Batı ile İlişkilerde IŞİD

15 Eylül 2014 Pazartesi

IŞİD bölgede yaratılan kaos ortamının yarattığı bir canavar mı? Yoksa doğan bu canavardan “herkesin” kendine göre “yararlandığı” bir yaratık mı?
Bu iki sorunun da yanıtı “evet”tir. AKP yönetimi hem Batı’ya muhtaç hem de Batı’nın hoşlanmadığı bir biçimde “kendi düzenini oluşturuyor”.
Bu çelişkili görülen oyunda her iki taraf kendi hedeflerine ulaşma çabasındalar. ABD, AB ve İsrail Kürdistan’ın peşinde. Bizimkiler ise Batı desteğiyle ayakta ve iktidarda kalmak amacında.
Ergenekon, Balyoz, Cemaat, paralel devlet gibi yapay türevler bu çelişkiler yumağının sonucudur.
İşin ilginç yanı bu gariplikler sonucu her iki taraf da belli bir ölçüde amacına ulaşmıştır.
Bugün gelinen noktada IŞİD sorunu Ankara’yı birkaç bakımdan zorlamaktadır;
IŞİD’e giden doğrudan ve dolaylı yardımlar Batı merkezlerinde duvara toslamış ve Ankara’nın itham edilmesine yol açmıştır. Hatay (ve Cilvegözü) Batı’da “serbest bölge” olarak tanımlanıyor.
- Ankara’nın “Ortadoğu Sünni politikası” ve IŞİD arasındaki ilişkiler yönetimi zor duruma soktu.
- Obama’nın IŞİD’e karşı yeni operasyon planı Ankara’yı rehineler konusunda çelişkiye itti.
- Öte yandan IŞİD’e karşı Barzani’ye yardımın sonuçta PKK’ye gideceği olasılığı başka bir sorunlu nokta.

IŞİD’e karşı operasyon ve Kürdistan
IŞİD bugüne kadar operasyonları ile, Irak Kürdistanı’na Suriye’deki Kürtlere büyük ölçüde yardım etti.
- IŞİD’in açtığı yol Kürdistan’ı genişletti.
- IŞİD Sünni olmayan Arap bölgelerine ve Türkmenlere saldırarak Barzani’nin işini kolaylaştırdı.
- Kontrol edilemeyen IŞİD Erbil kapılarına dayanınca Batı ayağa kalktı ve ancak o zaman IŞİD’i vurdu.

IŞİD’in Suriye cephesi
IŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye’de egemen olması Suriye Kürdistanı’nın (Rojava) da yolunu açtı. ABD’nin IŞİD’i Suriye’de de vurma olasılığı (ve kararı) Kuzey Irak Kürdistanı’nın Suriye ayağının oluşturulmasının yolunu açacaktır.
Bir anlamda IŞİD, Kürt koridorunun tamamlandırılmasını kolaylaştırıyor. Canavar, bir araç durumuna geliyor.
Irak’ta 1991’de İncirlik üzerinden başlayan süreç, Obama’nın son kararıyla Suriye’de de tekrarlanacak ve iş tamamlanmış olacaktır.
Hatay konusu (ve sorunu) 1990’lı yıllarda Brüksel’deki komisyonlara taşınmaya başlamıştı bile. Önümüzdeki dönemde Türkiye, büyük olasılıkla Hatay sorunuyla karşı karşıya bırakılacaktır.

Bölünen Irak, bölünecek olan Suriye
Üçe bölünen Irak’tan sonra Suriye de Kürt, Sünni ve Sünni dışı olmak üzere bölünme yoluna sokulmaktadır. Geniş bir Hıristiyan nüfusun bulunması işlere yardımcı olacaktır.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin en somut sonuçları Türkiye’nin güney sınırlarındaki iki ülkede “başarılı” (!) bir biçimde alınmaya başlandı.
Ne yazık ki bu faturaya Türkiye de dahil ediliyor. Açılımlar Türkiye’yi geri dönmesi çok zor noktalara kadar getirmiş bulunuyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları