastır. Eğitimin verilmesinde, akademik ilerleme ve jürilerde bilimsel liyakat dışına çıkılması kabul edilemez. Liyakat genel olarak “kendisine iş vermeye uygunluk, yaraşırlık, layık olma” şeklinde tanımlanır. Akademik liyakat ise “..akademisyenin tüm ömrü boyunca verdiği hizmetin, emeğin, ürünlerinin sorgulanması ve performansın değerlendirilmesidir”( 1). İdeal bir üniversitede bulunması gereken temel değerlerden hangisine sahip olduğumuz ortada. Beyin göçü-kaçışı nasıl durdurulur sorusunun yanıtı da burada.

Atamalardan liyakat
Üniversitelere yönetici atamalarında liyakat ne derecede dikkate alınıyor? Rektör üniversiteyi temsil eder, liderdir. Yürürlükteki YÖK Yasası’na göre ülkemizde rektör adeta padişahtır. Rektör, yardımcılarını, enstitü ve yüksekokul müdürlerini, hastane başhekimi ve merkez müdürlerini atar. Atanacak dekanları teklif eder. Akademik ve idari atamalarda, yükseltmelerde, mali konularda tek yetkilidir. Bu yetkilerle donatılı rektörlerimizle ilgili bilgiler rakamlarla paylaşılırsa dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında neden esamimizin okunmadığı daha net anlaşılır kanısındayım.
YÖK Yasası’nın ilk halinde rektör adaylarını YÖK öneriyor Cumhurbaşkanı atıyordu. Bu 1992’de değişti ve Rektör adayı belirleme seçimleri başladı. Bu yöntem 2016’da kaldırıldı ve eskiye dönüldü. Sonra 2018 de YÖK teklifi de kalktı ve yalnızca Cumhurbaşkanı ataması getirildi. Rektörün Profesör olması koşulu da kaldırıldı ve 5 gün sonra tekrar getirildi, daha sonra 3 yıllık profesör olma koşulu kaldırıldı. Örneğin, üniversite dışında çalışırken üniversite kadrosunda profesör olan, 15 gün sonra eski görevine dönen ve 3 ay sonra rektör atanan var. Bu rektör üniversiteye eş-dost doldurdu ve bunların yarısı tekrar eski yerlerine döndüler. Bir diğeri bürokrat iken profesör oldu ve bir ayda rektör atandı. Burada “güncel liyakat” olarak tanımlanan “..bizim düşünce ve istemlerimizi yerine getiren, iyibaşarılı, bizden ve bize bağlı” anlayışı olabilir mi? Son yaşananlar bunu düşündürmekte.

Rektörlerin tercihleri
Bazı rektörlerin tercihlerini ve yaptıklarını özet olarak paylaşmak istiyorum: Rektör iken istifa edip milletvekili adayı olan rektör sayısı 9, rektörlük sonrası aday olan 3 kişi. İktidar partisi milletvekilliği yaptıktan sonra rektör atanan 6, milletvekilinin birinci derece yakını 2 rektör var. 16 Nisan referandumunda “evet şov” yapıp video çeken ve yayımlayan rektör 3, yazılı açık destek veren 4, siyasi tarafını iktidardan yana açıklayan en az 25 rektör var. FETÖ kalkışması sonrası tutuklanan, gözaltına alınan veya yurtdışına kaçan rektör sayısı 30.
Son yıllarda kişiye özel ya da adrese teslim ilanlarla üniversite akademik kadrolarına eş, çocuk ve akrabalar dolduruldu. Rektörlerin, dekanların, müdürlerin eşleri, çocukları ve yakınları özel koşullarla tarif edilerek üniversitelere alındı. ALES sıralamasında 10. sırada olan belediye başkanının kızı, rektörün 29. sıradaki oğlu tek kişilik kadroya atandı. Örneğin tıp fakültesine “en az 5 yıl sağlık yöneticiliği yapmış olmak”, mühendislik fakültesine “lipitler, proteinler ve biyoyakıtlar konusunda çalışması olmak” koşulları var. Fakülteler benzer özel koşullarla dolduruldu, burada bilimsel çalışma ve nitelikli eğitim olur mu?

Yetişmiş insan gücü
Akademisyen olarak canımız yanıyor. Üniversiteleri kuru kalabalıklarla dolduramayız, aile şirketlerine çeviremeyiz. 206 üniversite kurulması bir anlam ifade etmiyor. Esas olan kalitedir. ÖSYM açıklamasına göre 2017 ALES sınavında Iğdır ve Ardahan üniversiteleri mezunları ve son sınıf öğrencilerinden hiç kimse 70 barajını geçemedi. Ayrıca sayısalda16 üniversite barajı geçemedi, bunlar devlet üniversiteleri. Bırakalım uluslararası başarıyı ulusal sınavlarda gerçek bu, sonuç düş kırıklığı. Bu kurumlardan mezun olanlarla kalkınma olmaz ve ülke yönetilemez. Öğrenciliğim dahil 50 yıl üniversitede bulundum, hiç bu kadar endişe duymadım. Bir ülkenin en büyük zenginliği yetişmiş insan gücüdür, bunu asla unutmayalım.

1- Nüket Örnek Büken, Türkiye örneğinde akademik dünya ve akademik etik Hacettepe Tıp Dergisi2006,37:164
2- Osman İnci, Susturulan Akademya,2012, Bellek yayınları, Edirne  

Prof. Dr. Osman İnci
Eski Trakya Üniversitesi rektörü



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları