Adnan Dinçer

Futbol bizim olmalı!

05 Aralık 2018 Çarşamba

Şimdi herkesi bir an için özellikle yurtdışındaki futbol gerçeğine davet ediyorum. İngiltere son zamanlarda o kadar doğru futbol oynamaya başladı ki açık seçik yayın görüntüleri ve oyun ile gerçekten zevk veriyor. Guardiola M.City takımına öylesine önemli futbol oynatırken yalnız kalacağını sandığımız yanılgısına düştük. Çünkü sabırla beklenen üçüncü sezonda Klopp’un Liverpool’u tempo ve mücadele gücü yüksek taktiksel futboluyla takipte. Ayrıca Arsenal yepyeni bir oyun gücü ve teknik adamıyla zirveyi zorlayacak puanlarla birlikte lige ağırlığını koydu. Everton her geçen gün daha iyi. M.United ve Mourinho sanki tekliyor.
Yazıma böyle bir giriş yapmamın nedeni İngiltere doğru ve çabuk oyunla birlikte büyük ilgi çeken futbol ülkesi oldu. Ada yeniden futbolun beşiği olmanın peşinde. VAR kullanmayan İngiltere’de hakemlerin birçok hatalı gibi görünen kararına karşın kavga ve kaos yok!
Biz daha maçları oynamadan manşet ve taraftarlara gerginlik pompalıyoruz. Oynamayacak bir futbolcu nedeniyle teknik adamlar mazerete sığınıyorlar. Lig devam ederken bir anda teknik adam değişikliği oluyor ve hatta komik gerekçeler sunuluyor! Kulüplerin özellikle üç büyüklerin sorunu ve kamufle edilen ortam puan cetvelindeki değişime endeksli gibi!
Oysa bir devrim gibi yenilmesine karşın bu hafta Başakşehir’in liderliği ve Kasımpaşa’nın takibi gözlerden uzak tutuluyor! Peki Fenerbahçe’nin puan cetvelindeki ciddi sıkıntısını nereye koyacağız? Sadece teknik adam ve futbol takımının yetersizliği mi acaba?
Oyun bitiyor, tartışmalar gürültülü biçimde izleyenlerin aklını başından alacak bir seviyede tutuluyor. Çözüm için bazı teknik adam ismini ısrarla veren medya için acabalarımız var! Kuralların iki ayrı yoruma kutuplaştığı eski hakem dostlarımızın yorumları var. Oysa biz hep futbolu böyle bu gibi sıkıntılarla boğuşarak geçirdik. Genç eğitilmiş futbolcu gerçeğini bir iki haftadır zorunlu nedenle kadrosuna katan teknik adamlar şimdi onlara sahip çıkan sözlerinde geç kalmadılar mı?

Sosyolojik gerçekler
Futbol sosyal bir oyundur. Ama bu sosyolojik olayın içinde başka gerçekler de yatar! Ülkemizde kaybedenin haykırışları ile kazananın mutluluğunu yaşayamıyoruz. Ayrıca yaşanan olayın ve sonucun teyidini bekliyoruz birilerinden adeta! Hepimiz aynı tondan ve aynı etkilerle yandaş olduğumuz kulüp adına ağıt veya destan yazıyor, toplumu iyi oyalıyoruz. Ya futbol ne oluyor? Kalitesi olması gerekenler, sahadaki güzellik nerede kaldı? Önemli değil; boğuş, oyunu boz, oynatma, nasıl kazanırsan kazan yetiyor. Ve kazanan mutlu. Kaybeden asla yenilgiyi kabul etmeyen bir psikolojiyle sadece hakemi suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.
Ben futbol diyorum. Oyunun gerekli kurallarıyla doğru oynama sanatını görmek için gayret gösterelim. Futbolun eksik oynanma sebeplerini bilimsel olarak araştırıp, çağdaş futbolda ve adı endüstriyel de olsa yerimizi yakalama mücadelesinden yanayım. Doğru bir tanedir. Bu anlamda doğru sahiplenme sıkıntısı yaşıyoruz. O zaman futbolu sahada yönetenlere bırakıp herkesi işine davet etmeliyiz. Neredeyse yirmi bin teknik adam üreten futbolumuz 80 milyonluk ülkemizin bu sevgisine doğru ve eğitici gerçekte buluşup yüzümüzü güldürmek için işine sahip çıkmalıdır. Bunun yeri de sahadır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tek çare 24 Nisan 2024
Nihayet 20 Nisan 2024
Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları