Örsan K. Öymen

Gezi’den terörist yaratmak

26 Kasım 2018 Pazartesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2013 yılında gerçekleşen ve kamuoyunda “Gezi olayları” olarak bilinen protesto eylemlerini, terör örgütü PKK ve Fethullah Gülen çetesiyle ilişkilendiren açıklamalar yapması, kendisinin akıldan, olgulardan, gerçeklikten, vicdandan ve adalet duygusundan ne kadar uzaklaştığının göstergelerinden birisidir.
Bir çevre hareketi olarak başlayıp, Erdoğan’ın despotik yönetim tarzına ve Atatürk’e hakaretlerine yönelik protesto eylemlerine dönüşen “Gezi” eylemlerine, İçişleri Bakanlığı’nın kendi açıkladığı verilere göre, milyonlarca vatandaş katılmıştır. Bu vatandaşlar, anayasa’nın 34. maddesi tarafından tanınan gösteri yapma ve toplanma hakkını kullanarak, herhangi bir şiddet ve terör olayına başvurmadan, barışçı protesto eylemleri gerçekleştirmişlerdir. Bu kitlelerin içinde, güvenlik güçlerine taş atanların, cam kıranların, lastik ve araç yakanların oranı yüzde 0.1 bile değildir. Buna rağmen, devletin güvenlik güçleri, 10’u aşkın vatandaşın ölümüne neden olmuş, halk üzerinde devlet terörü estirmiştir.
Geçmişi çarpıtmayı alışkanlık haline getiren Erdoğan’ın bu açıklamaları, her şeyden önce, terör örgütü PKKve darbeci FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, yaşamı boyunca bu örgütlere karşı mücadele vermiş olan ve “Gezi” protestolarına katılan milyonlarca vatansever insana yönelik bir hakaret ve iftiradır.
Erdoğan bu açıklamalarıyla, Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve aydınlanma devrimlerinin öncüsü olan Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde yürüyenlerden, sosyal demokratlardan, sosyalistlerden, komünistlerden ve liberallerden terörist yaratmaya çalışmaktadır.
Bu zihniyetin anlamı şudur: “AKP’li olmayan, Erdoğanı desteklemeyen herkes teröristtir.” Böyle bir zihniyet ancak faşist dikta rejimlerinde var olur. Demokratik bir ülkede böyle bir anlayış egemen olamaz.
Bu anlayışın, Fethullah Gülen çetesinin, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” olarak bilinen sahte yargı süreçleriyle sahte teröristler ve hayali teröristler yaratmasından hiçbir farkı yoktur. Cumhurbaşkanı olan bir kişinin, böyle açıklamalar yaparak, “Gezi” eylemlerine katılan milyonlarca vatandaşı hedef alması, kesinlikle kabul edilebilir bir şey değildir.
Gezi” olayları, Fethullah Gülen’in AKP ile işbirliği içinde olduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. Nitekim, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” gibi uydurma ve sahte yargı süreçlerinin sonucunda onlarca gazetecinin, yazarın, siyasetçinin, akademisyenin ve yüzlerce askerin haksız yere yıllarca hapis yatması da, “Gezi” olaylarının ortaya çıkmasında ve vatandaşların sokaklara dökülmesinde tetikleyici bir rol oynamıştır. Erdoğan’ın, Mustafa Kemal Atatürk’e ve İsmet İnönü’ye “iki ayyaş” demesi de bardağı taşıran son damla olmuştur.
Nitekim, Fethullah Gülen’in kendisi de “Gezi” protestolarını defalarca eleştirmiştir, Fethullah Gülen’in güdümündeki medyada “Gezi” hareketini eleştiren yüzlerce haber ve yorum yayımlanmıştır, AKP hükümeti ve Erdoğan desteklenmiştir.
Erdoğan ve AKP, bir yandan“FETÖ’de milat 17-25 Aralık’tır” biçimindeki gerçeklere aykırı bir senaryoyu halka dayatmaya çalışmakta ve FETÖ ile ilgili gerçek miladın “Ergenekon” adlı sahte soruşturma ve yargı sürecinin başladığı 2007 yılı olduğu gerçeğini örtbas etmeye çalışmaktadır, biryandan da, AKP döneminde FETÖ’nün kurduğu kumpasa karşı bir tepki olarak da ortaya çıkan “Gezi” eylemlerini, FETÖ’nün düzenlediğine dair akıl almaz bir iddiayı ortaya atmaktadır!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yalana ve iftiraya dayalı kumpas kurma konusunda AKP ile FETÖ arasında bir farkın olmadığını savunanları haksız çıkarmak istiyorsa, bu tür tehlikeli açıklamalardan bir an önce vazgeçmelidir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğan, Hamas ve CHP 22 Nisan 2024
İsrail-İran savaşı 15 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları