Gülengül Altınsay

İki ayrı derbi

06 Aralık 2018 Perşembe

Tesadüf bu ya, geçen sezon ve bu sezon Vodafone’daki Beşiktaş- Galatasaray maçlarının ikisi de 2 Aralık’ta oynandı. İlki 3-0, ikincisi de 1-0 Beşiktaş’ın lehine bitti. Kazanan her iki derbide de Beşiktaş’tı ama bu 2 mücadeleyi karşılaştırdığımızda ilginç olan tarihlerin çakışması değildi. Futbolda geldiğimiz daha doğrusu düştüğümüz seviye açıkça görülüyordu. Bugüne kadar izlediğim Galatasaray-Beşiktaş maçları kaliteli futbolun oynandığı üst düzey seyirliklerdi hep. Şampiyonlar Ligi maçları gibi.
Şimdi bir yıl geriye gidelim:
Beşiktaş Fabri, Gökhan Gönül, Pepe, Tosic, Adriano, Atiba, Tolgay, Quaresma, Oğuzhan, Babel, Cenk ilk on biriyle sahada. Ve Talisca, Medel, Negredo sonradan oyuna giriyor.
Galatasaray ise Muslera, Mariano, Maicon, Serdar Aziz, Denayer, Fernando, Ndiaye, Rodrigues, Belhanda, Fegohouli, Gomis olarak diziliyor. Linnes, Yasin ve Selçuk sonradan oyunda.
İzleyeni bilir; maç müthiş bir gösteri oluyor. Bunda kazanan Beşiktaş kadar Galatasaray’ın pozitif oyununun da etkisi büyük. Şimdi de geçen pazar oynanan maça bakalım:
Beşiktaş: Karius, Adriano, Necip, Vida, Caner, Medel, Dorukhan, Ljajic, Quaresma, Güven Yalçın, Mustafa Pektemek.
Galatasaray: Muslera, Mariano, Maicon, Ahmet Çalık, Ozan Kabak, Nagatomo, Selçuk, Onyekuru, Fernando, Feghouli, Eren.
Beşiktaş’ta sadece Adriano ve Quaresma yerini korumuş; Galatasaray’da -onca cezalı sakat oyuncuya rağmen- yine de 5 oyuncu sahaya çıkabilmiş. Futbol: İlk yarım saat Beşiktaş’ın dağınık baskısı. Bir iki karambol ve günlerce sakız gibi çiğnenen 3 VAR kararı. Beşiktaş’ın skoru koruma dışında bir kaygısı yok. Galatasaray’ın da skoru değiştirecek mecali ve düzeni... Gerisi top kayıpları, amaçsız paslar, fauller, duraklamalar…

Paralar bitince
Peki fark nerede? Dünden bugüne fark sadece kasaya giren paranın azalması hatta bitmesi. Gereksiz transferlerle ve abartılı maaşlarla denizin tükenmiş olması. Takım kurup takım bozmaya meraklı taraftar kesimi ise işler kötü gidince hoşnutsuzluğunu nefrete dönüştürmüş durumda. Beşiktaş taraftarı takımlarını kayıtsız şartsız desteklemesiyle, şovlarıyla futbolun ve takımın olumlu bir parçasıydı. Ben uluslararası maçlarda yabancı basın mensuplarının maçı bırakıp Beşiktaş taraftarını hayranlıkla seyrettiğini çok gördüm. Ama artık öyle mi?
Son Galatasaray maçında Beşiktaş tribünleri bugüne dek hiç görmediğim kadar etkisizdi. İşler kötüye gitmeye başlayınca oyuncularına yüklenmeleri de hiç alışık olduğumuz bir şey değil. Baksanıza şampiyonluklarda (ve geçen yılki Galatasaray galibiyetinde) büyük paya sahip oyunculardan Oğuzhan bu tepkiden nasibini aldı. Artık onun Vodafone’da doğru dürüst top oynayabileceğini ya da oynatılacağını sanmıyorum. Oğuzhan Fenerbahçe’ye ya da Galatasaray’a gidip Vodafone’a çıksa bu kadar ıslıklanmazdı herhalde. Yani futbol dünyasındaki bu kriz taraftara da bulaşmış durumda ne yazık ki…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ha hakem ha referee 25 Nisan 2024
Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları