Korku diktasını kıracak bir yıl...

29 Aralık 2018 Cumartesi

52 yıl önce yeni yıl kartlarının yazılmasının ağır bastığı, sonrasında telefonlu kutlamalara kaçış, arkasından da hiç sevmediğim ve asla denemeye kalkışmadığım herkese birden çekilmiş birkaç cümlelik, özeli olmayan yeni yıl kutlama mesajları yerine, ulaşmayı başaramadıklarım için gazete köşesinden paylaşmayı seçtiğim, zamanın ruhunun ağır bastığı sloganlaşmış cümleciklerimi anımsamaya çalıştım..
Yetmişli yıllarda cezaevlerinde olanlara kart göndermek öncelik aldığından, gazetenin yakın dostlar, haber kaynakları için kişi başı dağıttığı kartlar yetmediğinden, cepten alınmış kartlar da eklenir, günlerle yazma, postalamanın zorluğunda, dışarıdakiler olabildiğince telefonla aramayla geçiştirilirdi.
Seksenli yıllarda da, yani iki büyük askeri darbe süreçleri için durumlar bizim mahalle, sol cephesinden, öncesi sonrası süreçleriyle kuşkusuz isimler üzerinden kimileri değişmeden, toplumsal örgütlenmeler cephesinden gazeteciler, sendikacılar, öğrenci gençlik, sivil demokratik örgütlenmeler cephesinden.. hiç değişmediler.
Çok anlamlı bir ayrıntı içeridekiler ve dışarıdakiler bağlamında onur kırıcı bir bedel ödeme söz konusu olmadığından olacak, moral değerler yüksek kalır, içeriyle bağlantının odağındaki hak savaşımlarına inanç, sonuçta savaşımın hak kazanmaya dönük inanç bağları kırılamadığından “en kötü günümüz, yılımız böyle olsun” anlamında vurgulamalar, tekerlemeye dönüşürdü.

***

Birinci, ikinci Silivri sivil darbe süreçlerinde işin rengi çok fazla değişmişti. Askeri darbeler süreçlerinde soldan bedel ödetilenler doğrusu yanlışlarıyla hak arama istençlerinin karşılığı bedelleri ödediklerine, eninde sonunda da örgütlü hak arama savaşımlarının kazanılacağına inandıklarından, dayanışma, moral değerler en ağır koşullarda bile başın dik tutulmasına yeterli gelirdi..
Dahası askeri darbeler süreçlerinde insan haklarına aykırı sağdan bedel ödetilenler için de, en kaba analiziyle insan hakları mağduru olmanın boyutları ile doğru orantılı, hak arama reflekslerinde dayanışma, birliktelik geçerliydi. Ülkemiz gerçekçiliğinde, askeri-sivil darbeler, ağırlıklı Amerikan projeleri, emperyal güç odaklı çıkarlar adına gerçekleşiyorken, süreçlerin işleyişinde temel ayrışmaların, gerçekliklerin kökten farklılıkları nasıl sorgulanmalı?
Emperyal çıkarların şaşmaz mantığında, darbede hedef alınan ülke, bizim için elbette Türkiye, ülkenin demokrasisi, insan hakları, gelişmişliği, vatandaşlarının kazanılmış en temel insan hakları, hak-hukukları, gelişmişlik düzeyleri umursanmaksızın, emperyal çıkarlara hizmet şaşmaz tek ölçüt olduğuna göre.. Sandıktan çıkan sivil iktidar erkinin çıkarlara güçlü katkısı sürecinde desteklenmeleri, kullanım süreçlerinin dolması ile de götürülmeleri esas..
Çok partili düzene, demokrasiye geçişte basamak Demokrat Parti’nin iktidar icraatları süreçleri gibi, Özal İktidarlarının iktidar süreçlerinde de hak-hukuk, demokrasiden sapmalar sorun olmamıştı. Ancak 27 Mayıs askeri darbesi ile gelen çağdaş demokratik anayasal düzen, örgütlenme özgürlükleri ile ülkemizde yaşanan çağdaş demokrasiyi yakalamadaki çok hızlı ve çok güçlü örgütlülük, emperyal çıkarlara katkıda sorun olunca, kazanılmış anayasal hakların gasp edilmesinde etkin işlev yapacak askeri darbeler gündeme sokulmuştu.
Emperyal çıkarlara katkıda iktidar erki işe yaramaz, yeterince kullanılamaz olunca, bu kez sivil darbelerle çarkların dönüşünün tersyüz edilmesinde yeni bir sürece girildi. Günümüz emperyal çıkarlarının korunmasında artık geçici askeri darbelerin getirisinin yeterince etkinliği sağlanamadığında, sandıktan çıkan sivil darbelerle otoriterleşmeye geçiş, dünya ölçeğinde ivme kazandı.
Ülkemiz özelinde Amerika’nın Ortadoğu işgali gündeme girerken, destek alınamayan Ecevit koalisyon hükümetinin yıkılması, ılımlı İslam projesi çerçevesinde, Erdoğan liderliği-Cemaat ortaklığı ittifakında tezkereye evet sözü alınmış AK Parti Hükümetinin kuruluşu artık bilinmeyen, sürpriz değil. Sonrasında yaşanan, yaşatılan Birinci, İkinci Silivri sivil darbe süreçleri..
Evrensel insan hakları, demokrasi, hakhukuk devlet düzeni kavramlarında, en etkili medya güdüleme gücü, hak algısı kavram oyunlarıyla, Hitler faşist diktatörlüğünün iktidara geliş yöntemleri, dünya çapında sandıktan çıkmış diktatörlükler, korku imparatorluklarına dönüşmüşken, yeni yılların en anlamlı dileği, korku diktatörlüğünü kıracak yol arayışlarından başkaca ne olabilir ki?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları