Basın Nereye Gidiyor? (3)

27 Kasım 2018 Salı

Ankaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur...” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsamayı sürdürelim...
Ahmet Emin Yalman... Vatan gazetesi... 1888’de Selanik’te doğdu. ABD’de Columbia Üniversitesi’nde “felsefe” okumakla kalmadı, bu dalda “doktora” da yaptı... İstanbul’a dönünce, üniversitede Ziya Gökalp’e “sosyoloji” asistanı oldu.
“Mütareke” döneminde “İttihat Terakkicilerle” birlikte Malta Adası’na sürülen Yalman, sonrasında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde “Siyasal Tarih” profesörüm olan Ahmet Şükrü Esmer ve Enis Tahsin Til ile birlikte 1923’te “Vatan” gazetesini kurdu.
Gazete, zaman zaman kapatıldı. 1940’tan 1960’a kadar gazetesini yeniden yayımladı, başyazılarını, ayrıca 1936’da çıkardığı “Kaynak” dergisi ve “Tan” gazetesine de yazdı.
Demokrat Parti’nin ilk yıllarında DP yanlısıydı. 22 Kasım 1952’de DP Başbakanı Adnan Menderes’in, Malatya’yı ziyaretinde, kendisini izleyen gazeteciler arasında Yalman da var. Yazısını “telefonla” yazdırmak için postaneye gitti.
(Günümüzde cep telefonu ya da bilgisayar kullanan gençler bilmezler... Yakın tarihlere kadar ben de haberimi yazdırmak için öteki meslektaşlarımla birlikte, o kentin postanesine gider, gazetemizin telefonunun bağlanmasını saatlerce beklerdik! Sonrasında “Haber Alma” bölümünde, 10 parmak daktilo ile yazan arkadaşımıza haberimizi yazdırırdık!)
Yalman postaneden ayrılıp otele dönerken çıkan 6 el ateşle, ağır yaralandı. Lise öğrencisi saldırgan Hüseyin Üzmez, ertesi günü Elazığ’da yakalandı. Ölümden dönen Yalman, sonraları Üzmez’i cezaevinde ziyaret bile etti!
Sonraki yıllarda DP’yi eleştiren yazılar yazdı. 1959’da bir yazısından dolayı 15 ay hapse mahkûm oldu!
27 Mayıs Devrimi’nden sonra serbest bırakıldığında ABD’deki California ve Georgia üniversitelerinden “Great Courage Award (Büyük Cesaret Ödülü)” verildi.
Devrimden sonra Vatan’ın satışı azalınca 1961’de “Hür Vatan” gazetesini çıkardı. Daha sonra çeşitli gazetelere köşe yazıları yazdı. Yalman’a, 1967’de “Devlet Kültür Ödülü” verildi.
Çeşitli kitaplarının yanı sıra, anılarını “Yakın Tarihimizde Gördüklerim ve Geçirdiklerim” adlı 4 ciltlik bir kitapta yayımladı. “Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti’nin” kurucularındandır... 19 Aralık 1972 tarihinde İstanbul’da öldü.

***

Sonrasında “Vatan” gazetesine ne mi oldu? Yanıt haftaya...

***

Ali Naci Karacan... Milliyet...
1896’da İstanbul’da doğdu, Galatasaray Lisesi’nde okurken öğretmeni Tevfik Fikret’in etkisiyle olsa gerek, yazdığı şiirler dönemin önemli dergilerinde yayımlandı.
İlk kez, Yunus Nadi’nin “Tasvir-i Efkâr” gazetesinde 3 yıl çalıştıktan sonra Ahmet Cevdet’in “İkdam” gazetesine geçti. 1. Dünya Savaşı’nda, Osmanlı Ordusu’nu düzenlemekle görevlendiren Alman General Colmar Freiherr von der Goltz’un çevirmenliğini yaptı. Savaştan sonra, dönemin ustaları Kazım Şinasi Dersan, Necmettin Sadak ve Falih Rıfkı Atay ile birlikte “Akşam” gazetesini kurdu...
Kurtuluş Savaşı’nı desteklerken Lozan Barış Antlaşması’nı izledi. 1926’da “İkdam’ı” yeniden çıkardıysa da, gazete kapanınca Viyana’ya gitti. Döndükten sonra “Politika” ve “İnkılap” gazetelerini yayımladı.
Bu gazeteler kapanınca, 1935’te “Tan” gazetesini kurdu. Bir yıl sonra “Tan’dan” ayrılıp “Anadolu Ajansı’nın” İstanbul temsilcisi oldu. Savaş yıllarını Türkiye dışında geçirdi. 1943’te “Lozan Savaşı ve İnönüadlı kitabı yayımladı.
1948’de, döndükten 2 yıl sonra “Milliyet” gazetesini kurdu. Gazetenin “anayasası” niteliğindeki temel ilkelerini Peyami Safa ve Cemil Cahid ile birlikte hazırladı. Maddi gücünün arkasında Adnan Menderes olduğu ileri sürüldü!
Ancak gazetenin başına getirdiği Abdi İpekçi, Genel Yayın Yönetmeni olarak 24 yıl büyük başarı sağladı...
1979’da, Mehmet Ali Ağca, İpekçi’yi evinin yakınında öldürdü. Yakalanan Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi’ne konulduysa da Abdullah Çatlı ve adamlarınca Bulgaristan’a kaçırılmakla kalmadı, 1981’de Roma’da Papa 2. Jean Paul’e de suikast girişiminde bulundu.

***

Gazeteci olarak doğmayan oğlu Ercüment Karacan Milliyet’e “kâr - para!” mantığıyla bakarken, “beş evlilik!” yaptı...
İpekçi’nin öldürülmesi üzerine korkudan kaçtığı ABD’nin Los Angeles kentinde 1989’da öldü...

***

Sonrasında Milliyet’e ne mi oldu?
Yanıt haftaya...
Ayrıca 1948’de Sedat Simavi’nin kurup sonrasında “Türkiye’nin en çok satan gazetesi”, “Hürriyet” ile de devam edeceğiz...
Elbette “gazeteci doğmayıp sonradan gazeteci olanlarla” da...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları