Bilgisizliğin gülmecesi

31 Aralık 2018 Pazartesi

Bugün sona ermekte olan 2018 yılında ülke büyük bir siyasal değişim yaşadı; tam anlamıyla Başkanlık rejimine geçildi. Rejimin gerçek özellikleri de giderek su yüzüne çıkıyor. Özelliklerden biri bilgisizleştirme, diğeri de gülmecedir.
Dünyada bilgi toplumuna geçiş ve iletişim devrimi yaşanırken Türkiye’nin Başkanlık rejimi, bu gidişe tümüyle ters bir politika izliyor. Çok önemli konularda bile topluma ya hiç bilgi verilmiyor, ya da eksik bilgi ve yanlış bilgi veriliyor.
Bilgisizleştirme tüneline sokulan toplum, bunun bir sonucu olarak mizah yeteneğini de tümüyle yitiriyor.

Bilgi kaynakları kurutuluyor
Ülke içinde bilgi üretimi azaltılıyor; yurtdışından gelen bilgiler de sınırlandırılıyor
Sondan başlayalım: Küresel ansiklopedi Wikipedi’ye erişim Nisan 2016’dan bu yana yasaktır. Yabancılara da yanlış bilgiler verilmek isteniyor. Geçen günlerde BBC’de Hard Talk programına katılan Başkan Erdoğan’ın üstelik bir bilim insanı bir başdanışmanı, hapisteki gazetecileri için onlar gazeteci değil diyebiliyor!
Yeni yılda e-kitapta yüzde 8, e-gazete ve dergide yüzde bir olan vergi oranlarının yüzde 18’e çıkarılacak olmasıyla bilgi edinmenin önüne çok büyük bir engel daha konuyor.
Dahası, yerli bilgi kaynakları kurutuluyor.
Önce, bilgi üretimi araştırmaya dayanır. Üniversiteleri tümüyle Başkan’a bağımlı kılan AKP, son yıllarda altı bin dolayında -dolayında diyorum, çünkü bu sayı da tam olarak bilinmiyor- bilgi üretebilecek bilim insanını üniversiteden uzaklaştırdı.
Sonra, halkın vergileriyle yaşayan kamu kurumları, kamuoyuna, konularıyla ilgili ya hiç bilgi vermiyor ya da yanlış bilgi veriyor. Bu ülkenin son yıllarda karşılaştığı en ağır yıkım olan 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışması konusunda en üst düzey askeri yetkililer de, MİT yetkilileri de topluma bilgi vermediler. Toplum her gün bu bilgi eksikliğinin kısır kavgalarını yaşıyor. Derlediği istatistik bilgilerinin gerçeği yansıtmadığı bilimsel olarak kanıtlanan TÜİK kendisini düzeltecek yerde, enflasyonla ilgili biriminin başındaki yöneticiyi görevden alıyor ve bunun nedenini kamuoyuna açıklama gereği bile duymuyor. Çalışırken yaşamını yitiren işçiler, çocuk taciz ve evlilikleri, kadın cinayetleri, devletin istatistiklerine girmiyor.
Kimi konulara ise hiç dokunulmuyor. Örneğin ABD’nin askerlerini Suriye’den çekme kararı Başkan’ın büyük zaferi olarak göklere çıkarılıyor. Ancak, ülkemizde kaç ABD askeri bulunduğu, gündeme bile getirilemiyor. Suriye demişken, sahi, bu ülkeye gelen Suriyelilerin toplam sayısı ne kadardır? Bunlara yapılan harcamaların ne kadarı bu halkın vergileriyle karşılanıyor? Sorabilen var mı?
Basın üzerinde onca baskı varken nasıl sorulsun?
Baksanıza, Başkan’ın önceki hafta FOX ana haber sunucusu Fatih Portakal için, “Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor” sözlerinden sonra Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni” demesi ve Başkan’a alkış tutan, yalakalığını akıl almaz noktalara taşıyan yandaş basının bir de hedef gösterilen o meslektaşını suçlaması, toplumu bilgisizleştirmenin geldiği gerçek durumu anlatmıyor mu?

Gülmeceyi de…
Aynı günlerde bu toplumun yaşayan iki gülmece çınarı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen, kimi sözleri nedeniyle önce Başkan’dan sanatçı müsveddesi damgasını yiyor; sonra mahkemeye veriliyor; daha sonra da daha yargı süreci sonuçlanmadan, yandaş basın- yayın yazar ve yorumcularının ve biri üstelik bir CHP milletvekili olan kimi siyasetçilerin ağır saldırılarına uğruyor.
Ülkenin bütün ağır işlerini tek başına üstlenen Başkan Erdoğan, geçen hafta ülkemizde artık tam demokrasi var, dedi. Böylece, onca yükü yetmezmiş gibi, gülmece ustalarına taş çıkaracak yeni bir işe, adına ister kara deyin, ister demeyin, mizah işine de el atmış oldu.
Bilinen bir gerçektir ki, bilgisizleşen toplum, giderek, usa vurma ve akıl yürütme yetilerini de yitirir. Geriye mi? Çok acıklı gülmece kalır!
Yeni yılınızı kutlarım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları