Fr-ansızın sokağa çıkışı...

06 Aralık 2018 Perşembe

Fransa’da 17 Kasım’dan bu yana devam eden “sarı yelekliler”in eylemleri ülke sınırları dışında da karşılık buldu. İstemlerin neo-liberal politikalara karşı bir duruş görünümü alması bunda en önemli etken.
Benzin zammı halkın içinde biriktirdiği öfkenin üstüne benzin döktü!
Fransa’da her araçta fosforlu sarı yelek bulundurulması şart. Eylemlere adını bu sarı yelekler verdi. Ortalama 40 yaş grubundan, asgarı ücret düzeyinde geliri olan Fransızlar, bir buçuk yıl önce iktidara gelen Macron’un politikalarını onaylamadıklarını sarı yeleklerini giyip sokağa çıkarak ilan ediyorlar. Sağ-sol hiçbir partiye ya da gruba ait olmadıklarını ifade etmek için de tek sembol olarak sarı yelekleri kullanıyorlar.
40 maddeyi aşan istemler listesinin özünde sosyal devlet istemi, ayrımcılığın kaldırılması, kamu mallarının satışının yasaklanması, kemer sıkma politikasına son verilmesi var.

***

Yukarıdaki istemlere Fransız halkının yüzde 80’i destek veriyor.
Buna karşılık Macron’un bir buçuk yıllık icraatının özeti şu:
- Servet vergisini kaldırdı.
- Ekonominin yükünü zamlarla halka yükledi.
- Parlamentoyu devre dışı bırakıp kararname ile işleri yürüttü.
Sorun sadece Fransa’nın değil; küresel!
Sarı yeleklilerden çıkarılması gereken dersler var.
Sarı yelekliler, Macron’un neo-liberal politikalarına dur diyecek bir muhalefet olmadığını düşünüyorlar. Sendikaların da bu gidişin bir parçası olduğu görüşündeler. Onlara Fransız ihtilalini yapanların torunları demek erken. Ancak istemleri, yeryüzünün dört bir yanında yaşanan büyük eşitsizlikleri akla getiriyor.

***

Dünyada 1980’li yıllarda zengin kuzey ülkelerinin toplam refahtan aldığı pay yüzde 60 iken, bugün yüzde 90. Bu büyük oransızlık zengin ülkelerin kendi içinde de var.
Buna karşılık yeni ekonomi politikaları üretilmiyor. Bu beklenti doğal olarak sol partilerden. Alman sosyal demokratları seçenek üretemediği için, oy oranları tarihin en düşük seviyesinde.
İngiltere’de 69 yaşındaki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, partisinin geçmişteki liberal politikalarını da reddederek partiyi ayağa kaldırabildi. Ancak bunun yerine konacak siyaset konusunda tam mutabakat yok.
1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra ortaya çıkan devletler de çoğunlukçuluktan çoğulculuğa geçemedi. Çin’de devlet başkanlığı süresi 10 yıldı. Geçen mart ayında 2964 delegeden 2958’inin oyuyla bu sınır kaldırıldı. 2013’te koltuğa oturan Şi Cinping, ömür boyu devlet başkanı olarak kalabilecek.
Türkiye’deki gidişi de dünyadan ayıramayız.
Gün, tarihin akışını değiştirecek, toplumun özlemlerini karşılayacak, düşünceler, seçenekler yaratma günü...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları