Gülengül Altınsay

Umudum yok

03 Ocak 2019 Perşembe

Yeni bir yıla girdik ama yazacak bir tek iyi şey bulamıyorum. Şöyle insanlara umut veren, içini açan. Futbolumuz o kadar köreldi, o kadar renksizleşti ki, o kadar içinden çıkılmaz hale geldi ki. Ve her şey o kadar kendini tekrar ediyor ki. Dipsiz bir kuyuda hep beraber düştükçe düşüyoruz. Hani bir dibe vursak belki çıkışa geçeceğiz ama bir türlü o dibi de bulamıyoruz. Yine de geçtiğimiz 2018 yılının düşüşün daha bir belirgin yaşandığı yıl olduğu kesin. Ülke içinde, ülke dışında çok daha hızlı yaşandı bu.
Artık büyük küçük tüm kulüpler maddi dar boğazda. Eldeki futbolcuların ücretlerini bile ödeyemez hale düştüler. Ve pahalı futbolcuları göndererek zarardan kâr etmek şimdinin modası. Kulüp yönetimleri bununla övünebiliyorlar. “Baştan neden böyle ağır yaptırımları olan riskli sözleşmeler yaptınız” diyen olmaz sanıyorlar.
Ve sonuçta karşımızda posası çıkmış bir sürü futbolcuyla şişkin kadrolu takımlar var. Ama bu arada taraftara da umut vermek gerek. Oyalanacakları bir iki transfer yapmak gerek. Yani eski tas eski hamam.

Hayal kırıklıkları
Bu arada zaman zaman bir kıpırdanma ve bu çıkmazdan kurtulma çabaları da olmadı değil. Beşiktaş “Feda” sezonunda zorunluluktan yeniden yapılanma başlatmıştı. Belli ölçülerde gerçekleşen bu süreç zorunluluklar ortadan kalkınca inanılmaz bir hızla çöktü. Ve gelinen nokta ortada.
Fenerbahçe Ali Koç’la silkinmek, her şeye sil baştan yapmak, bir Avrupa kulübü yaratmak istedi. Fakat yanlış seçimler, bilgi ve görgü eksikliği, sahada alınan kötü sonuçlar ve var olan sistemin baskısıyla çarçabuk U dönüşüne geçtiler. Ve orada da değişime dair umutlanacak bir şey kalmadı.
Galatasaray kötü yönetildiği için tüm kaynaklarını eritti. Bu sezon zar zor UEFA lisansı aldılar. Kadro kalitesini yitirdi. Ve tarihin en kolay Şampiyonlar Ligi grubundan bile çıkamadılar. Ama yeni durumu, yeni koşulları bir türlü kabullenemediler. Hala fakir düşmüş zengin kompleksiyle pahalı oyuncu peşindeler.
Başakşehir ise kamu vicdanını (eğer kaldıysa) rahatsız eden var oluşuna rağmen iyi hocalarıyla ve istikrarlı futboluyla örnek takım olma umudu vermişti bize. Ama onlar da kolay yolu seçmekte gecikmediler. Arkalarındaki THY, İSPARK, İGDAŞ, Medipol, İETT gibi güçlü sponsorlarıyla tıpkı Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi yaşlı eski şöhretlere milyon dolarları vermekte yarıştılar. Ve futbolcu simsarlarına da.
Ve şu anda kimsenin kimseye-biraz Trabzon biraz Bursa dışında-örnek olacak yaptığı bir şey yok.
Herkes aynı kuyunun içinde.

Yüzleşmek için yüz gerek
Kim en az kötüyse kim en az engelle karşılaşırsa o ipi göğüsleyecek. Bizim aramızdan bir birinci çıkması, bu hangi takım olursa olsun, bir başarı olmayacak. Çünkü kıstas bizim futbol ortamımız, bizim futbol seviyemiz olamaz. İçe kapanık yerli ve milli futbolumuz olamaz! Durum böyleyken 2019’dan tek dileğim var: Bu krizin nihayet bir fırsata çevrilmesi. Bir yerlerden birilerinin uyanması ve krizle yüzleşmesi. Ve radikal kararlar alması... Ama bunları kimlerden bekleyeceğiz? Krizin mimarlarından mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kim çürümüş? 18 Nisan 2024
Süper kriz 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları