Yaratıcı liderlik dersleri

19 Aralık 2018 Çarşamba

Söylediğiniz şeyler yaptıklarınızla bir olmasın.
Yaptığınız şeylerin söylediklerinizle alakası bulunmasın.
Dün ak dediğinize bugün kara deyin, kara dediğinize ak.
Kendi mağduriyetiniz söz konusu olduğunda kendinizi yerlere atıp tepinin.

Başkalarını mağdur etmeyi kutsal görev bilin.
Muhaliflerinize, hukuk tanımadan girişin.
Size yan bakan hakkında dava açın. Aleyhinize edilen her ama her lafı hakaret sayın.
Ve siz ona buna yan bakın, onun bunun ensesini patlatın, olmadı patlattırın.
Yargıçları hâkimleri kendinize bağlayın.
Medyayı parmağınızda oynatın.
Tüm mahkemelerden kararlar sizin istediğiniz gibi çıksın.
Tüm gazetelerde haberler sizin istediğiniz gibi yazılsın.
Hâkimler savcılar el etek öpsün, medya etrafınızda pervane gibi dönsün.
Siz ağza alınmayacak ne kadar laf varsa ağza alın, onlar halka sanki şiirmiş gibi aktarılsın.
Ona buna, yerli yersiz küfredin, tehdit edin, itham edin; öfkeniz haklılığınız gibi yansıtılsın.
Halkı bizzat sokağa çağırın, hayatlarını tehlikeye atın, onlara zorlama kahramanlık destanları yazdırın.
Ama halk hakkını aramak için sokağa çıkmasın, hatta evden başını çıkarmasın diye bir bardak suda fırtınalar kopartın.
Sakın ola ki siz hiçbir şeyin hesabını vermeyin ve her şeyden bizzat hesap sorun.
Bu arada ne hakkınızdaki yolsuzluk iddialarını çürütmeye tenezzül edin, ne de hukuksuzluk suçlamalarına kulak asın.
Size laf edeni terörist diye işaretleyin, o lafların arkasında ne var diye bakmaya kalkanı, teröriste yardım ediyor diye parmakla gösterin.
Bildiğiniz yolda hiçbir şey olmamış gibi yürüyün.
“Ama bir şey oldu” diyenleri, sanki onlar suç işliyormuş gibi tek tek işaretleyin.
Sizin gerçeklerle işiniz olmasın, halkın da olmasın.
Kendi gerçeğinizi kendiniz yaratın ve tüm ülkeyi o yaratılmış gerçekliğe inanmaya mecbur edin.
Etrafınızda sadece korumalarınız, biat edenleriniz ve her dediğinize alkış tutanlarınız olsun.
Onları yüksek mevkilere getirin.
Onların yakınlarını da mevkilere getirin.
Ve onların yakınlarını da...
Hazine’yi yönetenden, demiryollarının makaslarını yönetene kadar, hiç kimse işinin ehli olmasın ama sizin adamınız ya da adamınızın adamı ya da adamınızın adamının adamı olsun.
Bırakın Hazine batsın, demiryolları yıkılsın. Yeter ki iktidarınıza bir şey olmasın.
Bir saadet zinciri kurun, ülkeyi o zincire bağlayıp yerlerde sürükleyin.
Size “Ne yapıyorsun!” diyeni yine o zincirle kırbaçlayın, zindana atın, boğun gitsin.
Yaratıcı liderlik adil olmayı gerektirmez, tutarlı olmayı gerektirmez, iyi niyet istemez, ilkeli bir siyasete mecbur etmez, istikrarlı bir dil diye tutturmaz...
Yaratıcı olun yeter ama o yaratıcılık eninde sonunda yıkıcılık ister.
Kendi varlığınızı sürdürmek uğruna ülkeyi ateşe atabilirsiniz.
Aynı uğurda en yakınlarınızdakileri de yakabilirsiniz.
Size güvenenleri sırayla tek tek harcayabilirsiniz.
Bu arada ağzınızdan birkaç kötü laf mı kaçmış? Mevkinize yakışmayan bir dille sağa sola tehditler mi yağdırmışsınız? Bir gazeteciyi üst üste tehlikeli bir şekilde hedef mi göstermişsiniz?
Siz yaratıcı liderlikten yıkıcı liderliğe geçişte ne ilksiniz ne de son olacaksınız.
“Anamız ağlıyor” diyen öfkeli ve yoksul çiftçiye “Ananı da al git” dediğinizde bırakın sonlanmayı, neredeyse daha da cilalanmadı mı politik kimliğiniz?
Hiç kuşkunuz olmasın, yakın tarihi gazeteci cinayetleriyle yazılan bu ülkede, haliyle, tam hak ettiğiniz ve hatta hak ettiğimiz yerdesiniz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları